Advertisement

Tarım teknolojileri şirketi Doktar, her yıl olduğu gibi geleneksel hale gelenÇiftçinin Nabzı Araştırması”nı yayınladı.

Söz konusu anket çalışmasını tarım ve gıda sektörü açısından önemli buluyoruz.

Çalışma kapsamında Türkiye’nin 81 ilinde, 464 ilçeden 3 bin üretici ile görüşülmüş.

Araştırmanın hata payı yüzde 95 güvenlik sınırları içinde +/-yüzde 1,79 olarak açıklanıyor.

Anket, çiftçileri üretim yaptıkları bölge ve ürettikleri ürünlere göre gruplara ayırarak gerçekleştirilmiş.

Lafı fazla uzatmadan anketin öne çıkan çarpıcı sonuçlarına birlikte göz atalım.

ÇİFTÇİNİN EKİM ALANLARI AZALIYOR

Ankette ilk olarak çiftçilere, “Ekim alanınız geçen seneye göre arttı mı, azaldı mı?” sorusu yöneltilmiş.

Çiftçilerin yüzde 60’ı geçen yıla göre ekim alanında bir değişiklik olmadığını beyan ederken, yüzde 24 azaldığını ve yüzde 16’sı ise arttığını söylemiş.

Özetle, ekim alanı azalan çiftçilerin oranı ekim alanı artanlardan fazla.

Daha da önemli olan nokta ise küçük çiftçilerin ekim alanı azalma oranı büyük çiftçilere oranla daha fazla. Yani, küçük çiftçi, ekim alanları açısından da her geçen yıl daha da küçülüyor ve üretime küsüyor.

ÇİFTÇİNİN GELİRİ AZALIYOR

Ankette çiftçiye yönelik ikinci soru şu: “2020'de kazancınız 2019'a göre arttı mı, azaldı mı?

Ankete katılan çiftçilerin yüzde 52’si gelirlerinde azalma olduğunu ifade ederken, yüzde 25’i aynı geliri elde ettiğini belirtiyor.

Gelirinin arttığını beyan eden çiftçi oranı ise sadece yüzde 21 seviyesinde. Yüzde 3’lük bir kitle ise bu soruya “bilmiyorum” yanıtını vermiş.

Özetle, çiftçilerin yarısından fazlası 2020’de bir önceki yıla göre gelir kaybına uğramış.

ÇİFTÇİ GELİRİNİ NASIL ARTIRACAĞINI BİLMİYOR

Çiftçilere bir de “Gelirinizi nasıl yükseltmeyi planlıyorsunuz?” sorusu yöneltilmiş.

Çiftçilerin yüzde 64’ü gelirlerini nasıl artıracağı hakkında bir fikri yok.

Yüzde 12’lik bir kesim yeni ürün ekerek gelirini artırmayı düşünürken, yüzde 9’u hayvancılık yaparak gelirini artırabileceği görüşünde. Yüzde 4’lük bir kesim ise gelirini artırmanın yolu olarak tarım dışı iş yapmayı düşünüyor.

Özetle anket yanıtlarına bakıldığında çiftçilerin yüzde 60’ından fazlası gelirini nasıl artıracağı hakkında net bir fikir sahibi değil. Ve söz konusu bu oran endüstriyel ürün çiftçilerinde yüzde 68’e kadar çıkıyor.

ÇİFTÇİNİN %70’İ YENİ YATIRIM YAPAMADI

Ankette çiftçilere geçen yıl tarlalarına yatırım yapıp yapmadıkları sorulmuş.

Tarlalarına yatırım yapmayan çiftçilerin oranı yüzde 70 düzeyinde. Çiftçilerin yüzde 17’si traktör ve ekipman alımı ile yatırım yaptığını bildirirken, sulama sistemi alımı ve yenilenmesine yönelik yatırım yapan çiftçinin oranı sadece yüzde 10. Tarla/bahçe alımı yaparak yatırım yapan çiftçi oranı ise yüzde 3 ile sınırlı kalıyor.

