Advertisement

HSBC, Dubai'de Türkiye ile MENA denilen Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi'ndeki yatırımcıların bir araya geldiği bir seminer düzenledi. Hem kamu tarafından hem de özel sektörden ciddi katılımın olduğu  seri toplantılarda ilginç notlar ortaya çıktı.

Dubai yaralarını sarmaya çalışıyor

2009 yılında ABD  mortgage krizi sonrasında ilk darbe yiyen ülkelerden biri Dubai olmuştu. Birleşik Arap Emirlikleri'ne bağlı Şeh Maktum'un Dubai'si global para piyasalarındaki para hızla  gelişmiş ülkelere akmaya başlayınca, 'Sular çekilince ortada kalan balıklar' misali zor durumda kaldı. Bölgedeki diğer ekonomilerin aksine ekonomisini petrol değil, finans, turizm, inşaat gibi alanlara yönelten ve son 10 yılda müthiş bir ivme yakalayan Dubai Şehliği için 2008-09 kabus gibi geçti. İçerideki müthiş canlılığın sebebi bölgeye akan paraydı ve ABD'de yaşanan kriz ve sonrasındaki 'deleverage' Dubai ekonomisini çok zorladı.

Bugünlere geldiğimizde ise Dubai'de hâlâ dev gökdelenler, geniş yollar ve adım başı yapılan AVM'ler dikkat çekiyor ama 'eski tat tuz' kalmamış gibi görünüyor. Dubaili yöneticiler artık yeni gökdelen dikmek ya da yeni AVM yapmak yerine, Dubai'yi Körfez Bölgesi'nin sermaye piyasalarına açılan kapısı yapmak ve yatırımcıları yeni projeler ile buluşturmak istiyor.

Türkler bölgeyi yeniden keşfediyor

Şunu ifade etmem lazım ki; Dubai'deki Türk Konsolosluğu, Türk firmalarının bölgeye girebilmesi için yoğun mesai yapıyor. Konferans sırasında tanıştığım Konsolosluk yetkilileri, tekstil ve inşaat işlerinde Dubai pazarının artık büyümediğini söylüyor. Türklerin marka olarak özellikle gıda, konfeksiyon sahalarına girmesi gerektiğini belirten Dubai'deki ticari ataşe, şu an 6 olan Dubai'de faaliyette olan Türk marka sayısının Kitchenette, İskender  Kebap, Mavi, İpekyol gibi markalar ile 20'ye yükselmesi beklediklerini söyledi.

Körfez'in gözü Türkiye'deki tarım arazilerinde

Konferans sırasında ortaya çıkan bir mevzuda Körfez Bölgesi'ndeki yatırımcıların Türkiye'deki tarım arazilerine olan ilgisi. Konut sektöründe getirilen mütekabiliyet yasasından memnun olan MENA Bölgesi yatırımcıları, devletin yapacağı özelleştirme ihalelerinde büyük çiftlik ve tarım arazilerinin en ciddi ilgilenen grubu olacak gözüküyor. Uzun vadeli toprak yada üretim çiftlikleri kiralayarak tarım ürünlerine yatırım yapmak istiyorlar.

Sukuk ihracı piyasayı hareketlendirmiş

Bildiğiniz gibi Türkiye Hazinesi daha önce hiç denemediği bir borçlanma ortamına; sukuk piyasasına giriş yapıyor. Sukuk piyasası son derece derin ve büyüyen bir market. Sadece bu yıl şu ana kadar olan toplam Sukuk ihracı 300 milyar doları bulmuş durumda. Dubai'de İMKB Başkanı Ibrahim Turhan ile yaptığımız röportajda kendisine bu konuda çok soru geldiğini ve Körfez yatırımcısının Türk Sukuk ihracına ilgisinin büyük olduğunu söyledi. Başkan aynı zamanda ABD doları cinsinden çıkacak ilk sukuk ihracının arkasından TL cinsiden de Hazine'nin sukuk ihracına çıkacağını belirtti.

Diğer yandan Körfez Bölgesi'nde bu sukuk ihracı ile ilgili en çok merak edilen konulardan biri de fiyatlaması. Türkiye'nin  10 yıla kadar vadeli ABD doları cinsinden tahvil faizleri piyasada %4'ün altında işlem görüyor. Ancak Sukuk piyasasında aynı vadeli benzer ülkelerin getirileri %4'ün üzerinde. Dolayısıyla Türkiye'nin de konvansiyonel borçlanma yaptığı Eurobond piyasasına göre bir miktar daha yüksek faiz ödeyerek Sukuk piyasasına girmesi sürpriz olmayacaktır.

Uzun lafın kısası Körfez, artan petrol fiyatları ile tabir-i caizse yeniden "palazlanmış". Ancak bu sefer ellerindeki parayı gökdelene, yola, köprüye değil enerji ve tarım gibi para yapacak projelere yatırmak istiyorlar.