Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Avrupa Birliği "radikal plan" ile bir kez daha uçurumdan döndü

Avrupa Birliği "radikal plan" ile bir kez daha uçurumdan döndü

AB'nin hazırladığı 2.4 trilyon euroluk daha önce benzeri görülmemiş harcama planı blok'un tekrar canlanmasına neden olabilir

Giriş: 28 Mayıs 2020, Perşembe 17:04
Güncelleme: 28 Mayıs 2020, Perşembe 17:04

Avrupa Birliği (AB) bir kez daha uçurumun kenarından geri adım attı.

Benzersiz yapısı ve iddialı boyutu ile birlikte, Avrupa Birliği'nin (AB), 750 milyar euroluk ortak tahvil arzı ile çıpalanan, 2.4 trilyon euroluk (2.6 trilyon dolar) toplam toparlanma harcamaları, piyasalardaki tedirginliği halihazırda yatırştırmaya başladı ve bu tutar, oldukça zor güler yaşayan blok'ta birlik ve dayanışma hissini tekrar güçlendirebilir.

Ekonomik acının tüm kıtaya eşit olmayan bir şekilde dağılması ile birlikte, bu inisiyatif, 27 üyeli topluluk için gerçek bir mali birliğe yönelik büyük bir adımı oluşturuyor ve AB'yi sinir bozucu bir işgüzardan ziyade bir iyinin gücü olarak yeniden konumlamayı amaçlıyor.

Yaşayanların hatıralarındaki en kötü resesyonla karşı karşıya bulunan AB yeni bir eşiği aştı: Topluluk kollektif gücünü, fon elde eden üye ülkelerin geri ödemek zorunda olmayacakları yoğun miktarda parayı bir araya getirmek için kullanacak.

AB içindeki ülkeler halen egemenlik değerlerine sahip ve bundan dolayı, çoğu kez kriz dönemlerinde, suya hızla dalmaktansa, önce ayak uçları ile kontrol ederek giriyorlar. Ancak euronun yaratılması ve rekabet ve ticaret gibi politika alanlarında kontrolün devredilmesi ile birlikte, hükümetler, azar azar, onar yıl alan sürelerle, müşterek güç için iktidarlarını devrediyorlar.

Liderler 19 Haziran'da, aylardır ilk kez yüzyüze gelerek, bir araya gelecek ve planın detaylarını görüşecek ve süreç muhtemelen tüm Avrupa projelerinde olduğu gibi, tartışmalar ve çekişmelerle ilerleyecek. Anca bu durum, şu anda masada olanın kapsamını ve şeklini radikal biçimde değiştirmeyecek.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Çarşamba günü Briksel'de Avrupa Parlamentosu'na, "Bu Avrupa'nın anı," dedi ve "Ya tek başımıza ilerleyecek ve ülkeleri, bölgeleri ve insanları geride bırakacağız ve sahip olanlar ve sahip olmayanların bir birliğini kabul edeceğiz, ya da bu yolu birlikte yürüyeceğiz" şeklinde konuştu.