Yunanistan Cumhurbaşkanı 'partiler arası uzlaşma yok, seçime gidiyoruz' dediği andan itibaren zaten kırılgan olan piyasaların bir anda çözüldüğü gördük. Haber çıkar çıkmaz EUR/USD 1,28'i kırdı 12 saat içinde de 1,27'ye kadar geriledi. Bu seviye son 4 ayın en düşük seviyesi. Okyanusun diğer tarafında ise ABD Doları sert bir şekilde yükselmeye başladı. 6 önemli para birimine karşı ABD Doları'nın değerini gösteren Dolar Endeksi de 81.5 seviyesine yükselerek yıl başından beri en yüksek değere çıktı. ABD Doları bir kez daha panik yapanlar için güvenli liman vazifesini görüyordu.
Bu örneklerin yanına Amerikan tipi WTI petrolünün 92$ ile son 6 ayın en düşüğüne, altının onsunun da yıl başındaki seviyelere gerilediğini ekleyebiliriz. Para ürkmüş, nakite dönme ihtiyacı yaşıyor. Nakite dönenler de ya Alman ya da Amerikan tahvillerine parayı yatıryorlar.
Peki bütün bu olayların sebebi Avrupa Birliği'nin toplam GSYİH'sinin % 2'sini oluşturan Yunanistan'ın Euro'dan çıkmak istemesi mi?
Cevap; Hayır.
Avrupa'da açıklanan büyüme rakamları yatırımcıların gözlerinden kaçmadı. Euro Bölgesi büyümesi ilk çeyrekte - % 0,2 olmuştu. Yani Avrupa ilk çeyrekte küçüldü. Ama işin daha acı tarafı EURO Zone'un kuzeyi ve güneyi arasında siyah ve bayaz kadar ayrışan rakamlarda. Bir tarafta ilk çeyrekte % 0,1 büyümesi beklenen Almanya % 0,5 büyüyor, diğer yanda bölgenin 2. büyük ekonomisi % 0 ile olduğu yerde kalıyor. Daha güneyde İtalya ise - % 0,8 daralıyor.
Büyüme rakamları gösterdi ki problemli ülkelerin sadece dertleri bütçe açıkları, toplam borç yükünün yüksekliği değil. Bu ülkelerin ekonomileri hızla soğuyor ve eldeki borçun çevrilmesi imkansız bir hale geliyor.
İşte piyasada gördüğümüz paniğin en büyük sebebi bu. Yoksa zaten tahmin edilen Yunaistan'da seçimlerin tekrarı haberi olsa olsa işin tuzu biberi olur.
Yunanlar blöf mü yapıyor?
Dün beklendiği üzere 4 parti anlaşamadı ve Yunanistan seçimlere gidiyor. Anketlere göre şu an 2. durumda olan SYRIZA partisi % 20 oy oranı ile muhtemelen seçimlerde 1. parti çıkacak. Parti başkanı Tsipraz daha önce 'morotoryum ve EURO'dan çıkma tehditinde' bulunmuştu.
Şimdiki açıklamalarından anlaşılıyor ki SYRIZA'nın oyun planı, bu tehditle seçime gitmek ve 1. parti olduktan sonra AB ve IMF ile tekrar masaya oturmak.
Yunanlıların % 75 'i EURO'dan çıkmak istemediğine göre SYRIZA'nın böyle bir kararı alması çok zor. Yapmaya çalıştığı daha önce imzalanan anlaşmanın şartlarını hafifletmek, Yunan halkı için bazı ödünler koparmak.
Ancak sorun da burada başlıyor.
Eğer AB ve IMF, SYRIZA'nın şantajına boyun eğer ve şartları hafifletmeyi kabul ederse bundan sonra anlaşma yapacağı hiçbir ülkeye söz geçiremeyecektir. İrlanda ve Portekiz Yunanistan'ı takip ederek şartlarını iyileştirmeye çalışacaktır.
Dolayısıyla aşağıya tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu.