Advertisement

Yatırımcılar 2010 yılında başka hiçbir şey almadan portföylerine pamuk ya da gümüş almış olsaydılar, seneyi % 100'e yakın getiriler ile kapatacaklardı. Bir yandan bol likidite, diğer yandan hava şartları başta tarım emtiaları olmak üzere birçok hammadde fiyatında 2010 rekor senesi olarak akıllarda kalıyor.

Bu durumda akıllara gelen iki soru şu olabilir. İlki 2011 yılında benzer bir yükseliş devam edecek mi ? Bu noktada likidite bolluğunun devam edecek olması emtia fiyatları için olumlu bir 2011 habercisi gibi gözükürken, diğer yandan Çin başta olmak üzere büyüme konusunda ‘lokomotif’ görevi gören ülkelerin frene basması fiyatları aşağıya çekebilir.
 
Belki diğer bir soru da Türkiye spesifik olabilir. Cari açık konusunda 2011 yılının en önemli yıl olacağı noktasında emtia fiyatlarının yukarı gitmesi, hatta 2010 yılında yerinde sayan petrol fiyatlarının 100 doların üzerine çıkması durumunda işlerin zorlaşacağı aşikar.

Yıllık 45 milyar dolar yıllık cari açık veren Türkiye, artan doğal gaz ve petrol fiyatları ile de 2011'de mücadele etmek zorunda kalacak gibi gözüküyor.