Advertisement

Trichet 2003 yılında almış olduğu Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı görevini geçen ay meslektaşı İtalyan Mario Draghi'ye devretti. Kendi dönemi boyunca 2008 yılında Avrupa Birliği'nin entegrasyonu konusunda yapmış olduğu hizmetlerden ötürü "Yılın adamı" ödülü alan Trichet, 2009 -2011 yılları arasında da ortak para birimin en buhranlı günlerinde dümenin başındaydı.

Trichet'nin  2011 yılı içinde yaptığı en büyük icraatlardan biri de geçtiğimiz ilk baharda iki kez yapılan  faiz artışlarıydı. Daha önce diğer Merkez Bankaları ile beraber global krize önlem amacı ile faizlerini % 0.5 seviyesine kadar indiren Trichet yönetimindeki ECB, 6 ay önce enflasyondaki artışa dikkat çekip, faiz artışlarına gitti. ECB'nin arka arkaya iki kez faiz artırarak faiz oranlarını % 1.5'a kadar çektiği  dönemdeki manşet enflasyon % 2.4 ' ler seviyesindeydi.

Geçen dönem içerisinde Trcihet'nin faiz artışı kararları oldukça eleştirildi. Özellikle Yunanistan krizinin giderek Avrupa geneline yayıldığı, İtalya ve İspanya'nın ateş hattına girdiği yaz döneminde bu kararı "erken alınmış ve hatalı bir karar" olarak değerlendirenler oldukça fazlaydı.

Özellikle Merkez Bankaları'nın artık FED ekolünde olduğu gibi sadece fiyat istikrarı değil, büyüme, işsizlik gibi sorunlarla da ilgilenmesi gerektiğini savunanlar, Trichet Avrupası'nın attığı bu yanlış faiz artışı kararından geri döneceğini düşünüyordu.

Trichet bu kararında geri dönmedi. Gerçi 3. faiz artırımını yapmaya belki de cesaret edemedi ama görevi Draghi'ye teslim ederken dünyada gelişmiş ülkeler arasında %1.5 ile en fazla faizi uygulayan Merkez Bankası Başkanı oldu. Bugün baktığımızda bahar aylarında faiz artırımı sürecine neden olan manşet enflasyonun, o zamanki %2.5 seviyelerinden %3'lere yükseldiğini görüyoruz. Avrupa'da her türlü kriz ortamına rağmen, bütün ekonomilerin hızla soğumasına rağmen, özellikle emtia fiyatlarına bağlı manşet enflasyonun son 3 yılın zirvesine çıkması Trichet'in haklı olduğunun bir göstergesi.

Şimdi komuta İtalyan Draghi'de. İlk toplantıda olmasa da, bir sonrakinde faiz indirimi bekleniyor. Hem de enflasyon son 3 yılın zirvesindeyken. Bundan sonra Avrupa Merkez Bankası'nda yeni bir dönem başlıyor. Sadece başkan değişikliği değil, mentalite değişikliği de söz konusu olacaktır. Piyasalarla iç içe olan, birden fazla ekonomik hedefi tutturmaya çalışan proaktif bir ECB.

Piyasa buna hazır mı?

Bence kağıt üzerinde çok güzel görünen aktif ve çok hedefli bir Merkez Bankası söylemini pratikte uygulamak oldukça zor. Ancak ABD Doları gibi rezerv bir para basabiliyorsanız, bunu uygulamak mantıklı olabilir. Aksi takdirde bir çok yol kazasına mağruz kalabilirsiniz. Dolayısı ile de bundan sonra euronun işi daha zor gibi.