Bloomberght
Bloomberg HT Görüş İrfan Donat İthal tütüne sıfır vergi ne anlama geliyor?

İthal tütüne sıfır vergi ne anlama geliyor?

Giriş: 02 Ocak 2019, Çarşamba 16:09
Güncelleme: 03 Ocak 2019, Perşembe 16:09

2019’un ilk gününde alkollü içecekler ve tütün piyasasını yakından ilgilendiren iki önemli karar Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Alkollü içkilerden alınan özel tüketim vergisi (ÖTV) tutarları yüzde 13.48 artırılırken, yabancı sigara üretiminde kullanılan yabancı tütün ithalatında alınan ton başına 150 dolar vergi ise sıfırlandı.

Biz de bu gelişmeler ışığında Türkiye’de tütün üretimine dair dengelere yılın ilk yazısında değinelim istedik.

TÜTÜN FONU KADEMELİ OLARAK SIFIRLANDI

Ülke tütüncülüğünün geliştirilmesi amacıyla 1986 yılından itibaren ithal edilen tütünlere kilogram başına 3 dolar ve paket başına 40 cent/dolar fon uygulanıyordu.

Ancak tütün fonu, AB-Türkiye İlerleme Raporlarının “Fiyatlandırma ve Vergilendirme” başlıklı 16’ncı faslı kapsamında 2010 yılından bu yana “şişirilmiş tütün”, “şişirilmiş tütün damarı” ile “homojenize tütün gibi işlem görmüş tütünlerde fon sıfırlandı.

Yaprak tütünde ise ilk olarak 3 Aralık 2010 tarih ve 27801 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren kararla 2011 yılında kilogram başına 2,25 dolara düşürüldü.

2011’den sonra da her yılın sonunda yürürlüğe konulan Bakanlar Kurulu kararlarıyla kademeli olarak azaltılarak 2017 yılı için kilogram başına 0,30 cent/dolar olarak belirlendi.

2018 yılında kilogram başına 0,15 cent/dolar olan fon 2019 yılı itibariyle sıfırlandı.

Yani 'tütün ithalatında vergilerin sıfırlanması' çok önceden alınan ve peyderpey uygulamaya konan bir karar.

1 MİLYAR DOLARLIK KAYIP

Tütün Eksperleri Derneği’nin yeni yayımladığı “2018 Tütün Raporu”nda bu konuyla ilgili önemli rakamlar var.

2010 yılından itibaren tütün fonunda yapılan sıfırlama ve kademeli indirimler neticesinde, Türkiye’nin sadece fon kaynaklı kaybı 2017 yılı sonu itibarıyla 1 milyar doların üzerinde.

SİGARADA ÖTV VE KDV

2018 yılı itibarı ile sigara üzerindeki vergi oranı ÖTV ve KDV ile birlikte ortalama yüzde 84’e yaklaşıyor.

Toplam tütün mamulü piyasasının perakende satış hacmi 58 milyar lira civarında olduğu tahmin ediliyor.

2017 yılında tütün mamullerinden elde edilen ÖTV geliri 37,4 milyar TL olarak gerçekleşmiş durumda.

Gerçekleşme rakamlarına göre tütün mamullerinden elde edilen vergi gelirleri, toplam vergi gelirlerinin yüzde 7’sine tekabül ediyor.

TÜTÜN ÜRETİCİ SAYISI %86, TÜTÜN ÜRETİMİ %48 AZALDI

Türkiye’de tütün, sözleşmeli üretim modeli ile üretiliyor.

2018 yılında Türkiye genelinde sözleşmeli üretim yapan 56 bin üretici, 943 bin dekar alanda yaklaşık 82 bin 500 ton tütün üretti.

Sözleşmesiz olarak üretilen ve kayıtlara geçen 11 milyon kilogram (11 bin ton) tütün ile birlikte yurt genelinde toplam tütün rekoltesi 93 bin 500 ton seviyesinde gerçekleşti.

Ama bugünkü rakamların anlam ve önemini kavramak için 4733 sayılı tütün yasanının çıktığı 2002 yılındaki rakamlara da bakıp karşılaştırma yapmak lazım.

2002 ürün yılında 405 bin olan tütün üreticisi sayısı 2018 yılı itibarıyla yüzde 86 azalarak 56 bine geriledi.

Tütün üretimi ise 2002 ürün yılında 160 bin ton iken 2018 yılına geldiğimizde yüzde 48 azalarak 82 bin 500 ton seviyesine düştü.

2012’YE KADAR NET İHRACATÇI, 2012’DEN SONRA NET İTHALATÇI OLDUK

Raporda tütün ithalat ve ihracat dengelerine dair de güncel veriler paylaşılmış.

2017 yılında 51 bin ton tütün ihracatından 353 milyon dolar döviz geliri elde edilirken, aynı dönemde 100 bin ton tütün ithalatı sonucu yurtdışına 523 milyon dolar ödeme yapılmış.

Fındık ve üzümden sonra Türkiye’nin en önemli tarımsal ihraç ürünü olan tütün, 2012 yılından itibaren ithalat karşısında üstünlüğünü yitirmiş.

Tütün ithalatımız her yıl düzenli olarak artışını sürdürüyor.

