Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Çelik sektöründe Trump belirsizliği

Çelik sektöründe Trump belirsizliği

  • ABD yönetiminin ithal çelik ve alüminyuma uygulayacağı ek gümrük vergilerine ilişkin tartışmalar sürerken, uzmanlar korumacı uygulamaların çelik piyasasında belirsizliğe neden olacağını ifade ediyor

Giriş: 06 Mart 2018, Salı 20:13
Güncelleme: 06 Mart 2018, Salı 20:13

ABD Başkanı Donald Trump'ın ithal çelik ve alüminyuma ek gümrük vergileri getirileceğini açıklamasıyla başlayan tartışmalar sürerken, uzmanlar, korumacı uygulamalara rağmen ticarette ABD'nin yerini kimsenin alamayacağını ancak gelişmelerin çelik piyasasında belirsizliğe neden olacağını belirtti.

ABD yönetimin, ticaretteki korumacı politikaları çerçevesinde ithal çelik ve alüminyuma sırasıyla yüzde 25 ve yüzde 10 ek gümrük vergisi getirmesinin, misillemelere yol açabileceği ve bunun küresel bir ticaret savaşına neden olabileceği dile getirilmeye başlandı.

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi Ticaret Uzmanı William Reinsch, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin çelik ve alüminyuma uygulayacağı vergilerin direkt etkisinin ABD'ye ihraç edilen çelik miktarının azalması olacağını söyledi.

Uygulamanın dolaylı etkilerinin de olacağına dikkati çeken Reinsch, "Eğer tüm ülkeler ABD'ye daha az çelik ihraç ederse o çelik başka bir yere gitmek zorunda. Çelik üreticileri ABD'nin yerini alacak yeni müşteri arayışına gireceği için bu durum çelik piyasasında belirsizliklerin yaşanacağı anlamına geliyor." dedi.

Reinsch, ABD Başkanı Trump'ın, söz konusu vergilerin uygulanması durumunda diğer ülkelerin Çin'e karşı da benzer şekilde tepki vermesini umduğunu belirterek, "Asıl problem Çin'in neden olduğu küresel kapasite aşımı. Çin'in yarattığı problemi çözmek için ülkenin baskılanması gerekiyor. Ancak çoğu ülkenin bunu yapmayacağından şüpheleniyorum ama ABD'ye karşı misilleme yapacaklardır. Bu onlara ya da bize yardımcı olmayacak ve Çinlilere zarar vermeyecektir." değerlendirmesinde bulundu.

"ABD'nin rolünü kimse kapamaz"

İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan da "ABD daha önce savunucusu olduğu serbest ticaret ilkelerinden vazgeçerse AB veya Çin yerini alabilir mi?" sorusunun ekonomik cevabının, ticaret dengesine bağlı olarak “hayır” olduğunu söyledi.

ABD’nin ticaret politikasının ticaret açığıyla sonuçlandığını belirten Manukyan, ticaretin bir ülkeye fayda sağlamasının sadece net ihracatında artış yaşandığında söz konusu olabileceğini dile getirdi.

Manukyan, Birinci Dünya Savaşı'ndan 1960’a kadar yerle bir olmuş dünyada tasarruf açığı ve yüksek yatırım talebinin söz konusu olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Bu ortamda ABD ticaret fazlası verirken sermaye hesabı açık veriyor ve tasarruf fazlasını da yatırıma aç ülkelere yollayarak onların büyümesini, kendi ihracatını destekliyordu. Bu durumda belirttiğim gibi ticaret fazlası veren ve sermaye ihraç eden bir ülkenin ticaretin merkezi olmasında şaşılacak bir şey yok. Ancak artık sermaye ve tasarruf fazlası ve talep açığı söz konusu oldu. Yeniden bir inşa veya teknolojik bir değişim olmayacaksa kısa vadede bu durum da değişmeyecektir. Bu dönem ABD’nin dünyanın tasarruf fazlasını çektiği ve karşılığında ticaret açığı verdiği bir dönem.”

Diğer ülkelerin büyümelerini ihracat üzerine kurmasının ABD’yi yine küresel ticaret rejiminin merkezi yaptığını vurgulayan Manukyan, bu merkez Almanya veya Çin gibi ticaret fazlası veren ülkelere kaydırılırsa bu merkezle iş yapan ülkelerin karşısında açık veren ve böylece ülkenin hızla büyümesini sağlayan bir ortak değil ,aksine yavaş büyümesine neden olacak bir yapının ortaya çıkacağını savundu.

Manukyan, "ABD ticaret rejiminden kaynaklanan gücü ile sadece ticarette değil, ticaret dışı konularda da daha iyi koşullar dikte edebilecek durumda çünkü alternatifi yok." dedi.

ABD'nin ithalatında Türkiye 6. sırada

ABD Ticaret Bakanlığına bağlı Uluslararası Ticaret İdaresi verilerine göre, ABD geçen yılın ocak-eylül döneminde ithal ettiği 26,9 milyon ton çelikle dünyanın en büyük çelik ithalatçısı oldu.

Ülkenin çelik ithalat hacmi söz konusu dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20 arttı.

ABD'nin bu dönemde en çok çelik ithal ettiği ülke yüzde 16 ile Kanada oldu. Bu ülkeyi, yüzde 13 ile Brezilya, yüzde 10 ile Güney Kore, yüzde 9 ile Rusya ve Meksika izledi.

Türkiye bu dönemde yüzde 7 ile ABD'nin en çok çelik ithal ettiği 6'ncı ülke oldu. ABD'nin en çok çelik ithal ettiği diğer ülkeler ise yüzde 5 ile Japonya, yüzde 4 ile Tayvan, yüzde 3 ile Almanya, yüzde 2 ile Hindistan'dan oluştu.

Dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin, ABD'nin en çok çelik ithal ettiği ülkeler sıralamasında Hindistan'dan sonra 11'inci sırada yer aldı.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise geçen yıl Türkiye, yaklaşık 13,4 milyar dolarlık çelik ve çelikten eşya ihracatı gerçekleştirdi. İhracatın yaklaşık yüzde 9'una karşılık gelen 1,2 milyar dolarlık bölümü ABD'ye yapıldı.

ABD ve AB arasında ticari restleşme

ABD'nin ithal çelik ve alüminyuma ek gümrük vergileri getirileceğini duyurması üzerine AB, ABD’nin bölgeye yaptığı ihracata karşı önlemler alınacağını açıklamıştı.

AB'ye Twitter hesabından yanıt veren Trump, "AB zaten yüksek vergilerini daha da artırmak istiyorsa ve ABD şirketlerinin orada iş yapmasının önüne engel koyuyorsa biz de basit bir şekilde ABD'ye serbestçe gelen arabalarına vergi uygulayacağız. Onlar arabalarımızın (daha fazlasının) orada satmasını imkansız hale getiriyorlar. Büyük ticari dengesizlik." ifadelerini kullanmıştı.

Trump, "aptalca" olarak nitelendirdiği ticari anlaşma ve politikalardan dolayı ABD'nin ticaret açığının yıllık 800 milyar doları bulduğunu iddia ederek, "İstihdamımız ve zenginliğimiz bizi istismar eden ülkelere gidiyor. Liderlerimizin ne kadar aptal olduğuna gülüyorlar ama artık yok." paylaşımında bulunmuştu.