Evdeki hesap kırsala uyar mı?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Şubat ayı enflasyon verisinde gözler gıda fiyatlarındaydı.
Tanzim satışların zincir market ve semt pazarlarındaki fiyatlara dolaylı etkisi ve dolayısıyla gıda enflasyonuna dolaylı yansıması merak konusuydu.
Enflasyon, Şubat’ta aylık bazda 0,16 artarken, yıllık bazda yüzde 19,67 arttı.
Gıda enflasyonu ise aylık bazda yüzde 0,90 artarken, yıllık bazda yüzde 29,25 yükseldi.
Verilerin biraz detaylarına baktığımızda aylık bazda en yüksek artış gösteren ilk yedi ürün, gıda maddelerinden oluşuyor.
Mesela marul yüzde 35,2 fiyat artışıyla ilk sırada. Maydanoz fiyatı yüzde 24, kırmızı lahana 18,7 yükselmiş.
Ama bizim asıl dikkatimizi çeken nokta yıllık bazdaki fiyat seyirleri.
Örneğin aylık bazda fiyatı yüzde 7,2 gerileyen kuru soğanın fiyatı yıllık bazda yüzde 220 artmış durumda.
Kışlık sebze olarak mevsiminde tüketmeye çalıştığımız pırasanın aylık bazdaki fiyat artışı yüzde 9,3 iken, yıllık bazdaki fiyat artışı yüzde 152 seviyesinde.
Patatesin aylık bazdaki fiyat artışı yüzde 6,7 ve yıllık bazda fiyat artışı yüzde 135’i aşıyor.
Keza ıspanaktaki fiyat artışı aylık bazda yüzde 2,4 ama yıllık bazda yüzde 135.
Yeşil soğanın aylık fiyat artışı 5,4 seviyesinde iken yıllık fiyat artışı yüzde 123’lerde.
Yine bu mevsimin ürünü olarak bildiğimiz beyaz lahananın fiyatı aylık bazda yüzde 13 artarken, yıllık bazdaki artışı yüzde 106 düzeyinde.
Ve neredeyse her yemekte kullanılan salçanın fiyatı aylık bazda yataya yakın seyretse de yıllık bazda yüzde 92 artmış.
Örnekleri çoğaltmak mümkün ama biz, en göze çarpan ve mevsim itibariyle sıkça tüketmeye çalıştığımız ürünlerden bazı örnekler vermek istedik.
Aslında fotoğrafın bütününe baktığımızda tüm bu veriler gösteriyor ki son yılların en yüksek gıda enflasyonuyla yaşar hale geldik.
TANZİM SATIŞLARIN FİYATLARA ETKİSİ
Tanzim satışlarda tüketiciye sunulan öncelikli ürünler domates, biber, patlıcan, salatalık, kuru soğan ve patates.
Aylık bazda baktığımızda domates fiyatı yüzde 15, patlıcan ve kuru soğan yüzde 7 seviyelerinde düşerken, salatalık fiyatı yüzde 13, sivri biber yüzde 0,3 ve patates fiyatı 6,7 artmış durumda.
Genel itibariyle tanzim satış noktalarında tüketiciye sunulan sınırlı sayıdaki ürünlerin semt pazarları ve zincir marketlerin fiyatlarında da dolaylı yoldan kısmi düşüşler yarattığını görüyoruz ama bunun toplam mutfak maliyetlerindeki etkisi yok denecek kadar az.
Zira tanzim satışı olmayan pek çok üründe hem aylık hem de yıllık bazda önemli fiyat artışları vatandaşın cebini hâlâ yakar durumda.
Tanzim satışlarla ilgili tartışmalar yaşanırken konunun geçici ve sınırlı bir çözüm olarak karşımızda durduğunu, tarımdaki kronik sorunları köklü ve kalıcı şekilde çözmeden gıda fiyatlarında istikrar sağlamanın zor olduğunu her fırsatta dile getirmiştik.
UZUN VADELİ BAKIŞ
Gıda enflasyonunu konuşurken kısa vadeli beklentilerden ziyade uzun vadeli projeksiyonlar daha önemli hale geliyor.
Zira öngörülebilirliğin en zor olduğu ve risklerin her geçen gün arttığı bir sektörden bahsediyoruz.
O yüzden tarımsal üretimde arz-talep dengesini sağlayabilmek daha önemli hale geliyor.
Maliyetleri yönetmek kritik hal alıyor.
Pazarlama kanallarını üretici ve tüketici lehine etkin hale getirmek elzem oluyor.
Aksi takdirde “sıfır gümrüklü ithalata” her geçen gün daha bağımlı hale geliyoruz.
Orada da kur etkisinden sık sık gol yiyoruz.
Üstüne bir de kırsaldaki üreticiyi küstürüp, üretimi sekteye uğratıyoruz.
Bu kısır döngü ülke olarak bizim gıda güvencemizi ciddi bir tehlikeye sokuyor.
İş öyle bir noktaya geliyor ki rüzgarı tersine çevirmek adına evde yapılan destek ve teşvik hesapları kırsalda beklenen ilgi ve etkiyi yaratmıyor.
Çünkü kırsalın gerçekleri ve beklentileri doğru şekilde okunamıyor ve analiz edilemiyor.
TEK HANELİ ENFLASYON HEDEFİNDE YUMUŞAK KARNIMIZ
Enflasyonda tek haneli hedeflerin yeniden gündeme alındığını görüyoruz.
Hedef, enflasyonu yüzde 6-7 seviyesine çekmek.
Bu hedefe giderken en taşlı ve zor yollardan bir tanesi tarım ve gıda sektöründen geçiyor.
Zira tarımda mevcut üretim ve pazarlama şartları devam ettiği sürece gıda enflasyonu tarafındaki aşırı oynaklığı kontrol etmek ve fiyat artışlarının önüne kalıcı olarak geçebilmek güç.
Diğer sektörlerde yapılacak iyileştirmeler enflasyonda aşağı yönlü trende yardımcı olacaktır ama tarım sektöründe yıllardır beklenen ‘reform niteliğindeki çalışmalar’ pas geçilirse enflasyonun gıda ayağında hesapların tutması zor gözüküyor.
Kısacası mevcut koşullarda ‘tarım ve gıda’ sektörü enflasyonda yumuşak karnımız olmaya devam ediyor.
İrfan Donat
Bloomberg HT Tarım Editörü
idonat@bloomberght.com