Ankete göre, 2020’de bir önceki yıla göre çiftçilerin yatırım yapma oranı en çok GAP Bölgesi’nde azalma göstermiş.

ÇİFTÇİLERİN %56’SI MALİYET HESABI TUTMUYOR

Ankette çiftçilere, “Harcamalarınızı kalem kalem not alıyor musunuz?” sorusu da sorulmuş.

Ankete katılanların yüzde 56’sı bu soruya “hayır” yanıtını verirken yüzde 33’ü “evet” cevabını veriyor. Çiftçilerin yüzde 11’i ise soruya “kısmen” yanıtını veriyor.

Anketin detaylarına baktığımızda, Türkiye genelinde 2020’de maliyet hesabı yapan çiftçi sayısı bir önceki yıla göre artmak bir yana azalma göstermiş ve bu azalma en çok tahıl grubunda görülüyor. Dolayısıyla finansal okuryazarlık konusunda daha gidilecek çok yol olduğu aşikar.

Çiftçilere yöneltilen “Ürününüzü kime satıyorsunuz?” sorusuna verilen cevapta ise geçen yıllardaki anket sonuçlarına paralel olarak son ankette de her ürün grubundaki üretici için tüccar bir numaralı alıcı konumunda.

Çiftçilerin yüzde 62’si ürünlerini tüccara satıyor. Hal, sebze ve meyve çiftçilerinde öne çıkıyor.

ÇİFTÇİ ÇOĞUNLUKLA LİSANSLI DEPOCULUĞU BİLMİYOR VE KULLANMIYOR

Çiftçilere, “Lisanslı depoculuk biliyor musunuz? Kullanıyor musunuz?” sorusu da her yıl olduğu gibi yine ankette sorulmuş.

Çiftçilerin sadece yüzde 6’sı lisanslı depoculuğu kullanırken, yüzde 53’ü lisanslı depoculuğu duymadığını belirtmiş.

Lisanslı depoculuğu bilmesine karşın kullanmayan çiftçi oranı ise yüzde 30 düzeyinde.

2020 yılında bir önceki yıla göre lisanslı depoculuğun bilinme ve kullanılma oranı her ne kadar artmış olsa da daha gidilecek çok yol olduğu da yine aşikar.

2019’da lisanslı depoculuğu duymayan çiftçi oranı yüzde 68 düzeyindeydi. Lisanslı depoculuğun bilinme ve kullanılmasındaki artış, tahmin edileceği üzere en çok tahıl sektöründe gerçekleşmiş.

Öte yandan,Elektronik Ürün Senedinden (ELÜS) haberiniz var mı?” sorusuna karşılık çiftçilerin sadece yüzde 4’ünün ELÜS kullandığı ortaya çıkıyor. Bir diğer deyişle yüzde 96’lık kesim ELÜS’ten uzak.

ÇİFTÇİNİN EN ÖNEMLİ 3 SORUNU

Ankette her yıl olduğu gibi çiftçiye “En önemli 3 sorununuz nedir?” sorusu yöneltilmiş. Ve yine her yıl olduğu gibi ilk sıradaki en önemli sorun yüzde 73 ile “girdi maliyetlerinin yüksek olması” çıkıyor.

İkinci en büyük sorun yüzde 19 ile “elektrik/su sorunu” olarak öne çıkarken, üçüncü sorun ise yüzde 10 ile “satış fiyatının düşük olması” şeklinde anket sonuçlarında yer aldı.

Çiftçilerin dördüncü ve beşinci en büyük sorunu ise yüzde 9’ar payla “desteklemeler yetersiz” ve “iklim şartları” olarak dikkat çekiyor.

Ama işin ilginç yanı büyük ölçekli çiftçilerin yüksek girdi maliyetlerinden yakınması küçük çiftçilere göre daha yüksek. Büyük çiftçilerde bu oran yüzde 81 düzeyindeki iken küçük çiftçilerde söz konusu oran yüzde 70 seviyesinde.

