Advertisement
HABERLER ABONE OL

Hazine ve Maliye Bakanlığı son dönemde atılan adımlarla ilgili bir açıklama yaptı.

Açıklamada son dönemde, BDDK tarafından alınan; yurt dışı yerleşiklerle türev işlem gerçekleştiren bankalar ve finansal kuruluşlar dışındaki yurt içi yerleşik kişilere kullandırılacak ticari nakdi kredilere yüzde 500 risk ağırlığı getirilmesi, konut kredilerinde ve konut teminatlı kredilerde kredi değer oranının farklılaştırılması ve TL ticari kredilere getirilen Döviz varlığı üzerinden belirlenen koşulların 9 Haziran'da attığımız adımların devamı olduğu vurgulandı.

Bakanlık kredi piyasası gelişmelerine yönelik alınan bu tedbirlerin hem Türkiye ekonomi modeli çerçevesindeki selektif kredi yaklaşımını hem de finansal istikrarı destekler nitelikte olduğunu belirtti.

Açıklamada, "Tüm ekonomi kurumlarımızla birlikte ve eşgüdüm halinde birbirini tamamlayıcı ve finansal istikrarın güçlendirilmesine yönelik tedbirler alınmaya devam edilecektir." ifadeleri kullanıldı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), cuma günü açıkladığı kredi kullandırımı kararına ilişkin, "Bağımsız denetime tabi bir şirket olması, şirketin yabancı para (YP) nakdi varlıklarının TL karşılığının 15 milyon liranın üzerinde olması ve şirketin YP nakdi varlıkların TL karşılığının aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10'unu aşması... Herhangi bir şirketin karar kapsamına girebilmesi söz konusu 3 şartın hepsinin birden sağlanması gerekmektedir." açıklamasını yaptı.

BDDK'den yapılan açıklamada, daha önce bankalara, kredilerin amacına uygun olmayan işlemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılmasının engellenmesi için azami özenin gösterilmesi yönünde talimatlar verildiği anımsatıldı.

Bazı şirketlerin, döviz borcu ya da döviz yükümlülüğü olmamasına hatta döviz pozisyon fazlası bulunmasına rağmen, TL kredi kullanarak döviz alımı gerçekleştirdikleri ve döviz pozisyonu tuttukları aktarılan açıklamada, "Yani üretime, istihdama, yatırıma gitmesi gereken uygun koşullu TL ticari kredi kaynakları, gerçek bir ihtiyaç olmadığı halde bazı şirketlerce döviz alımı amacıyla kullanılmaya devam etmektedir." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, bu itibarla finansal istikrarın güçlendirilmesi, kaynakların daha verimli ve üretken alanlarda kullanılarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, kredilerin amacına matuf bir şekilde kullanılmasını sağlamak için gerekli görülen bir makro ihtiyati tedbir olarak cuma günü bir karar alındığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Kararın uygulanmasına ilişkin yaşanabilecek tereddütlerin giderilmesi bakımından bazı açıklamaların yapılmasında fayda görülmüştür. Bağımsız denetime tabi bir şirket olması, şirketin yabancı para (YP) nakdi varlıklarının (altın dahil, efektif döviz ile bankalardaki YP mevduatın) TL karşılığının 15 milyon liranın üzerinde olması ve şirketin YP nakdi varlıkların TL karşılığının aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10'unu aşması... Herhangi bir şirketin karar kapsamına girebilmesi söz konusu 3 şartın hepsinin birden sağlanması gerekmektedir. Diğer taraftan, söz konusu karar kapsamına gerçek kişiler ile gerçek kişi şirket ortakları da girmemektedir."

Sınırlamadan istisna tutulacak haller

Açıklamada, kararın uygulanmasına yönelik 3 şartın birden sağlanması nedeniyle kredi kullandırım sınırlaması kapsamına giren şirketlere ilişkin istisnai durumlara yer verildi.

Buna göre, YP cinsinden kredi kullanması mümkün olmayan şirketler, krediye başvurduğu tarihten itibaren 3 aylık dönem içinde yabancı para net pozisyon açığının bulunduğunu bağımsız denetim kuruluşunca onaylanmış şekilde tespit ettirerek bankaya sunmaları halinde, yalnızca başvuru tarihini izleyen 3 aylık dönemdeki pozisyon açığıyla sınırlı olmak kaydıyla TL cinsinden nakdi ticari kredi kullanabilmeleri mümkün olacak.

