Advertisement

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Muharrem Selçuk, sahada yaklaşık 6 bin 900 kişilik bir ekiple birlikte yılda yaklaşık bir milyona yakın denetim gerçekleştirdiklerini söyledi.

Selçuk, yıllık 15 bin civarında işletmeye 73-74 milyon lira civarında da idari para cezası uygulandığını kaydetti.

Selçuk, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) tarafından düzenlenen Gıda Savunması Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada, ziraii mücadele ürünlerinin kullanılmasından başlayarak hasat öncesi denetime kadar ürünleri tarlada, bağda, bahçede denetlediklerini ve numune alarak inceleme yaptıklarını kaydederek, aynı şeyi hayvancılıkta da yaptıklarını aktardı.

Selçuk, işlenmiş üründen kaçınılması, tüketicinin bahçeden ürünlerini eliyle koparması, ambalajlı ürünlerden kaçınılması gibi tavsiyelerde bulunulduğunu belirterek, bunların zorluğundan bahsetti.

Muharrem Selçuk, "Burada en önemli hadise izlenebilirlik. Siz burada ürünle ilgili bir olumsuzluk yaşadığınızda o ürünle ilgili tarlaya kadar gidebiliyor ve sorunun hangi aşamadan kaynaklandığını biliyorsanız burada izlenebilirliği sağlıyorsunuz demektir. Önemli olan da bu" diye konuştu.

 

Selçuk, yemek üretimi yapan firmalarla ilgili ciddi denetimlerinin söz konusu olduğunu, zaman zaman sıkıntı yaşanabildiğini ancak bunların da önüne geçmeye çalıştıklarını bildirdi.

"Bilinçli tağşişden vazgeçilmeli"

Selçuk, tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi konusuna değinerek, etikette içerikle ilgili ne varsa doğruları yansıtması gerektiğini bildirdi.

Sistemsel hata nedeniyle gıdalarda bulaşma olabileceğini ve ürünlerin geri çağrılabileceğini, bunun normal olduğunu dile getiren Selçuk, bir de tağşiş yapıldığını, esas sıkıntının orada olduğunu söyledi.

Selçuk, bilinçli ve kasıtlı tağşiş hakkında bilgi vererek, Gıda Savunması'nın önemine değindi.

Kar amaçlı tağşişin Gıda Savunması'nın içinde değerlendirildiğini, bu yüzden buna önem verilmesi gerektiğini aktaran Selçuk, bunun ahlaki olmadığını, üreticilerin bilinçli tağşişden de vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

Selçuk, 2012'den bu yana müdürlük olarak tağşiş yapan firmaları kamuoyuna açıkladıklarını hatırlattı.

"Markalı, ambalajlı, etiketli ürünlere güvenin"

Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Selçuk, Türkiye'nin dünyanın ikinci bal üreticisi olduğunu anımsatarak, ancak bir dönem özellikle televizyonlarda çok düşük fiyatlarda yüksek miktarlarda bal satılmasının ve bunun çok sık gündeme gelmesinin tüketicide güvenilirlik kaybına yol açtığını söyledi.

Selçuk, "Piyasada markalı, etiketli, ambalajlı ürünleri denetliyoruz. Firma bunun garantisini veriyor, biz de Bakanlık olarak sorumluluğumuz olduğunu kabul ediyoruz. Bu sorumluluk çerçevesinde ürünlerin üzerine gidiyoruz. Markalı, ambalajlı, etiketli ürünleri insanlarımız rahatlıkla alabilir ve tüketebilir. Bunu açıkça söylüyorum" dedi.

Ürünler hakkında doğru bilgilendirmenin önemine dikkati çeken Selçuk, televizyonlarda konuşan akademisyenlerin bilimsel olmayan beyanatlardan uzak durması gerektiğinin altını çizdi.

"Gıda Savunması'nda kitaba uymamız lazım"

Selçuk, ABD'nin özellikle son dönemlerdeki biyoterörden kaynaklanan durumlardan dolayı Gıda Savunması sistemi olmayan işletmelerden ürün almayacağını deklare ettiğini söyledi.

ABD'li ihracatçıların ithalat yaptıkları firmalardan böyle bir savunma sistemi olmasını ve 2020 yılına kadar bunu tamamlamalarını istediklerini dile getiren Selçuk, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bizim sektörümüz bu konulara alışkın. ISO, TSE ve çok sayıda sertifika ve kriterimiz var. Bizim eksikliğimiz yapmak ve yazmak. Biz yaptığımızı yazmakta biraz imtina ediyoruz. Yazmak yerine de zaman zaman söylüyorum bunu kitabına uydurmayı tercih ediyoruz. Burada kitabına uydurmayacağız, kitaba uymamız lazım. 2020 yılına kadar bu konu üzerinde çalışma yapmamız lazım. Bu, ülkemize gıda güvenliği anlamında ülkemize ilave katkı sağlayacak. Sorun ortaya çıktıktan sonra değil de sorun çıkmadan neler yapabileceğimizi konuşmalıyız. Önleyici tedbirler almalıyız."