Draghi kendini Bernanke, ECB'yi de FED zannediyor
Haftalardır beklenen toplantı dün gerçekleşti. ECB Başkanı Mario Draghi kameraların önüne geçti ve soruları yanıtladı.
Aslında hafta başından beri kamuoyuna sızdırılan bilgiler sayesinde toplantının önemi iyiden iyiye azalmış ve piyasa beklentileri kontrol altına alınmıştı. Ancak yine de toplantı sonrasında akıllarda kalan noktaları şöyle bir gözden geçirmekte fayda var.
Draghi Avrupa Birliği'nin tartışmasız lideri durumuna yükseldi
Ağustos başınan beri yaptığı hamleler ile 1 sent bile harcamadan rekor seviyede ki faizleri düşürmeyi, 1.20'nin altına doğru gitmesine kesin gözüyle bakılan EUR/USD'ı 1.26'a kadar çıkarmayı ve risk primleri (CDS)'nin hızla gerilemesini sağlayan kişi Mario Draghi'dir. Bu hamlelerin sonucunda ne Merkel'in ne Hollande'ın ne de Rahoy'un şu an piyasalar gözünde kredibiltesi ve etkinliği Draghi kadar yüksek.
Almanya'ya rağmen ECB problemli ülke tahvillerini alacak
Alman Başbakanı Merkel ve Alman Merkez Bankası Başkanı Weidman'ın çok net bir şekilde problemli ülke tahvillerinin ECB tarafından alınmasına karşı çıktığını biliyorduk. Berlin sadece ESM yada EFSF fonlarının söz konusu ülkeden gelecek bir resmi yardım talebi olduğu takdirde birinci piyasadan tahvi alımına yeşil ışık yakmıştı. Ancak Draghi'nin son açıklamaları, kısa vadeli yani vadesine 3 yıl kalan ve piyasaya erişimi olan bütün Euro Zone ülkelerinin tahvillerinin, ECB tarafından ikinci piyasadan alınabileceğini bize söylüyor. Tabii ki yine resmi yardım başvurusu olduğu takdirde. Hem de herhangi bir üst limit sınırlaması olmadan. Piyasa şartları ne kadar gerektiyorsa o kadar alım yaparak.
EFSF + ESM'in sınırlı kaynağına ECB'nin sınırsız para basma gücü eklendi
Daha önce piyasa EFSF ve ESM'in kabaca 650 milyar €'yu aşmayan kaynağının olası bir kurtarma talebinde İtalya ve İspanya'nın ihtiyacını karşılayamayacağından endişe ediliyordu. Hatta bu paranın sadece İspanya için bile yetersiz kalacağı düşünülüyordu. Ancak ECB'nin sınırsız tahvil alım desteği resmi bir anda değiştirdi. Bu iki ülkenin 3 yıla kadar vadesi gelecek yaklaşık 500 milyar €'luk tahvil stoğu var. ECB'nin sınırsız tahvil alım taahhüdü düşünüldüğünde EFSF ve ESM'in işini önemli ölçüde kolaylaştıracak bir kaynak hazır bekliyor Avrupa Merkez Bankasında.
İspanya ve İtalya 'nın resmi başvuru yapması şart
Bütün bu yeni yaratılan bazukalar, imtiyazlar ve desteklerin tek bir ön koşulu var: Kim destek istiyorsa EFSF ve ESM'in kapısını çalacak. Kulağa oldukça kolay olabilecekmiş gibi geliyor ancak ne İspanya ne de İtalya bu konuda renk vermiyor. Yunanistan da benzer bir destek aldıktan sonra kendisinden istenen şartlar çok ağır geldiği için ciddi sosyal patlamalar yaşadı, hala daha yaşıyor. Bu paket sonrası Yunanistan'da iktidar değişti ve şu anki siyasi ortam da son derece gergin. Dolayısı ile İspanya Başbakanı Rahoy benzer bir akibete uğramamak için bir kurtarma paketine oldukça mesafeli. İlle de bir paket alınacak ise bunun son derece yumuşak şartlar içermesini şart koşacaktır.
Peki şimdi asıl sorumuzu soralım.
Draghi'den Bernanke, ECB'den FED, Avrupadan da United States Of Europe olur mu?
Bence olmaz.
ECB Başkanı Draghi göreve geldiği günden beri Bernanke yönetiminde ki FED ve onun uygulamalarını takip ediyor gözüküyor. Faizleri hızla düşürmesi, 2 kez yaptığı ve bankalara ucuz kaynak yarattığı uzun vadeli repolar (LTRO'LAR) ve şimdi yapmaya çalıştığı tahvil alım programının benzerlerini FED 2009 - 2011 yıları arasında yaptı. Sonuç tam bir başarı olmasa da ABD ekonomisi en azından resesyon ve bankacılık krizi gibi kelimeler ile artık birlikte anılmıyor.
Ancak,
ABD'nin tek bir devlet olması, tek bir karar verici bulunması, eyalatler arasında ciddi borç farklılıkları olsa da sonunda hepsinin ABD Doları cinsinden parayı FED'den almaları ve nihayetinde ABD Dolarının rezerv para olması bu krizin aşılmasında çok önemli rol oynadı.
Bunların hiçbiri şu anki Euro Bölgesindeki AB ülkeri için geçerli değil.
Dolayısı ile ne EURO ZONE bölgesi United States of America'dır ne de FED bir ECB'dir. Bu noktadan hareketle de Draghi'nin Bernankecilik oynaması da mümkün değil, üstelik oldukça tehlikelidir.