Advertisement
İSTANBUL ABONE OL

2020 yılına, en iyi yıllarımızdan biri olma beklentisiyle başlamıştık. Turizm sektöründeki 2-3 yıllık yavaşlamanın ardından 2019’la birlikte yeniden başlayan yükseliş 2020 yılının ilk iki ayında da devam etmişti. Ancak hiçbir şekilde öngörülemeyecek bir durum oldu ve turizm faaliyetleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de durdu. Hem küresel düzeyde hem ülkemiz açısından olağandışı bir dönemden geçiyoruz. Bu salgının tüm dünyayı her alanda etkilediği ve bunun en ağır neticelerinin de sektörümüzde kendisini gösterdiği ne yazık ki inkar edilemez bir gerçek. Bu beklenmedik süreç devam ediyor ve bu durum geleceğe yönelik planlamalar yapabilmeyi de oldukça zorlaştırıyor.

Normalleşmenin ne zaman başlayacağını ve tam anlamıyla normalleşme sürecinin ne kadar zaman alacağını tahmin edebilmek maalesef şu anda mümkün değil. Bu süreci salgının gidişatı ve kontrol altına alınması belirleyecektir. Ancak sektörümüz adına iyimser olmak zorundayız ve tüm çabalarımız iyimser tabloya göre devam ediyor. Haziran ayı ortalarından itibaren normalleşme yolunda ilk adımların geleceğini umut ediyoruz.

Yıl sonu için rakamsal bir hedeften bahsetmek şu aşamada mümkün değil. İnsan hayatını endişelerimizin merkezine koyduğumuzu, insan sağlığını her türlü ticari beklentinin önünde tuttuğumuzu özellikle belirtmek isteriz. Bunun yanında salgının ülkemiz turizm sektörüne etkilerinin azaltılması, işletme yapısını ve her şeyden önemlisi istihdam yapısını ayakta tutabilmek bugün için önceliğimiz. Sektördeki her işletme, istihdamını, güçlükle sağladığı kalifiye işgücünü koruyabilmek için maksimum çabayı gösteriyor.

Kamu otoritelerinin ‘artık evden çıkabilirsiniz’ diyeceği gün için tüm hazırlıklarımızı yapıyor ve otellerimizi koronadan sonraki günlere hazırlıyoruz. Elbette ki bu hazırlıkların en önemli kısmını da Covid-19 salgını sonrasında büyük değişime uğrayacak olan sektör uygulamaları oluşturuyor.

Yeni uygulamalar ne olabilir diye baktığımızda, en çok sorulan sorulardan bir tanesine açıklık getirmek isterim. Evet hastalığın ilk çıktığı günlerde TÜROB olarak, koronavirüs salgınıyla ilgili alınabilecek tedbirler çerçevesinde üye otellerde kahvaltı, öğle ve akşam yemeği servisinde açık büfenin kaldırılarak, ‘kahvaltı tabağı ve set menü’ uygulamasına geçilmesine yönelik tavsiye kararımız var. Ancak tabii ki ilerleyen dönemlerde tamamen kaldırılması diye bir şey söz konusu olmayacaktır. Alınan ve alınacak olan tüm tedbirler sadece bu salgın dönemiyle sınırlı ama sonrasında zaten gerekli hijyen şartları covid-19’a uyarlanacak ve bizler kaldığımız yerden devam edeceğiz. Hijyen ve gıda güvenliği her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Koronavirüs salgınıyla birlikte hangi uygulamaların değişeceği, hangi değişikliklerin kalıcı olacağını şu aşamada kestirebilmek çok zor tabii ancak uygulamalarımızın bazılarında değişimler olacağı da bir gerçek.

Turizm işletmelerinin hijyen belgelendirmelerine yönelik çalışmalar da devam ediyor. Konaklama sektörü için hijyen ve gıda güvenliği hep çok önemliydi. İçinde bulunduğumuz süreçle birlikte çok daha önemli hale geldi. Belgelendirme konusunda TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafında çok kapsamlı bir komisyon oluşturulmuş durumda. TÜROB olarak bizim de yer aldığımız Hazırlık Komitesi’nde başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu üyeleri, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı yetkilileri bulunuyor. Ayrıca DHMİ, TAV, THY, TÜROFED, TURYİD, Turizm Taşımacıları Derneği vs komitede yer alıyor.

