Advertisement

Çok farkı var.

Piyasalarda son birkaç haftadır en çok sorulan soru şu: İspanya'nın da yardım alan ülkeler kervanına katılması sonrasında Avrupa'nın en büyük 4. ekonomisı olan İtalya da AB'den yardım almak zorunda kalacak mı?

Geçen hafta İspanyol Bankalarının mevduat kayıpları rekor seviyeye çıkınca AB duruma el koydu. İspanyol Başbakanı Rajoy 'Bu bir kurtarma operasyon değildir' dese de, AB 100 milyar €'yu İspanyol bankalarının yeniden yapılandırılması için kullamaya karar verdi.

-İspanya'da süreç nasıl gelişti?

Toplam GSMH'sı 1.5 trilyon $ olan ancak bankacılık sektörünün toplam varlıkları bunun neredeyse 3 katı olan İspanya yaşanan Avrupa borç krizinin kurbanlarından oldu. İspanyol ekonomisi son 10 yılda çok büyüdü. Bu büyümenin en büyük faktörü gayrimenkul sektöründe yaşanan patlamadan kaynaklandı. Kuzey Avrupa'da soğuk iklim şartlarında yaşayan zengin Alman, Hollandalı, İngilizler'in son 7-8 yıl içinde AB ve Euro Zone avantajlarından yararlanarak İspanya sahillerinde arka arkaya yapılan lüks konutlara hücum ettiklerini biliyoruz. Bu ülkelerde İspanya'da ev sahibi olmak neredeyse son derece normal karşılanır olmuştu.

Tabii bu durum da bundan 15 yıl önce İspanya'da ortalama %13 'lerde verilen bir konut kredisinin yıllık  %2 - %2.5'lara kadar düşmüş olması, İspanyolların çıkarttıkları kanunlarla sahillerini yabancılara açmış olmaları ve İspanyol inşat firmalarının verimli (!) çalışıyor olması da bu süreci hızlandırdı.

Bu süreç 2000'lerin başından 2008'e kadar gayet güzel işledi ve İspanya o dönem içinde AB geneli %2,5'lar seviyesinde büyürken İspanya %5,5 - 6 büyüdü.

Ama şimdi oyun bitti. Avrupa krizde. Kimse İspanya'dan ev almıyor. Hatta işini kaybeden Alman, İngiliz ya da İspanyol evini satma derdinde. 2008 krizinden bu yana İspanya'da konut fiyatları %30 geriledi.

İşte bu süreç İspanya'da %25 işsizlik, resesyon ve bankalara da %9'lara kadar çıkan NPL yani batık kredi çıkartıyor. Dolayısıyla İspanyol bankaları ciddi bir fonlama ihtiyacı içine giriyor. Bunun üzerine bir de mevduat kaçışı başlayınca İspanyol Bankaları için paket şart oldu.

-Peki İtalya niye geriliyor?

Burası enteresan. Öncelikle İtalyan ve İspanyol bankacılık sektörleri arasında ciddi farklılıklar var.

1-İspanya bankacılık sektörü toplam kredilerinin %40'ını gayrimenkul projelerine vermişken İtalya'da bu oran sadece %10.

2- Kriz sırasında İspanya'dan sadece Mart ayında 70 milyar €'luk bir mevduat kaçışı yaşanırken İtalyan bankaları mevduat kaybetmedi hatta mavduat tabanı büyüdü.

3- İspanyol bankaları İtalyan bankalarına göre çok daha fazla leverage almış durumdalar. İspanyol bankacılık sektörünün toplam GSMH'nın 3 katı iken bu oran İtalya'da 2 katı.

Ancak bunların yanında İtalyan bankalarının bir yumuşak karnı var: Kar edemiyorlar.

Sektörün ortalama Öz Varlık karlılığı (ROE) % 2,5 - %3 'ler seviyesinde. 2005'lerde %7 - 8'ler seviyesinde olan karlılık 1997'den beri en düşük seviyeye düşmüş durumda.

Görüleceği gibi İtalyan bankalarının aslında İspanyollarda olduğu gibi bir likidite, mevduat kaybı ya da batık kredi sıkıntısı yok. Sorun, kar edemiyorlar ve fazla sayıda oyuncu var.

-Peki piyasa niye İtalyan Bankalarını hedef gösteriyor?

Aslında piyasanın korkusu bankalar değil. Piyasa Borç / GSMH oranı %110'lar seviyesinde olan toplam 1.8 tril $'lık tahvil - bono stoğu ile Avrupa'nın en büyük borç havuzu üzerine oturuyor olmasından kaygılanıyor.

İlahlar kan istiyor!