Bu istisnadan yararlanacak şirketler için bakılacak kriter, yabancı para pozisyon açığının bulunması, yani gelecek herhangi bir 3 aylık dönemde yapancı para borçlarının (yükümlülüklerinin) yabancı para varlıklarından fazla olması durumunu kapsayacak.

Böyle bir durum söz konusu olduğunda, YP yükümlüklerin YP varlıklarından fazla olduğu tutar kadar bu şirketlere de TL cinsinden nakdi ticari kredi kullandırılabilecek.

Karar kapsamına dahil olan ve olmayan YP nakdi varlıklar

YP nakdi varlıklar kapsamına, şirketlerin altın da dahil olmak üzere efektif dövizleri ile bankalardaki YP mevduatları dahil olacak.

Şirketlerin yurt içi yerleşiklerce YP cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler ve eurobond gibi borçlanma araçlarından oluşan diğer parasal varlıkları, kararda belirtilen YP nakdi varlıklar kapsamına girmeyecek.

Şirketlerin, yurt dışı yerleşiklerce YP cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler ve hisse senetleri ile yurt dışı yerleşiklerle yapılan ters repo gibi diğer parasal varlıkları da karar kapsamındaki YP nakdi varlık tutarının hesaplamasına dahil edilecek.

Kapsama dahil olmayan şirketlerin durumu

YP nakdi varlıklarının TL karşılığı 15 milyon lirayı aşmayan şirketler, karar kapsamındaki kredi sınırlamasına dahil olmayacak.

Ancak bu şirketlerin kredi başvuru tarihi itibarıyla, "mevcut YP nakdi varlıkları ile en güncel finansal tablolarına göre aktif toplamını ve son 1 yıllık net satış hasılatını bağımsız denetim kuruluşuna tespit ettirmeleri", "kullanacakları kredinin vadesi boyunca YP nakdi varlıklarının TL karşılığının 15 milyon lirayı aşmayacağını ya da aşsa bile aktif toplamından ya da son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10'unu geçmeyeceğini beyan ve taahhüt etmeleri", "söz konusu beyan ve taahhüdün banka tarafından kontrolünün sağlanmasını teminen şirketlerin her ayın ilk 10 iş günü içinde bir önceki ay sonu bilançosuna göre YP nakdi varlıklarının, aktif toplamının ve bir önceki ay sonu itibarıyla son 12 aylık net satış hasılatının güncel değerini bankaya iletmeleri" gerekecek.

Sınırlama kapsamına giren ticari kredi türleri

Rotatif, kredili mevduat hesabı (KMH) veya kurumsal kredi kartları gibi kredi işlemleri yoluyla karar tarihinden itibaren gerçekleşecek nakdi ticari TL kredi kullandırımları için her ay sonunda yapılacak bakiye artışı hesaplaması yeni kullandırım olarak kabul edilecek.

Her ay sonundaki hesaplama tarihinden önceki ay sonuna göre bakiye artışı olması durumunda, ay sonu itibarıyla yapılacak bu hesaplamaya kadar ilgili ticari kredi müşterisinin kararda belirtilen bağımsız denetim kuruluşu onaylı belgeleri bankaya tevsik etmesi gerekecek. Aynı uygulama, gecelik kredilerde bakiye risk tutarı bulunması durumunda da geçerli olacak.

Ay sonunda kredi müşterisinin; rotatif, KMH veya kurumsal kredi kartları için bakiye artışının bulunması; gecelik krediler için ise risk tutarının bulunması halinde ve tevsik edilen belgeler çerçevesinde ilgili sınırlama kapsamına girdiğinin tespit edilmesi durumunda, söz konusu müşterilere limit boşluğu olsa dahi TL cinsinden yeni bir nakdi ticari kredi kullandırılmayacak.

Öte yandan YP nakdi varlıkların TL karşılığının hesaplanmasında, hesaplama tarihine ait Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru kullanılacak.

Bankalar ve şirketlerin dikkat edeceği diğer hususlar

Şirketlerin TL kredi talebi öncesi, fiktif işlemlerle borç kaydı yaratma ya da muvazaalı diğer işlemler yoluyla kararın etrafından dolanmaya yönelik uygulamalara tevessül etmemeleri bakımından bankaların müşterilerini uyarması gerekecek.

Her banka, müşterilerinin bu tür dolanma amaçlı YP varlık transferi gerçekleştirip gerçekleştirmediklerini kendi bankaları özelinde kontrol edecek. Böyle bir tespitte bulunmaları halinde bankalar, BDDK'ye bilgi verecek.