Konaklama ve Yeme&İçme Tesislerinde Hijyen Belgesi ile ilgili olarak çalışmalarımızı Hazırlık Komitesi’nde birleştirip, protokollerin yazılması, online eğitim uygulamaları vs gibi detaylar üzerinde çalışıyor ve önerilerimizi Kültür ve Turizm Bakanlığı ve diğer komite üyelerine sunuyoruz. Bu çalışma sürecinin sonucunda da uygulamanın esasları belirlenmiş olacak.

Tüm bu çalışmalar şeffaf bir şekilde Bakanlık gözetiminde devam ediyor. Projenin tüm paydaşlarını içine alacak şekilde genişletilmiş olmasından ve TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinasyonunda gerçekleşmesinden memnunuz. Başta Tüketici Güveni sağlanması, çalışan güvenliği ve olumlu algı dikkate alınarak kesinlikle ileriye dönük olarak sektörümüze büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.

TÜROB olarak, ECOLAB işbirliğinde, üyemiz konaklama tesisleri ve turizm işletmelerinin çalışanlarına yönelik, kişisel bilgisayarları veya cep telefonları aracılığıyla katılabilecekleri çevrimiçi ve ücretsiz ‘Covid-19 ve Hijyen Eğitimleri’ni Nisan 2020’de başlattık. Eğitimlerin sonunda, katılan çalışanların tamamına “katılım belgesi” veriyoruz. Bu bir anlamda hem bugüne yönelik hem koronavirüs sonrası dönem için belgelendirme ve uygulamalara hazırlık niteliğinde. Eğitimlerin sonunda katılım belgesi veriliyor olması hem sektör açısından hem de tüketici açısından bir güven ortamının oluşmasını da sağlayacaktır. Aldığımız çok olumlu geri dönüşler ve yoğun talep üzerine, eğitimleri Mayıs ayında tekrarlayacağız. Böylece toplam iki etapta yaklaşık binbeşyüz çalışana eğitimleri vermiş olacağız.

Korona sonrası en önemli konulardan biri de maliyet artışları ve satış fiyatlandırmaları olacaktır. TÜROB olarak üyelerimize başta gelir yönetimi (revenue management) olmak üzere fiyatlama, pazar analizi ve bütçe analizi gibi konularda eğitim programları planladık ve mayıs ayının ikinci haftasından itibaren bu eğitim ve seminerlere başlıyor olacağız.

Aynı şekilde otellerimizin açılışı sonrası satış pazarlama faaliyetlerinde de fazlaca değişim olacağını düşünüyoruz, bu konuda da üyelerimiz için Covid-19 sonrası satış pazarlama teknikleri konulu bir semineri mayıs ayının üçüncü haftasında düzenleyeceğiz.

Sektöre destek amacıyla vergisel düzenlemeler, sosyal güvenlikle ilgili düzenlemelerin yanı sıra yargısal ve hukuki düzenlemeler devreye sokuldu. Açıklanan destek paketlerinin sektör açısından olumlu olduğunu düşünüyoruz. Ancak yeni desteklere de ihtiyaç bulunduğunu ve açıklanan erteleme sürelerinin uzatılması gereğini de özellikle belirtmek isteriz.

Atılan adımlar sayesinde, sektörün istikrarı ve istihdamın korunması yolunda, salgının etkileri giderildiğinde sektörümüzün en az zararla faaliyetlerine devam edeceği umudunu koruyoruz.TÜROB olarak imkanlarımız dahilinde devletimizin, milletimizin, çalışanlarımızın yanında olduğumuzu, elimizden gelen her türlü desteği sunmaya hazır olduğumuzu özellikle belirtmek isteriz. Bu geçici bir süreçtir ve elbette sağlıklı ve güzel günler gelecektir.

Müberra ERESİN

TÜROB Başkanı