Advertisement

Biz içeride kendi gündemimizi yaşarken, içeriye mesai harcarken dışarıda ise sular durulmuyor, kazan kaynadıkça kaynıyor.

-Yellen bardağı boş mu görecek dolu mu?

Amerika'da son iki üç haftadan beri gelen yaklaşık 10 tane verinin 7'si ülkede işlerin çok yolunda gitmediğine ekonominin hızlı toparlanmadığına dair sinyaller vermeye başladı, fakat fatura soğuk havaya kesildi. Fed Başkanı Janet Yellen yarın konuşacak, onun gözünden bardak dolu mu boş mu, yarın öğrenmiş olacağız. 

Yellen'ın yarınki konuşmasını merak ediyorum. Çünkü daha önceki, Ocak ayındaki konuşmasında tahvil alım programında azaltıma (tapering) devam kararı verdiğindeki açıklamasında "Bu arada sırada gelen zayıf veriler korkutmaz gözümüzü. Biz Amerikan ekonomisindeki toparlanmaya güveniyoruz. Soğuk havanın büyük oranda etkili oldugunu düşünüyoruz." mesajı vermişti. Hatta Alan Grenspan de açıklamayı kendi ifadeleri ile desteklemişti.

İşte o açıklamaların ardından ABD'de ciddi negatif veriler geldi. Şimdi Yellen hala o açıklamanın arkasında mı  duracak yoksa Mart ayında kendini göstermeye başlayacak yeni hamleler için girizgah mı yapacak, hep birlikte göreceğiz. 

Ben Yellen'ın rengini hiç değiştirmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü ABD'de başta New York ve çevresi olmak üzere Aralık ayının ortasından Şubat ayının ortasına kadar soğuk hava dalgaları etkili oldu. Can alan soğuklar hayatı felç etti. Soğuk hava dalgası ülkeyi terk ettiğinde sadece ülkenin değil ekonominin de rahatlayacağı, Yellen'ın da hedeflediği noktadan pek şaşmayacağı kanaatindeyim.

Şu an piyasalar ABD'de "veriler kötü gelir" diye paniklemiyor ise, Amerikan hisse senedi piyasası yılbaşından bu yana kayıplarını büyük ölçüde telafi etmiş ve rekor seviyeye yükseliş görmüş ise bunların vebalinin soğuk hava olduğunu; Amerikan ekonomisinin toparlamaya güvendiğini görüyoruz, demektir. Bu algı henüz bozulmadı, orada duruyor ve bu algı Mart ayında da tahvil alım programında azaltımını geri getirecek, bu bilgiyi bir kenara koyalım.

-Rusya, Batıdan yediği golün acısını Ukrayna'dan çıkarma peşinde

Gelelim Rusya - Ukrayna gerginliğine. Ukrayna'dan perlamento, yeni birlik hükümetinin kurulmasını erteledi fakat gerek AB gerekse IMF yardım için ülkede yeni hükümetin kurulmasını bekliyor. Ukrayna'nın yaklaşık 35 milyar dolar yardıma ihtiyacı olduğu konuşuluyor. Rusya, Ukrayna'ya neredeyse hibe gibi 15 milyar dolarlık kredi için söz verdi, imza attı. Kredinin 3 milyar doları gönderdi fakat ikinci dilimi bekletiyor çünkü, "Verdiğim krediyi geri alabilir miyim, alamaz mıyım?" sorusunun cevabı Rusya için önemli duruyor. Bu endişeden yola çıkan Rusya, Ukrayna'dan ithalatta ciddi boyutta kesintiye gitme ve tarife artırma planları yapıyor.

Rusya, kartlarını masaya koydu ama en azından Ukrayna'da ölümlere yol açan o akut krizde bir rahatlama var. Fakat Ukrayna temerrüde düşmeden durumu atlatır mı atlatamaz mı? İşte bu çok önemli bir soru işareti.

-Çin, Asya'nın kucağına saatli bomba bıraktı

Çin durup dururken, hiç kimsenin beklemediği bir noktada para birimi Yuan'ın, ABD Doları'na karşı değer kaybettirici hamlede bulundu. Yuan'ın işlem göreceği bandı genişeltti ama bandı genişletiyorum derken Yuan, ABD Doları'na karşı değer kaybını 7. güne taşıdı. 

Şimdi herkes bunu sorguluyor: Çin ne yapıyor?

A -  Çin'in büyümesi hızlı bir şekilde aşağıya geliyor. Bu sebeple yuana değer kaybettirerek ihracatçısına mı destek vermeye çalışıyor?

B - Çin, yuan ticareti konusunda, yani "Yuan alalım yuan zaten değer kazanıyor" diyen içerideki spekülasyon oyuncularına "Öyle yapmayın, canınız yanar! Yuan sürekli değer kazanmaz, değer kaybeder" mi demeye çalışıyor?

C  - Hepsi mi?

Bir şekilde yuan gibi bir para biriminde son zamanlarda görmediğimiz sert bir hareket olunca Asya bir anda kaldı. Asya, bir yandan ne yapacak, diye Fed'e bakıyor. Bir yandan da oradaki en büyük güç olan Çin'in kendi para birimini değer kaybettirici bir hamle yapmasına "Bir dakika! Japonya'nın attığı gibi bir adım mı atıyorlar? Abenomics'e özenmeye mi kalktılar?" gibi soru işaretleri ile tepki veriyor.

Tabii Çin ve Japonya arasında çok büyük farklılık var. Fakat Abenomics mucizesinin Japonya'ya neler kattığı fakat etrafındaki ülkeleri ne derece zorladığı düşünülecek olursa Çin'in bu adımda ne kadar ısrarcı olacağına dair soru işaretleri de o kadar öne çıkıyor.