Diğer taraftan, kararın etrafından dolanılması veya etkisiz hale getirilmesine yönelik bu şekildeki yanıltıcı ve muvazaalı işlemler gerçekleştirmek suretiyle bankalarca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlayanlar hakkında gerekli yasal işlemler yapılabilecek.

Karara uymadığı tespit edilen veya kredi tahsisinden sonraki 1 ay içerisinde bağımsız denetim kuruluşunca onaylanması ve tespit edilmesi gereken bilgi ve belgeleri bankaya tevdi etmeyen şirketler hakkında da ilgili banka tarafından kuruma bilgi verilecek.

Açıklamada ayrıca, "şirketlerin bağımsız denetime tabi olup olmama durumu", "en güncel finansal tablolar" ve "bağımsız denetim kuruluşlarınca onaylanmak suretiyle tevsik edilmesi gereken belgelerin hazır olmaması durumu" gibi konulara da açıklık getirildi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu finansal istikrarı güçlendirici önlemlere döviz nakit varlığı yüksek firmalara lira cinsi kredileri yasaklayarak devam ederken şirketlerden de konuya ilişkin değerlendirmeler gelmeye başladı.

İşte BDDK kararı sonrası şirketlerin yorumları...

BİM

Bu tür müdahalelerin, döviz piyasası başta olmak üzere çoğu piyasalarda istikrar yerine kısa vadeli dalgalanmalara neden olması muhtemeldir. Bu durum şirketlerin ve yatırımcıların güvenini zedelemekte, her türlü yatırım planları için öngörülebilirliği azaltmaktadır. Makro bakış açısı gerektiren sorunlar, mikro yöntemlerle çözülemez. Mikro yöntemler sadece tutarlılık adına ana stratejinin tamamlayıcısı olabilir. Piyasaların beklentisi öngörülebilirlik ve güvendir.

Şirket özelimizde YP nakdi varlıkları, düzenlemede yer alan kriterlerden biri olan “son 1 yıllık net satış hasılatının yüzde 10’u” seviyesinin oldukça altındadır. Bu nedenle düzenlemenin getirdiği sınırlamalar şirketimizi doğrudan etkilememektedir. Ayrıca, bugüne kadar genel olarak kredi kullanmayan bir şirket olarak faaliyetlerimizi sürdürdük; bu durumun devamı muhtemeldir.

Ayen Enerji

İleriye dönük döviz yükümlülükleriniz için elinizde döviz bulundurmak zorundasınız. Özellikle enerji şirketlerinde varlık kadar yükümlülük de çok var. Böyle bir dönemde TL krediye erişimimiz kısıtlanmamalı. Yanlış bir uygulama, sektörü zora sokar. Yönetmeliğin değişmesi gerekli.

Karsan

Bizim operasyonlarımıza engel bir durum yok şu anda. Üç madde aynı anda bizim için geçerli değil. Özellikle aktif büyüklüğün yüzde 10 kısmı birçok şirketi dışaıda bırakabilir.

Bu durumda olsaydık aşağıdaki şekilde ilerlerleyecektik

1- Önden tedarikçi avans ödemesi ve tedarikçilerden ekstra indirim alma ve maliyet düşürme

2- Kur korumalı mevduat - kısa vade için

3- Eurobond - orta ve uzun vade

İttifak Holding

Şirketimizin en güncel finansal tablolarında mevcut banka mevduatlarının tamamı TL cinsinden olduğu için, BDDK' nın 24.06.2022 tarihli, yabancı para nakdi varlıklarının TL karşılığı 15 Milyon TL'yi aşan şirketlere dönük TL cinsinden kredi kullanımını kısıtlayıcı kararının, Şirketimizin faaliyetleri ve finansal tabloları üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağı öngörülmektedir.

Uşak Seramik

BDDK' nın 24.06.2022 tarih ve 10250 sayılı kararının şirketimizin TL kredi kullanımlarını, nakit akışını ve üretim faaliyetleri üzerinde etkisi olmayacağı öngörülmektedir.

