Kuşkusuz son günlerin en çok konuşulan ülkesi Karadeniz komşumuz Ukrayna. 45.5 milyon nüfusu ile Avrupa’nın en kalabalık ülkelerinden biri ve dünyanın 42. büyük ekonomisi (Satın alma Gücü Paritesine göre).

Herhalde bu ülkede bir anket yapılsa ve Ukrayna denilince akla ilk gelen şey sorulsa ağırlıklı yanıt, efsane futbolcu Andriy Shevchenko olur. Ya da belki de Muhteşem Yüzyıl dizisi sayesinde aslen Ukrayna kökenli olan Hürrem Sultan ilk sıraya oturur.

Ancak bu ülke Türkiye için çok daha fazla şey ifade ediyor. Türkiye için bir “Stratejik İş Ortağı” ve iki ülke arasındaki ticarette çıtayı yukarı taşımak bir öncelik durumunda. Nitekim 2004 yılında 3.1 milyar dolar olan hacim; 2008’de 8.3 milyara fırlamış. Üretilen ürün ve hizmetler açısından bakıldığında; bölgede bu iki ülke pek de birbirleriyle rekabet eden ekonomiler sayılmazlar. Onlar bize, hammadde ve yarı mamul satarken, bizden de tüketici ürünleri ithal ediyorlar. Bize benzeyen yönleri de var. Tarım adına devasa verimli topraklara sahip bir ülke. Enerji koridorlarının üzerinde. Batı ile Doğu arasında bir köprü… Ukrayna ile enerji, tarım, metal, madencilik alanlarında büyük sinerjiler yakalanabilir.

2008 krizi ile resim bir anda değişti.

Türkiye, küresel ekonomik kriz öncesi Ukrayna’nın Rusya’dan sonraki 2. büyük dış ticaret ortağı ve en fazla dış ticaret fazlası verdiği ülkeydi. Ama kriz ile her şey değişiverdi. Şu anda 6 milyar dolar seviyesinde olan rakam; 2007 yılını az farkla geçmiş durumda. Burada en büyük etken; Ukrayna ekonomisi ile ilgili genel durum: Ülke, son 2 senedir neredeyse hiç büyümedi. Bu durum da; zaten krizle darbe almış olan iki ülke arasındaki ticaret hacmine doğrudan yansıdı. Bununla birlikte Ukrayna; 2012 yılında; ihracatının yüzde 5.4’ünü ülkemize gerçekleştirdi. Bu ülke için Rusya’dan sonra Türkiye ikinci en büyük ihraç pazarı. Ukrayna’nın ithalatında ise Türkiye ilk 5 ülke arasında yok.  (sekizinciyiz) Dış ticaretlerinde 4. sırada yer alıyoruz ve Ukrayna’nın en fazla dış ticaret fazlası verdiği ülke konumunu da koruyoruz.

Sadece İthalat ve İhracat değil

İki ülke arasındaki ticari işbirliğini sadece ithalat – ihracatla sınırlandırmak yanıltıcı olacaktır. Ukrayna’da irili ufaklı 700’e yakın firmamız faal. Türkiye’nin Ukrayna’ya yaptığı doğrudan dış yatırımlarının miktarına ilişkin ise farklı kaynaklar; farklı bilgiler sunuyor. 200 milyon dolar civarı diyen de var; 1 milyar doları aştığını belirten de. En iddialısı ise bu ülkedeki Türk sermayesinin üçüncü ülkelerden gelen yatırımlarla birlikte 2 milyar doları bulduğu yönünde. Mobilyacılık, perakende, telekomünikasyon, beyaz eşya, lojistik ve gıda gibi birçok sektörde firmalarımız gayet aktif.

İnşaata ise ayrı bir parantez açmalıyız. Bölgede önemli bir ağırlığı olan müteahhitlerimiz ise, Ukrayna’nın bağımsızlığında bu yana; 3 milyar Doların üzerinde toplama ulaşan projeler aldılar. Biten ve halen devam eden bir dolu büyük ve prestijli projeler söz konusu.
Ve tabii ki turizm… THY Ukrayna’da 6 farklı şehre uçuyor. Tüm havayolları dikkate alındığında haftalık  80’den fazla tarifeli seferden bahsediliyor. 1 Ağustos 2012’de vizeler karşılıklı olarak kalktı. Türkiye, Ukraynalılar tarafından en çok tercih edilen turizm destinasyonları arasında 1. sırada. Ukrayna'nın geçen yıl Türkiye'nin toplam turist sayısındaki payı 756 bin 187 turist ile yüzde 2.17 olarak gerçekleşti. Diğer yandan; örneğin Ukrayna’ya Türkiye’den giden turist sayısı 2012’de bir önceki yıla oranla yüzde 55 gibi rekor bir oranda artarak 117.000’e yükselmişti.

Serbest Ticaret Anlaşması imzalanırsa…

Tüm toplam dış ticaretimizde Ukrayna’nın payı yüzde 1 buçuk. Beklenti, bu oranın daha da yükselmesi. İki ülke arasında “Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması” 1992, “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması” ile “Çifte Vergilendirmenin ve Vergi Kaçakçılığının Önlenmesi Anlaşması” ise 1996 yılında imzalandı. Belki bunlar herkesle imzalanan anlaşmalar; ancak Ukrayna bağımsızlığını kazandıktan kısa bir süre sonra imzalanmış olmaları, bu ülkeye verdiğimiz önemi de gösteriyor. 2013 Kasım ayında gerçekleştirilen Türkiye-Ukrayna İşbirliği Toplantısı’nda hedef “yeniden” 10 Milyar dolar olarak belirlendi. “Yeniden” diyorum çünkü bu hedef çok uzun yıllar önce zikredilmişti. Öte yandan; halen Türkiye ile Ukrayna arasında Serbest Ticaret Anlaşması  (STA) imzalanması yönünde çalışmalar sürüyor ve görüşmelerde son aşamaya gelindiği söyleniyor. Bu anlaşma imzalandığı takdirde; çıta daha da yükselecek; hedef 20 Milyar dolar olacak.

Peki ya bundan sonra?

Kuşkusuz şu anda geleceğe dönük bir öngörüde bulunmak kolay değil. Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği (TUİD)’ne göre bu ülkede faal yatırımcılarımız ödemeler ve vadeler konusunda Türkiye'deki tedarikçilerden, krediler konusunda da bankalardan yardım talebinde bulunmaktalar. Ülkede ticari koşullar pek kolay değil. Şirketler ancak 6 gün valörlü olarak döviz satın alabiliyorlar. Döviz alım-satımı Ukrayna Merkez Bankasının sıkı kontrolüyle gerçekleşiyor. Türk turizmciler rezervasyonlardaki düşüşten ve iptallerden dertliler. Kırım hava sahasının kapatılması gibi sebeplerle uçuşlarda da iptaller olabiliyor. Hatta iki ülke arasındaki spor müsabakalarına bile bu durum yansıdı. Gene de “her şey durdu” gibi bir algı kesinlikle ortaya çıkmamalı. Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya bu tür durumların neredeyse hiç sonlanmadığı bir bölge ve bu tür zorlukların başgöstermesi de olağan. Bölgemize; bir an önce ve tüm komşularımız için barış gelmesi, bu sıkıntıların bir an önce bitmesi temennisiyle…


Advertisement