Advertisement

2012'nin 1. çeyrek büyüme verileri dün açıklandı. Türk Ekonomisi 2012 birinci çeyreğinde geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre beklentilerin bir miktar üstünde %3,2 büyüdü. Manşet rakam beklentilerin üzerinde gelince yıl sonu büyüme rakamı konusunda aşağıya doğru riskler olduğundan endişe edenler bir parça rahatlamaış olabilir. Ancak detaylara baktığımızda derin bir nefes almamız için daha erken olduğunu söyleyen önemli ayrıntılar var.

-% 3.2 büyümeyi ihracatçılara borçluyuz

Yılın ilk çeyreğinde Türk ekonomisinin büyümesine en büyük katkıyı yapan dış ticaret işlemleri olmuş. 2010 yılında toplam GSYH büyümesine % -4,4, 2011 yılında ise - %1,4 etkisi olan net ihracat (İhracat- ithalat) 2012 ilk çeyreğinde  %4,5'luk pozitif  katkı yaptı. Mart sonu itibari ile geçen yılın aynı dönemine göre %8 artan ve toplam 138 milyar$'lık yıllık büyüklüğe ulaşan ihracat kalemi Türk ekonomisinin en etkili silahı durumunda.

-İmalat sanayi durdu, İç tüketim dibe vurdu

2010'de % 9,2 büyüyen Türk ekonomisinin en önemli itici güçlerinden biri imalat sanayi olmuştu. Sektör ,% 9,2 lik toplam  GSYH büyümesine % 3,2 katkıda bulunmuştu. Bir sene sonra, 2011 yılında da toplam %8,5'lik büyümenin % 2,3'ü imalat sanayinden gelmekteydi. Ancak 2012'in ilk çeyreğinde imalat sanayi için resim hiç hoş değil. İlk çeyrekteki geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre  % 3,2'lik büyümenin sadece % 0,7'si bu sektörden geliyor. Yani sanayinin çarkları ilk çeyrekte çok yavaş dönmüş . Hem de yoğun ihracat odaklı üretim olmasına rağmen. 

-İhracat odaklı üretim artmasına rağmen, imalat sanayi nasıl yavaşladı?

İşte burada iç tüketimin yani hane halkı tüketimin %0'a inmesi büyük rol oynuyor. Toplam GSYH rakamına 2010'da % 4,7 , 2011'de % 5,3'luk katkıda bulunan hanehalklarının tüketim rakamı 2012 ilk çeyrekte % 0 oldu. Yani hiç birimiz kayda değer bir tüketim yapmamış görünüyoruz.

2012'nin ilk çeyreğinde iç tüketime dönük çalışan  sanayi ve imalat sektöreleri çok zayıf bir talep ile karşılaşırkeni ihracat odaklı çalışanlar nispeten daha güçlü bir pazar bulmuşlar.

-TCMB'nin sıkı para politikası etkisini gösteriyor

İlk çeyrekte genel resime baktığımızda talep unsuru olarak bakabileceğimiz hane halklarının tüketiminin %0 olması ve özel sektörün elindeki stok miktarında %2,3'lük azalma bize iç tüketimin zayıf, talebinde yetersiz olduğunu gösteriyor. Özellikle lüks tüketim mallarına talebin azalmış olması cari açık açısında pozitif bir gelişme. Demek ki TCMB'nin ekonominin yumuşak inişi için oluşturduğu sıkı para politikası işe yaramış.

Ancak özellikle iktisadi faaliyetler olarak baktığımızda inşaat, ulaştırma ve ticaret kalemlerinde görülen sert düşüşler kaygı veriyor. Bu 3 sektör başta işsizlik olmak üzere bir çok önemli sorunun panzehiri. İşin daha enteresan tarafı bu sektörlerin cari açık yaratmada katkıları oldukça düşük. (Belki bir miktar ulaştırmanın petrol kulanımı dolayısı ile cari açığa katkısı olduğu düşünülebilinir). Ayrıca yine bu 3 sektörün önceki 2 yılda toplam büyüme rakamlarının %40'ını oluşturduğunu görüyoruz. Yani büyüme konusunda ciddi katkısı bulunan sektörler. İlk çeyrek bazda bakıldığında bu 3 sektörün ise %3.2'lik büyümeye katkıları sadece % 25.

Başta inşaat olmak üzere bu sektörlerin TCMB'nin uyguladığı sıkı para politikasınında negatif etkilendiğini çok net söylüyebiliriz. Belki cari açığın dengelenmesi, enflasyonun kontrol altına alınması konusunda 2012'nin ilk çeyreğinin ümit verici olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak sıkı para politikasının yılın 6.ayı sonu itibari ile hala devam ettiği gerçeği ile yıl sonundaki %3 ve üzerindeki GSYH büyümesi hedeflerinin zora girebileceği kanaatindeyim. Bunun üzeriien ekstra bir risk de artan global riskler dahilinde ihracatımızın daha ne kadar artabileceği sorusu olacakır.