Selva Gıda

Şirketimizin en güncel finansal tablolarında yer alan yabancı para nakdi varlıklarının Türk Lirası karşılığı 15 Milyon TL 'nin üzerinde olmakla birlikte yabancı para nakdi varlıklarımız aktif toplamının veya son 1 yıllık net satış hasılatımızın büyük olanının yüzde 10'unu aşmadığı için ve Şirketimizin 2023 yılındaki nakit akışında ve finansal planlamalarında TL kredi kullanımı ile kaynak girişine yer verilmediği için; BDDK'nın 24.06.2022 tarihli TL kredi kullanımını kısıtlayıcı kararının Şirketimizin faaliyetleri ve finansal tabloları üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağı öngörülmektedir.

İmaş Makina

Şirketimizin en güncel finansal tablolarında yer alan yabancı para nakdi varlıklarının Türk Lirası karşılığı 15 Milyon TL 'nin üzerinde olmakla birlikte yabancı para nakdi varlıklarımız aktif toplamının veya son 1 yıllık net satış hasılatımızın büyük olanının yüzde 10'unu aşmadığı için ve Şirketimizin 2023 yılındaki nakit akışında ve finansal planlamalarında TL kredi kullanımı ile kaynak girişine yer verilmediği için; BDDK'nın 24.06.2022 tarihli TL kredi kullanımını kısıtlayıcı kararının Şirketimizin faaliyetleri ve finansal tabloları üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağı öngörülmektedir.

Turk İlaç

Şirketimizin en güncel finansal tablolarında mevcut banka mevduatlarının tamamı TL cinsinden olduğu için, BDDK'nın 24.06.2022 tarihli yabancı para nakdi varlıklarının TL karşılığı 15 Milyon TL'yi aşan şirketlere dönük TL cinsinden kredi kullnımını kısıtlayıcı kararının, Şirketimizin faaliyetleri ve finansal tabloları üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağı öngörülmektedir.

ATP Ticari Bilgisayar

Şirketimizin güncel finansal tablolarında yer alan yabancı para nakdi varlıklarının (altın dahil, efektif döviz ile bankalardaki YP mevduatın) TL karşılığının yurt dışı bağlı ortaklığımızın konsolidasyon etkisi ile 15 milyon TL'nin üzerinde olmakla birlikte, Şirketimizin mevcut nakit pozisyonunun güçlü oluşu ve bütçelediği faaliyet performansını gerçekleştirerek ihtiyaç duyduğu nakde işletme faaliyetlerinden elde edebildiği için; BDDK'nın 24.06.2022 tarihli TL kredi kullanımını kısıtlayıcı kararının Şirketimizin faaliyetleri ve finansal tabloları üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağı öngörülmektedir.

Ulusoy Un

Un sektörümüz dünyanın en büyük un ihracatçısı olup, bu sene 1,5 Milyar USD’yi aşkın ihracat yapma hedefine sahibiz. Aynı zamanda bu üretimin hammadde ihtiyacını sağlamak için Türkiye büyük bir buğday ithalatçısı da. Bu nedenlerle sektörümüzdeki şirketlerin, ihracat-ithalat nakit akışları için cari hesaplarında yabancı para (YP) bulunuyor. Ancak ürün sirkülasyonu hızlı olduğundan, sektörümüzdeki birçok şirketin yüzde 10 sınırına takılmasını beklemiyoruz.

Yine de sınırı aşan şirketlerin, TL kredi yerine YP kredilere talebinin artmasını bekliyoruz. YP kredilerin kur riskini sınırlandırmak için de akabinde YP/TL türev ürünlere olan talep artacaktır.

Her üç yönteme de başvurulmasını bekliyoruz. YP pozisyonu uzun olan, büyük ihracatçıların döviz satışı gündeme gelebilir. Bu şirketler pozisyonlarını korumak istiyorlarsa, dövizleri ile Eurobond alımı gerçekleştirecek veya döviz satışları sonrası KKM’ye yönlenceklerdir. YP pozisyonu kısa olan şirketler için durum biraz daha karmaşık, çünkü ileri vadedeki yükümlülükleri için KKM veya Eurobond kullanmaları efektif olmayacak, KKM’de 3-6-12 ay kısıtı nedeniyle vade uyuşmazlığı doğabilir, Eurobond’da da faiz değişikliğinde yatırım değerinin değişmesi, al sat farkı ve likidite problemleri olabilir.

TL krediye erişimin şirketler tarafında sınırlandırılması, bir anlamda kredi genişlemesinin yavaşlaması, döviz talebi ve mal talebini azaltarak enflasyona olumlu katkı sağlayabilir. Ancak eş zamanlı olarak yatırım talebini de azaltacaktır. Çünkü yatırımlar sadece yatırım bedeli ile yapılamıyor, işletme sermayesi ihtiyacı da var. İthalat ihracat nakit akışı için YP tutan bir şirket, iç piyasa için bir yatırım yapmaktan çekinebilirler.

İzmir Fırça

BDDK'nın 24.06.2022 tarih ve 10250 sayılı TL kredi kullanımını kısıtlayıcı kararının şirketimizin TL kredi kullanımlarını,nakit akışını ve üretim faaliyetleri üzerinde etkisi olmayacağı öngörülmektedir.

MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran BDDK’nın kredi kullandırımı konusundaki kararını değerlendirdi.

Asmalı, “Ülkemizde döviz kurunda meydana gelen hızlı yükselişin başat faktörü olan dolarizasyonu önlemek; millî paramızın değerini korumak ve enflasyonla mücadele etmek adına öncelikli hedeflerimizden biridir.

BDDK’nın döviz cinsinden ihtiyaç fazlası nakdi varlık tutan şirketlere Türk Lirası cinsinden kredi kullandırılmasını sınırlayan kararını MÜSİAD olarak destekliyoruz. Söz konusu kararın enflasyondaki kura bağlı maliyet artışları kaynaklı yükselişi engelleyeceği aşikârdır. BDDK’nın bu hamlesi ile döviz arz-talep dengesi, Türk Lirası lehine, çok daha makul düzeylere gerileyecektir” dedi.

MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı sözlerine şöyle devam etti: “Bunlara ilaveten; BDDK’nın bu düzenlemesi, bu kapsamda yer alan şirketlerin döviz varlıklarına ve gerçek kişilerin döviz alımlarına yönelik herhangi bir sınırlama öngörmemekte, yalnızca Şirketlerin TL kredilere erişimini kısıtlamaktadır. Üstelik getirilen istisnalar ve kapsam değerlendirildiğinde etkilenecek şirket sayısı oldukça sınırlıdır. Bu bağlamda ilgili BDDK kararının ardından “piyasa ekonomisine müdahale” söylemleri gerçekçi olmayan ve iyi niyetten uzak yorumlardır.”

ATO Başkanı: TL'nin güçlenmesi ve ekonominin istikrarı için olumlu

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, bankacılık kredilerinin en rasyonel ve en doğru şekilde kullanılmasının reel sektörün kaynağa erişiminin kolaylaştırılması açısından önemli olduğunu belirterek, “Kaynakların üretime, yatırıma, ihracata ve istihdama aktarılarak, Türkiye ekonomisini sağlam temeller üzerinde güçlü bir şekilde büyümesinin devamı tüm faydaların üzerindedir” dedi.

ATO Başkanı Baran, yazılı açıklamasında kararın ticaret ve üretime olumlu yansımasını beklediklerini kaydederek, “Kredilerin gerçekten ihtiyaç duyan reel sektöre aktarılması Türk Lirası’nın güçlenmesi ve ekonomimizin istikrarı açısından olumlu bir adımdır” dedi.

Koronavirüs pandemisiyle başlayan süreçte dünya ekonomisinin tedarik sürecindeki bozulmalar, emtia ve petrol fiyatlarındaki artış, Rusya-Ukrayna savaşı, küresel ısınma ve gıda temini gibi sorunlarla baş başa kaldığını hatırlatan Baran, küresel sorunların Türkiye ekonomisine yansımalarının bulunduğunu kaydetti. Türkiye’nin zor bir coğrafyada yer aldığının altını çizen Baran, bu süreçte Türkiye ekonomisinin gücünü koruması ve hatta daha güçlenmesinin önemine dikkat çekti. Bankaların reel sektörü desteklemek amacıyla kullanıma sunduğu kredilerin amaç dışı değerlendirilmesinin hakkaniyetli bir tutum olmadığını her zaman dile getirdiklerini kaydeden Baran, şunları söyledi:

“Ülkemiz zorlu bir coğrafyada varlığını sürdürmek için hem ekonomik hem de siyasi bir mücadele sergiliyor. Hükümetimiz, kaynakların sınırlı olduğu bu süreçte ekonomik büyümesinin devamını sağlamak için dış pazarlarda güçlü olmaya ve rekabet gücünü artırmaya çalışan reel sektörü bankacılık sistemiyle desteklemeye gayret ediyor. Bankalarımızın reel sektöre yönelik desteklerinin farklı amaçlarla kullanımı, diğer işletmelerimize yapılan haksızlıktır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun kararı kredi kanallarının doğru işlemesini sağlamak açısından önemlidir. Türk Lirası’nın güçlenmesi ve ekonomimizin istikrarı için olumlu bir adımdır. İşletmelerimizin dövizi bir yatırım aracı olarak görmemesi, sadece döviz yükümlülüklerini gerçekleştirmek için ellerinde bulundurması gerekir. Bu süreçte kaynakların, üretime, yatırıma, ihracata ve istihdama aktarılarak Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerinde güçlü bir şekilde büyümesinin devamı tüm faydaların üzerindedir”

TYYD Başkan Yardımcısı: BDDK kararı kısa dönemde olumlu bir netice verebilir; ama uzun dönem için şüpheliyiz

BDDK’nın TL kredi kullanımı düzenlemesinin turizm sektörüne olan etkilerini Bloomberg HT’ye değerlendiren Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYYD) Başkan Yardımcısı Ali Güreli “ BDDK kararı kısa dönemde olumlu bir netice verebilir; ama uzun dönemde olumlu bir netice verebileceğine dair şüpheliyiz. Amaç Türkiye’deki döviz arz ve talebini kontrol etmek. Açıkçası çeşitli kurallarla ekonomiyi yönetmek, serbest ekonominin genel anlayışına çok uymuyor. Kurallardan çok, herkesin birlikte kabul edeceği yöntemleri belirlemek lazım. Sağlıklı bir iletişim çok önemli. Turizm sektörü Türkiye’ye en çok dövizi getiren sektör. Dolayısıyla, bu hafta başında, bunu karşılıklı konuşarak daha olumlu bir noktaya taşıyacağımızı düşünüyorum.” dedi.

Güreli “Turizm, uzun yıllara yayılan, uzun yıllar içinde geri dönüşü olan yatırımların yapıldığı bir sektördür. Dolayısıyla kısa dönemde dövizi kontrol altına almak amaçlı kararların turizm yatırımcılarını çok etkilememesi gerekir. Ancak, turizm yatırımında sisteme duyulan güven de çok önemlidir. Katı kurallar güven hissini biraz sarsabilir. Buna karşın, projelerin ertelenmesi gibi bir durum olacağını düşünmüyorum.” şeklinde konuştu.

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan BDDK'nın TL kredi kullanımı düzenlemesinin çelik sektörüne etkisini Bloomberg HT’ye değerlendirdi.

Sektördeki cirolar açısından bakıldığında yüzde 10’un büyük bir oran olması sebebiyle düzenlemenin ilk bakışta olumsuz bir etkisi olmayacak gibi gözüktüğünü belirten TÇÜD Genel Sekreteri yaptığı açıklamada “Buradaki temel amaç spekülatif gaye ile dövizi elinde tutanları sınırlandırmak gibi görülüyor. Dolayısıyla bunu da; uygulanan diğer tedbirlerle birlikte değerlendirmek gerekiyor. Piyasaya müdahale anlamını taşıyan hiçbir yaklaşımı olumlu bulmuyoruz; ama burada yangının söndürülmesi gibi istisnai bir durum var.” dedi.

Bu uygulamaların kontrol edilmesi, denetlenme kuruluşlarından birtakım tespitler için mali müşavirliklerden bilgi alınması amacıyla ciddi bir bürokratik yapının da oluşacağına dikkat çeken Yayan “Piyasanın tabii işleyişinin dışında bir takım denetim mekanizmaları gerekiyor. Bunların, reel sektör tarafından uygun görülmesi mümkün değil; buna karşın reel sektör şu anda, içinde bulunduğumuz öngörülemez durumun biran önce giderilmesini teminen atılan adımları geçici olmak kaydıyla destekleyeceği yönünde açıklamalar yapıyor. Bu bizim için de geçerli olabilir.” şeklinde konuştu.

Yayan “İstisnai hallerde BDDK’nın uyumsuzluklar karşısında daha esnek bir politika düzenleyeceğini öngörüyoruz; çünkü son yaptıkları açıklama bu konuda hedef kitlenin dışındakileri rahatsız etmeme yönünde hassasiyetlerini ortaya koydu. Dövizdeki dengeyi kurmak istiyorsak ihracatın problemsiz bir şekilde yürütülmesini sağlamak da temel hedefler anlamında büyük önem taşıyor. Aksi takdirde bu kararların alınma amacına ters düşecek sonuçlar doğabilir” yorumunda bulundu.