Çiftçilerin, ürün ve gelir gruplarına göre yüzde 33-35’i teknik konularda kimseye danışmıyor. Ziraat mühendisi ve satış temsilcisine danışanların oranı yüzde 62-64 iken, bayiye danışanların oranı yüzde 7 düzeyinde.

TOPRAK ANALİZİ YAPTIRMAYAN ÇİFTÇİ ORANI ARTIYOR

Çiftçilere ankette sorulan bir diğer önemli soru ise “Toprak analizi yaptırıyor musunuz ?” şeklinde.

Türkiye genelinde üreticilerin yaklaşık yüzde 68’inin toprak analizi yapmadığı ortaya çıkarken, bu oran tahıl grubunda yüzde 71’e kadar çıkıyor.

Anketin diğer bir ilginç sonucu ise 2018 yılına göre toprak analizi yapanların oranı 11 puan düşmüş durumda. İki yıl önceki ankete göre 2018’de söz konusu oran yüzde 57 seviyesinde idi. Bu alanda farkındalık ve bilinçlenme noktasında iyileşme bir yana gerileme yaşanması dikkat çekici.

ÇİFTÇİ İÇİN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ NEREDEYSE KURAKLIKLA EŞDEĞER

Çiftçinin Nabzı Anketi’nde üreticilerin geleceğe bakışına da ışık tutulmaya çalışılmış.

İklim değişikliği dendiğinde aklınıza ne geliyor?” sorusuna çiftçilerin yüzde 51’i “kuraklık” cevabını veriyor. Yüzde 31’lik bir kesim ise aynı soruya “yağışın azalması” cevabını vererek aslında yine dolaylı yoldan kuraklığı işaret ediyor.

İklim değişikliği çiftçilerde en çok kuraklık durumunu çağrıştırmasına karşın, çiftçilerin yaklaşık yüzde 22’sinin ise iklim değişikliği hakkında bir fikri yok. Bu da ilginç gerçekten…

Ankette çevre ile alakalı önemli bir soru da var: “Çuval, şişe ve boru gibi atıklarınızı kullandıktan sonra geri dönüşüme veriyor musunuz ya da sizden alan geri dönüşüm tesisi var mı?

Çiftçilerin yüzde 90’ı çuval, şişe ve boru gibi atıklarının hiçbirini kullandıktan sonra geri dönüşüme vermediğini belirtirken, kısmen verenlerin oranı yüzde 4 ve hepsini geri dönüşüme kazandıran çiftçilerin oranı sadece yüzde 6.

ÜRETİCİLERİN ÇOĞUNLUĞU DEVLETİN TARIM POLİTİKASINDAN MEMNUN DEĞİL

Ankette sorulan bir diğer önemli soru ise şu: “Devletin tarım politikalarından memnun musunuz?

Ankete katılan üreticilerin yüzde 56’sı devletin tarım politikalarından memnun olmadığını belirtirken, yüzde 18’lik bir kesim ise “kararsız” şeklinde yanıt vermiş.

Memnun olan çiftçi oranı yüzde 26 ile sınırlı kalıyor.

Söz konusu anket sorusunun bir önceki yıla göre cevabına bakıldığın da ise memnuniyet oranı sadece 1 puan artış gösterirken, kararsızlar tarafındaki 8 puanlık artış ise dikkat çekici.

Öte yandan, Çukurova, devletin tarım politikalarından memnun olmayan bölgelerin başında geliyor.

Ankette öne çıkan noktaları özet şeklinde sizlerle paylaşmak istedik.

Çiftçinin Nabzı Araştırması, üreticilerin profil ve gelirini, finans ve bankacılık konusundaki uygulamalarını, ürün satışında gerçekleştirdikleri aktiviteleri, teknik yeterliliklerini, yaşama ve teknolojiye karşı bakışlarını ve tarım markaları ile ilişkilerini ortaya koyarak kamuya ve özel sektöre yol gösterecek nitelikte bilgiler içeriyor.

Bu anketten, sektörün tüm paydaşları adına çıkarılacak oldukça fazla ders ve yapılacak çok ev ödevi olduğunu düşünüyoruz.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com