Advertisement

Küresel bankacılık sisteminin neden eridiğini ya da bildiğimiz formuyla 'banka'nın neden yavaş yavaş kapitalist yapılar sahnesinden çekileceğini yazmaya devam ediyorum. Önceki yazılarda (en altta ağ bağlarını bulmak mümkün) negatif faizden küresel yavaşlamaya, yatay getiri eğrilerinden regülasyonlara kadar birçok konuya değindim. Bugün ise bankacıların yeni belası 'fintech' sistemini ve bunun bankalara olan etkilerini anlatmaya çalışacağım.

FINTECH

Financial ve technology kelimelerinin birleşmesi ile oluşan bu kelime adından da anlaşılacağı üzere oldukça basit bir kavram ve finans ile teknolojinin buluşmasını anlatıyor. Teknoloji geliştikçe finansal ürünlerin sunulma biçimi de değişiyor. Böylece müşterilerin kullanıcı deneyimleri iyileşiyor. Bu iyileşme güvenlik, etkinlik, şeffaflık ve ucuzluk getiriyor. Maliyetler düşüyor. Tüketici için iyi olan bu şeyse bankalar için belalı bir alana işaret ediyor.

Bu belalı habitatta yeni kurulan teknoloji şirketleri mantar gibi ortalığa saçılıyorlar. The Economist'e göre şimdiden 4 binden fazla yeni kurulan şirket faal durumda. FT'ye göre bu alana son 6 yılda 19 milyar dolardan fazla yatırım yapıldı ve bunun çoğunluğu yakın zamanda yapılmış durumda.

Bu şirketlerin modelini en basit şekli ile tarif edersek, teknoloji üreten ve bunu pazarlayan ya da şirketlere satan şeklinde özetleyebiliriz. Fintech sayesinde artık banka olmanıza gerek yok. Yani yüzlerce ya da binlerce şubeye ihtiyaç duymadan hızlıca kredi verebilir, ödeme emri alabilir ya da aklınıza gelen ne varsa yapabilirsiniz. Bunun için gerekli izinleri almış olmanız yeterli.

İŞ MODELLERİ

Şimdi biraz daha detaya inebiliriz ve bankaları neyin tehdit ettiğine bakabiliriz. En çok konuşulan 'blockchain' ile devam etmek en doğrusu olacak. Sanayi 4.0'ı konuştuğumuz şu günlerde finansal endüstriye en yakın örneklerden biri burada görülebilir. Yeni teknolojiler ile işlerin nasıl yapıldığı ve bilgi saklama yöntemi değişiyor. Bu yöntem ile sizin bilginiz anlık olarak sürekli kontrol ediliyor, istekleriniz hızlıca algılanıyor. Bunun birkaç sonucu oluyor. Gelin olası bir senaryoyu beraber deneyimleyelim.

Kredi almak için bir onaya ihtiyacınız var ancak belki de bu kadar vaktiniz yok. Bireysiniz ya da şirketsiniz. Bordro ya da bir teminat mektubu gerekiyor. Aldığınız krediyi nakit olarak Uganda'daki antikacıya ya da Çin'deki iş ortağınıza ulaştırmak niyetindesiniz. Krediyi en iyi ihtimalle 2-3 günde çıkarttığını ve paranın da 3-5 gün içinde ulaştığını tahmin ediyorum. Oysa bu yeni sistemde sınırlar arası şekilde tüm bilgileriniz kontrol edildi, kredinize hemen ret ya da onay geldi ve siz de parayı gönderdiniz... Para dakikalar içinde karşı tarafın hesabına geçti. Üstelik maliyeti eskiden en az 50-100 dolar civarında gezerken şimdi 10 dolara bu iş tamam oldu. Peki banka? Bankaya gerek kalmadı...

Ya bankalar da bu sisteme sahip çıkarsa? Öyleyse SWIFT sistemine gerek dahi kalmayabilir. Ya da belki SWIFT kendini yenilemek zorunda kalabilir.

BUNUN SONUÇLARI OLACAK

Finans dünyasında bana kalırsa en anlamlı cümlelerden biri 'sonuçları olacak'tır. Konuşmanın bedava olmadığını size hatırlatır. Hatta yabancılar bunu -tam olarak Türkçe'leştirmek gerekirse- 'ağzının olduğu yere paranı koymak' olarak tanımlarlar. Yani sadece konuşma, aynı zamanda paranı ya da pozisyonunu, kariyerini vs. ortaya koy ki söylediklerine inandığını anlayalım. İşte buradan hareketle, fintech gelişmelerinin de sonuçlarını tartışmakta fayda var keza faturası bankacılar için ağır olabilir.