ÖZELLEŞTİRME SONRASI DENGELER DEĞİŞTİ

TEKEL sigara fabrikalarının 2008 yılında özelleştirilmesi ve tütün fonunun kademeli olarak azaltılması sonuçlarına da değinilen raporda, “Türkiye sigara pazarının tamamına yakınına sahip olan çokuluslu sigara şirketleri, sigara harmanlarında giderek artan miktar ve oranlarda ithal tütün çeşitlerini (özellikle fonun sıfırlandığı homojenize tütün, şişirilmiş tütün damarı ve şişirilmiş tütün) kullanmaya başladı. Bu zaman zarfında iç piyasadan satın aldıkları yerli tütün miktarı bu kullanım oranlarına paralel olarak azalış gösterdi” ifadelerine yer veriliyor.

Piyasaya tümüyle hakim olan çokuluslu şirketlerin tamamen yerli tütünden imal edilen sigaraları piyasaya yeterince sunmamaları sonucu yurt içinde satılan sigaralarda yerli tütün kullanımı en alt seviyeye inmiş.

Söz konusu azalış, raporda rakamlarla ortaya konuyor.

Yurt içinde yetişen tütünlerin iç piyasada satış amaçlı üretilen sigaralarda kullanım oranı 2003 yılında yüzde 42,07 iken, bu oran 2008 yılında TEKEL’in sigara biriminin özelleştirilmesinden sonra tütün fonunda bazı ürünlerde sıfırlanması ile hızla azalarak 2017 yılı itibarıyla yüzde 12’ye kadar gerilemiş.

Sektördeki yabancı ağırlığı da yine Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ortaya konuyor.

Türkiye’de tütün ürünleri imalatının yüzde 89,3’ü yabancıların kontrolünde bulunuyor.

Bu oran aynı zamanda Türkiye’de yabancı kontrolünün en yüksek olduğu imalat sanayinde, tütün ürünleri imalat sanayi ilk sırada yer alıyor.

ÜRETİCİ TÜTÜN EKMEKTEN VAZGEÇİYOR

Tütün Eksperleri Derneği’nin yeni yayımladığı “2018 Tütün Raporu”nda önemli bulgular da var.

Genç nesil tütün tarımının zorluğu ve gelirinin azlığı nedeniyle tütüncülükten uzaklaşmış durumda.

Çoğunluk büyükşehirlere göç etmiş, Ege ve Karadeniz Bölgesi’nde tütün üreticilerinin yaş ortalaması 48 yaş civarına kadar yükselmiş.

2018 yılında Ege Bölgesinde satılan tütünün kilogram maliyeti ortalama 15,16 TL olarak gerçekleşirken, üretici bu tütünün kilogramını 16,70 TL’den satmış.

Raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Bu rakamlar ışığında tütün üreticisinin eline kendi işçilik yevmiyesi dışında bir şey geçmediği, hane başına yıllık üretimin ise 1500 kilogram olduğu göz önüne alındığında, gelirinin asgari geçim seviyesinin çok altında olduğu gözükmektedir.”

Alım fiyatındaki yıllık artış üretim girdilerindeki artışın gerisinde kaldığına dikkat çekilen raporda, “Ürün kalitesinin de fiyatlandırmada belirleyici olması ile 2018 yılında üreticinin ortalama satış fiyatı bir önceki yılın altında kalmıştır” deniliyor.

Raporda dikkat çekilen bir başka husus ise yaprak tütün firmaları ile üretici arasında düzenlenen “Tütün Alım-Satım Sözleşmesi”ne dair.

Sözleşmeden ‘özel şartlar’ ve ‘fiyatların hazırlanmasında’ firmaların söz sahibi olduğu, örgütsüz tütün üreticilerinin bu sözleşmelerin önemli bir kısmına müdahil olamadığı için verilen fiyatı ve miktarı kabullenmek zorunda kaldığı kaydediliyor.

MİLLİ TARIM PROJESİNDE TÜTÜNE YER YOK

Milli Tarım Projesi ile yeniden tanımlanan tarımsal havzalar içerisinde tütünün yer bulamadığına dikkat çekilen raporda, “Sözleşmeli yaprak tütün üretim ve ihracatının yüzde 90’ından fazlasını karşılayan Ege ve Orta Karadeniz Bölgesi ile Adıyaman-Hatay-Antakya havzalarındaki tütün üretiminin de desteklenecek ürünler içerisinde yer alması gereklidir. Bu destekleme ithal girdisi olmaksızın, yapılan tarımsal ihracata verilmiş bir destek olacaktır. Tütün üreticisi gelecek yıllarda da yalnız bırakılırsa dünya tütün ihracatındaki payımızı Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan’a kaptırma riskimiz bulunmaktadır” denildi.

Özetle, tütün, Türkiye’nin uluslararası piyasalarda marka değeri olan en önemli tarımsal ürünlerinden bir tanesi olarak gösteriliyor.

Türkiye’de yetiştirilen oryantal tütünler, dünya piyasalarında uzun yıllar boyunca gördüğü yüksek talep sayesinde “Türk tütünü” ismi ile anılıyor.

185 bin tonluk dünya oryantal tütün pazarının yaklaşık yüzde 32’si Türkiye’ye ait.

Ama mevcut politikalar ışığında pazardaki bu payımızı artırmak bir yana, korumak bile oldukça güç gözüküyor.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü