Advertisement

Dallas Fed Başkanı Richard Fisher'ın özelliği şu: Hiç ara vermeden varlık alımında azaltıma (taperinge) devam edelim ve bitirelim diyenlerden. En büyük eleştirilerden bir tanesi ise: Bu dünyada biz tek başımıza yaşamıyoruz. Biz parayı basarken bu gelişmekte olan ülkeler aldı başını gitti. Varlık balonları oluştu. Şimdi biz bu pimi çekecek olursak birkaç tane ülke patlayabilir.

Fisher'ın "Bakın Meksika gayet güzel gidiyor. Meksika gibi olun siz de rahat edin." diye verdiği örneği ise birlikte inceleyelim.

2013 yılında 35 Milyar dolar çeken Meksika bu sene normalleşmeyi başarabiliyor. Sene başından beri kayıpları kısıtlı. Gerek para birimi pesonun gerekse Borsasının kayıpları sınırlı kalmış.

Meksika'nın diğer gelişmekte olan ülkelerden pozitif ayrışmasının sebebi Meksika'nın her şeyi doğru yapması ve ayaklarının üzerinde durabilmesinden mi kaynaklanıyor yoksa Amerika'nın toparlanmasını mı satın alıyor? ABD haricinde hangi ülkeyi alsak acaba bu toparlamadan fayda görürüz, sorusuna cevabın Meksika olmasından mı kaynaklanıyor? Özetle "Coğrafi olarak BD'ye yakınlığımız vardı da biz mi almadık?" gibi bir durum çıkıyor ortaya.

Bir dönem bizim Merkez Bankası için dedik ki Özellikle 28 Ocak kararlarına kadar yani faiz artırımı kararına kadar piyasa önde bizim merkez arkada kovalıyordu. Piyasa bir şey yapıyordu bizim merkez hamleyle cevap vermeye çalışıyordu. Ama o hamleyle tekrar piyasanın önüne geçti merkez bankası. Bu sefer merkezin hamlesine piyasa cevap vermeye başladı. Merkez bankalarının hamlelerinin piyasa için belirleyici olması geride kaldı. O iş bitti. Merkez bankaları cephanelerini kullandılar, barutlarını büyük ölçüde bitirdiler. Atacakları adımları attılar.  Rusya'sı, Türkiye'si, Çin'i vs...  Bundan sonra artık konu jeopolitik olarak yaşanabilecek tansiyon ve FED'in hareketlerine bağlı. Artık merkez bankalarının ister istemez piyasanın gerisinde, takip etmek zorunda kalacağını düşünüyorum.

Ben kendi adıma FED'i ayırıyorum, FED'i dünyanın merkez bankası olarak bir kenara koyuyorum. Tabii ki FED'e rağmen FED ile gibi bir yorum yapılamaz. Yani FED bütün hikayeyi değiştirebilir. Peki Fedcilik oynamak diğer merkez bankalarının yarasına ne kadar merhem olur?

Japonya mesela. Japonya Berkez Bankası alenen Fedcilik oynuyor. Bunda nispeten başarılı oluyor görünebilir. Kendi enflasyonu hafif hafif kıpırdamaya başladı. Hatta orada yerinden kımıldamayan maaşlar bile bir parça yükseldi. Kime faydası var acaba Japonya'nın?

Japonya para basıyor diye bırakın bize kadar gelmeyi, etrafında, Asya'daki ülkeler "Kardeşim bize ne FED'in taperinginden! Baksana Japonya Merkez Bankası takır takır para basıyor. Biz bu paradan faydalanırız." diyorlar mı? Demiyorlar.

Yani tablo FED ve diğerleri olarak beliriyor. FED para basınca bütün dünyanın derdi olur. FED parayı çektiğinde de yine bütün dünyanın derdi olur. Diğerleri; Avrupa Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası, Japonya Merkez Bankası'nın yapacağım hamleler bunun 10'da 1'i skalasındadır.

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, anladığımız kadarıyla şu açmazda bir taraftan hafif hafif gelen toparlanmadan memnun. Çevre ülkeler bile biraz biraz kıpırdıyor. İspanya'nın 10 yıllık tahvil faizinin dün düştüğü seviye Ocak 2006. Ne zaman İspanya kendini toparladı, ne zaman kendine geldi, ne zaman kriz bitti de 10 yıllık İspanyol tahvili Ocak 2006'dan beri en düşük seviyeye olan yüzde 3,39'a geldi? 

Türkiye'nin borçlanması yaklaşık olarak yüzde 5,70'ler civarında. Yatırımcıya göre İspanya, Türkiye'den çok daha iyi durumda. Ülke notumuz olarak bir not yukarıda, hatta bizden not bile değil görünüm olarak yukarıda. Yani bu İspanya bizden 200 baz puan aşağıda borçlanıyor. Şu anki rakamlar benim 1.38 seviyesindeki Euro Dolar'a inanmakta zorluk çektiğim gibi ilginç rakamlar. Ne kadar çekersen çek, diyor. Avrupa'da en kötü geride kaldı...

Draghi şu açmazda: Bu rakamlara inanıp bu faizi daha fazla indirmeden, negatif reel faiz gibi imkanları tamamen masadan kaldırıp yoluna mı devam edecek? Yoksa "Ben bu parayı veriyorum, size diyorum ki gidin bu parayı vatandaşa kredi olarak verin. Fakat ben elimdeki rakamlara bakıyorum bu para dönüp dolaşıp tekrar bana yatıyor ya da devlet tahviline yatıyor. Kredi arzında damla artış yok. Hatta ve hatta güney ülkelerde kredide daralma var. Bu böyle olursa bu toparlanma kısa soluklu olur." mu diyecek?

Hangi tarafa meyil edeceğini göreceğiz. Ama, geçen sefer pas geçti, sözlü olarak kaygılarını dile getirip bir şey yapmadı. Bence piyasa bir kez daha kanmaz. Ya kaygılarını söyleyip hamle yapacak ya da bu metni masadan kaldıracak. Biz de diyeceğiz ki "Vay be! Draghi bile inandı bu işe. Demek ki Avrupa toparlanıyor." diyeceğiz. Belki o zaman ben bile inanırım.