Altın ticareti dış ticaret rakamlarına eklenmeli mi?
Yıllık dış ticaret açığı daralmaya devam ediyor
Dün Eylül ayı dış ticaret rakamı açıklandı. Piyasanın 6,2 milyar dolar açık beklediği Eylül ayında 6.8 milyar dolarlık dış ticaret açığı geldi.
Şimdi Eylül ayı rakamlarına detaylı bir göz atalım
Eylül ayında toplam 13 milyar dolarlık ihracat yaptı. Bu rakam geçen yılın aynı dönemine göre % 21’lik artış anlamına geliyor. Ocak – Eylül 2012 dönemine baktığımızda toplam ihracatın 113 milyar dolara yükseldiğini ve geçen senenin aynı dönemine göre % 13 artığını görüyoruz. Diğer yandan Eylül ayı ithalat rakamlarında ise 2011 Eylül dönemine göre % 6,4'lük bir azalış söz konusu. 2012 Eylül'de ithalatımız 19,8 milyar doları, ilk 9 ayda ise 176 milyar doları buldu. Geçen senenin ilk 9 ayı baz alındığında ithalat kaleminde %3'lük bir düşüş var.
Ama işin bir de ‘Altın hariç’ bölümü var
Dış ticaret verileri ekonomistler tarafından işlenirken, bu sene özellikle Mayıs ayından itibaren işin içine bir de altın ihracat ve ithalatı girdi. İlk 9 ayın sonunda Türkiye 13 milyar dolarlık altın ihracatı yaparken 9 milyar dolarlık da altın ithalatı yaptı. Toplam ihracatımızın ilk 9 ayda 113 milyar dolar civarında olduğu düşünülürse yüzde 13'ünden daha fazlaya tekabil ediyor. Dolayısıyla altın artık ciddi bir ihracat mamülümüz oldu. Ancak bir çok ekonomist Türkiye'nin altın ihracatına güvenmemesi gerektiğini ve bunun sürdürülebilir olmadığını düşünüyor.
Peki gerçekten altın ihracatına güvenebilir miyiz?
Türkiye, istatistiklere göre dünya altın üreticileri ya da altın alım satımı yapan ülkeler liginde önemli bir oyuncu değildir. Altın ile ilgili rakamlara şöyle bir inceleyecek olursak bunu daha net anlarız:
Dünya toplam altın rezervi : 160,000 ton Dünya yılık altın üretimi : 2,700 ton
Dünya altın üretiminde ilk 5 ülke
Çin : 360 ton Rusya : 200 ton
Avustralya : 270 ton Güney Afrika : 190 ton
ABD : 240 ton
Türkiye bu ligde 30 ton yıllık altın üretimi ile listenin oldukça altında kalıyor.
Şimdi de Türkiye’nin son 5 yıldır yapmış olduğu işlenmiş ve işlenmemiş altın ihracat ve ithalatına bir göz atalım;
İşlenmemiş İşlenmiş
Altın ihracatı Altın İthalatı Altın İhracatı Altın İthalatı
2008 130 ton 178 ton 84 ton 22 ton
2009 148 ton 52 ton 54 ton 10 ton
2010 53 ton 64 ton 56 ton 11 ton
2011 29 ton 124 ton 55 ton 10 ton
2012*** 177 ton 119 ton 42 ton 7 ton
*** Ocak Agustos
TCMB
Bu listeden de anlaşılacağı gibi 2009 yılı ve 2012 yılları hariç Türkiye’nin işlenmemiş (bulk) altın ithalatı genel olarak ihracatının üstünde olmuştur. Yani Türkiye ciddi miktarda işlenmemiş altın ithal edip, üzerine ürettiği altını ekleyip, ortaya çıkan miktarı ihraç eder diğer kısmını da iç tüketim de kullanır.
Bu tablo ilk olarak 2009 yılında bozulmuş. 2009 yılında Türkiye’de yaşanan ekonomik krizinin etkisiyle, vatandaşın ciddi miktarda yastık altındaki altınlarını bozdurduğu ve bunun da işlenerek ihraç edildiği şeklinde yorumlanmıştı.
2012 yılındaki ilk 9 aylık süreçte de benzer bir trend gözüküyor. Bu sene de altın ithalatımızın çok üzerinde bir altın ihracatımız var. Hem de işlenmemiş altın olarak.
Şimdi akla gelen soru şu;
Bizim altın üretimimiz belli olduğuna göre bu altınlar nereden geliyor?
a- Vatandaş 2009 yılında olduğu gibi yastık altındaki döviz altınları bozduruyor
b- Bankaların ‘hurda altın’ hesapları ile mudilerden topladığı altın işlenip satılıyor
c- Yurt dışında, özellikle de Suriye ve Arap Baharı’nın etkilediği ülkelerden kayıt dışı olarak ciddi miktarda altın içeriye giriyor. Daha sonra bunlar işlenip kayıtlı olarak ihraç ediliyor.
Ben bunların hepsinin mümkün olduğunu ama en çok ‘C’ Şıkkının etkili olduğunu düşünüyorum.
Dolayısıyla, bir tarafı kayıtlı, diğer tarafı büyük oranda kayıt dışı olan bu ticaretin, dış ticaret rakamlarına dahil edilmesinin çok doğru olmadığını düşünüyorum.