Advertisement

Beklenen oldu. Dün Çin son 5 ayda 3. kez faizleri artırarak 1 yıllık borç alma faizlerini % 3'e , 1 yıllık borç verme faizlerini de % 6 seviyesine çıkardı. Piyasaların beklediği ama zamanını kestiremediği bir gelişmeydi.

2011 yılı boyunca Çin'den en az iki kez daha faiz artırımı bekleniyor. Çin’de 2009 yıl sonunda % 1 seviyesinde olan enflasyon, 2011'de % 4,60 seviyesine yükselince, önce zorunlu karşılık artışları geldi; daha sonra faiz artışları geliyor.

Enflasyon konusunda endişeli gözüken Çinli yetkililer, gıda fiyatlarında ki artış devam ettiği sürece faiz artışlarınını sürdürecek gibi gözüküyor. Faiz artırım yarışında Çin yalnız değil.

Dünyanın farklı bölgesinde birçok ülke, enflasyon kaygısıyla faizleri artıyor. Hindistan'dan Brezilya'ya, Güney Kore’den Polonya’ya, İsrail’den Güney Kore’ye kadar bir çok ülke benzer kaygılar ile faizlerini artırıyor. Saydığım bu ülkelerin çoğunda aslında talep kaynaklı bir enflasyon yok. Ama dünyada artan gıda ve emtia fıyatları, FED ve Avrupa Merkez Bankası tarafından yaratılan likidite bolluğu, başta Gelişmekte olan Ülkeler (EM) olmak üzere ülkelerin üzerine kabus gibi çöküyor. Bu noktada gözler yine dönüp TCMB’ye odaklanıyor.

Çünkü bütün dünya faiz artırırken tek indiren bizim Merkez Bankamız. Enflasyon konusunda son 41 yılın en düşük enflasyonun yaşandığı Türkiye’de TCMB faizlerini son 2 ayda 75 baz puan düşürdü.

Gerçi Merkez Bankası bir yandan zorunlu karşılıkları artırarak nette parasal sıkılaştırıcı bir politika izlemekte ama yine de global finansal piyasalarda dünyanın dört bir yanından faiz artırımları gelirken Türkiye’den hala faiz indirimi beklentilerinin geliyor olması, ciddi bir şekilde kafa karıştırıyor gibi gözüküyor.