Öncelikle, küresel bankaların gelirlerinin kabaca %60'ı kredi vermekten geliyor. Ödeme sistemleri ile gelen gelirin tüm gelir içindeki payı ise %7 civarında. Şimdi bu şirketler, bu gelirlere göz dikmiş durumdalar. Şubeleri olan koskoca bankalar ile baş etmek elbette kolay olmayacak. Hatta bankaların da elleri boş durmayacak. Doğal olarak, bu şirketleri satın alacaklar ve bu sistemlere onlar da sahip olacaklar. Ancak bu, dönüşümü engellemeyecek; bilakis hızlandıracak. Yani iş modellerinde yeni yapılara göreceğiz. Bireylerin yaşadıkları özgürlük ve rahatlığı daha ileri safhalarda yaşayacaklarını göreceğiz. Aynı rahatlığı kurumlar da talep edecekler. Kurumsal ödemeler ve bankacılık işlemleri hem daha rahat yapılacak, hem daha hızlı olacak, hem de ucuzlayacak.

Kötü haber ise sektör çalışanlarına. Krizden bu yana 700 binden fazla insanın işini kaybettiği Avrupa ve ABD piyasasında yeni işten çıkarmalar yolda olabilir. İşlemler karmaşıklaşırken yapılış biçimleri kolaylaşacak. Bu aradaki ilişkiyi sağlayan ve bunların olmasını sağlayan bankacıları işlerinden edecek. Citigroup'un son raporuna göre önümüzdeki 10 yılda bu iki kıtada işten çıkarmalar 1.7 milyon kişi artacak. Bu, tüm sistemde istihdam edilen çalışan sayısının 1/3'ü! Daha fazla analize gerek olmadığını düşünerek burada duruyorum.

TÜRKİYE'DE DURUM

Ülkemiz ödeme sistemlerinde oldukça ileri bir aşamada ve kredi kartını yaygın olarak kullanan ülkelerden biri. Hatta BKM'ye (Bankalararası Kart Merkezi) göre 171 milyon kredi kartıyla Türkiye, Avrupa'da 1. sırada. İnternetten ödemelerde artış oldukça hızlı, geçtiğimiz yıl her 5 kart işleminden 2'si internetten geçmiş durumda. Diğer yandan, ülkede bankacılık sisteminin oldukça yaygın bir şube ağı var. Son verilere göre ülkemizde 11 binden fazla banka şubesi var. Bu, ilerleyen yıllarda bankaların bakacakları bir alan olacaktır. Hele ki dünyada bu bölümü küçültme eğilimi sürerse ve teknoloji beklendiği şekilde maliyet düşürücü etki yaparsa.

Fintech başlangıçlarına bakacak olursak, yatırımlar son 4 yılda 8 katına çıkmış durumda ve büyüklük 9,6 milyon dolara vardı. Bu alanda girişimciliği güçlendirmek için hizmet veren fintechistanbul.org adresi ve BKM girişimleri ile hacmin ve ilginin artabileceğini söylemek mümkün.

Toparlamak gerekirse, fintech için Türkiye'de kocaman bir oyun sahası var ve hala bakir görünüyor. Türk bankalarının BKM yolu ile her türlü girişimi kontrol etme ve yönlendirme gücü bulunuyor ancak yukarıdaki örnekte de belirttiğim gibi, bu gelişimi engellemekten çok onu hızlandıracak bir girişim olacak. Teknoloji maliyetleri aşağı çekecek ve bu ne yazık ki bazı bankacıların işlerine mal olacak. Belki de avunulacak yanı, teknoloji ile uğraşan personelin sayısı artacak ve nette istihdamda bir azalma olmayacak. En azından öyle umalım...

http://www.bloomberght.com/yorum/gokhan-sen/1854846-bankalar-duserken-i

http://www.bloomberght.com/yorum/gokhan-sen/1855264-bankalar-duserken-ii

http://www.bloomberght.com/yorum/gokhan-sen/1857136-bankalar-duserken-iii

http://www.bloomberght.com/yorum/gokhan-sen/1861973-bankalar-duserken-iv