Advertisement

Bloomberg'in yaptığı araştırmaya göre 2012 yılı içinde yatırımcılara yaklaşık 7.6 Trilyon dolar borç servisi yapılacak. Bunun aslan payı 3 trilyon dolar ile Japonya'nın ve 2.8 trilyon dolar ile ABD'nin.

Yani toplam borç servisinin %75'ini iki ülke yapacak. Bu açıdan bakıldığında oldukça ürkütücü bir istatistik. Dünyanın 1. ve 3. büyük ekonomilerinin 2012 yılı boyunca itfa edilecek toplam borç stoğunun %75'ine sahip olması oldukça dengesiz bir dağılım.

Ancak diğer taraftan piyasanın gözünde bu iki ülke her türlü olumsuzluğa rağmen yatırımcıların borç vermede sorun göremedikleri iki ülke gibi görünüyorlar. ABD, AAA notunu geçen sene kaybetmesine ve Borç/GSMH  oranı % 100 seviyelerinin üzerine çıkmasına rağmen 10 yıllık tahvil ihracına çıktığında hala % 2 seviyesinin altında borçlanabiliyor. Özellikle son çeyrekte verilerin birbiri ardına olumlu gelmesi, ABD ekonomisini 2012'de en önce toparlayacak ülkeler sıralamasında 1 numaraya oturtuyor. Bu algı da yatırımcıların, enflasyonun oldukça altında olmasına rağmen ABD tahviline olan ilgisini yüksek tutuyor.

Diğer taraftan 2011 yılı içinde yaşadığı şiddeli depremin ekonomisi üzerindeki etkilerini hala atlatamamış olmasına ve son 10 yıldır  ortalama %1 seviyelerinde büyüme göstermiş olmasına rağmen Japon borç servisi konusunda da kimsenin bir şüphesi varmış gibi görünmüyor. Japonya'nın 2012'de 3 trilyon dolarlık borç servisi yapmak zorunda olmasına rağmen ve 10 yıllık tahvil ihracına %1'in altında faiz öderken dahi yatırımcıların endişeleneceğini düşünmüyorum.

İlk 2 değil; ancak 3. ve 4. sıradaki ülkeler sıkıntı yaratabilir

Japonya ve ABD'nin ardından en fazla borç servisini 425 milyar euro ile İtalya, daha sonra da 350 milyar euro ile Fransa yapacak. İşte toplam 5.8 trilyon dolarlık borç servisinde endişelenmeyen piyasa, toplam 1 trilyon doları bulan bu iki ülkenin borç servislerinde hop oturup hop kalkacak gibi görünüyor.

Şubat ayı içerisinde AAA notunu kaybetmesi muhtemel görünen Fransa'nın, %3.2  seviyelerinde olan 10 yıllık tahvil faizindeki olası ani yükseliş, piyasalarda sert satışlara sebep olabilir. Sadece tahvil piyasasında değil, Fransız banka hisselerinde de böyle bir yükselişin satışlara sebep olması muhtemel.

Diğer taraftan Avrupa'nın 3., dünyanın 8. büyük ekonomisi olan İtalya'nın 1.8 trilyon euro büyüklüğündeki toplam tahvil stoğu içinde 425 milyar euroluk kısmı 2012'de tekrar çevirilmek durumunda. Geçen yılı kritik %7 seviyesinde tamamlayan İtalyan tahvil faizlerinin seyrini piyasa yakından takip edecek. İtalyan Hazinesi'nin açacağı her ihalede gelecek talep ile çıkan faiz, sadece İtalya'nın kaderini değil, global piyasaların da seyrini değiştirecektir.

Dün söylediğim gibi gerçekten zor bir yıl bizi bekliyor. Yatırımcıların sadece yatırım yapacakları piyasa ile ilgili değil; İtalya'dan Fransa,  Japonya ve ABD'ye kadar olup biteni çok yakından takip etmesi gerekiyor.