Advertisement

Türkiye'de hayvancılık sektörü oldukça zor, bir o kadar da ilginç bir süreçten geçiyor.

Zor, çünkü girdi maliyetlerinin hızla arttığı bir süreçte üretici fiyatları farklı yollardan baskılanıyor.

İlginç, çünkü gıda enflasyonunu frenlemek adına bu süreçte karar alıcı noktadaki kamu otoritelerinin hamleleri gıda enflasyonunu durdurmak bir yana önümüzdeki dönemde daha da hızlandıracak gibi görünüyor.

İşte böyle bir ortamda Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, "Kırmızı Et Üretimi Açısından 2022 Yılı Değerlendirme" notu yayınladı.

Türkiye'nin kırmızı et üretimi içerisinde yüzde 10 gibi küçük bir orana sahip olan küçükbaş hayvan eti üretiminde sığır eti üretiminde olduğu gibi büyük bir memnuniyetsizlik yaşandığına dikkat çeken Hacıince, "Küçükbaş eti fiyatları 2022 yılı içerisinde o kadar gerilemiştir ki yakın geçmişte hiç olmadığı üzere, zaten düşük olan sığır eti fiyatlarının bile gerisinde kalmıştır. Küçükbaş eti fiyatlarının düşük seyretmesinde etkin olan başlıca nedenleri; çeşitli nedenlere bağlı talep daralması, sığır eti fiyatlarının düşük seyretmesi, canlı kuzu ve kuzu eti ihracatının durdurulması ile mera kapasitelerimizin artan koyun popülasyonunu karşılamamasına bağlı ağıl besisine dönülmesi şeklinde sıralayabiliriz" diyor.

Bakanlığın hayvancılık politikaları içerisinde yer alan; küçükbaş hayvan mevcudunu ve dolayısıyla küçükbaş eti tüketimini arttırma politikasının, maliyetin çok altında piyasa fiyatı oluşumu nedeniyle sekteye uğradığına dikkat çeken Hacıince, bugünkü şartlarda en az 5.000-6.000 TL seviyesinde olması gereken damızlık dişi koyun fiyatlarının 1.500-2.000 TL seviyelerine indiğini söylüyor.

Söz konusu tablo, belirlenmiş olan hayvancılık politikalarından uzaklaşılmakta olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

2022 yılına karkas sığır eti yönünden bakıldığında ise son dört yılda olduğu gibi maliyet ve piyasa fiyatı arasındaki dengenin besici aleyhine daha da bozulduğunu kaydeden Hacıince, piyasalarda karkas fiyatlarının yıl boyunca maliyetlerin altında seyrettiğini ifade ediyor.

Hacıince, "Tüm istatistikler kesilen büyükbaş hayvanların içinde dişi hayvan kesiminin oranının yükseldiğini göstermektedir. Bu durumun önümüzdeki yıllarda besi sığırcılığını da etkilemesi muhtemeldir. Dişi hayvan kesim fiyatının dana hayvan kesiminden daha ucuz olması ve dana karkas maliyetlerinin yüksek olması, dana kesim fiyatları dişi hayvan kesimlerinin etkisiyle maliyetin altında kalmaktadır. Kırmızı ete olan talepteki daralma dana karkas kesimlerini azalttığı gibi üreticiler maliyetin altında oluşan fiyattan dolayı hayvanlarını kesime göndermemektedir. Dana karkas kesiminin az olması, artan dişi hayvan kesimlerinden dolayı piyasada kırmızı et fiyatları baskılamıştır" diyerek sürecin önümüzdeki dönemde ne tür riskler yaratacağına vurgu yapıyor.

Piyasa verilerini değerlendiren UKON, yapılan çalışma sonucu besicilerin zarar ettiğini şu tespitle ortaya kokuyor: "Piyasa verilerini değerlendirdiğimizde; besicilerimizin ürettikleri karkas eti maliyetinin yüzde 12 altında, daha düşük fiyatla satarak zarar ettiklerini görmekteyiz."

Yem, besi materyali canlı hayvan, işçilik, akaryakıt, elektrik ve işçilik gibi girdilerin hepsinde yaşanan aşırı fiyat artışları üretim maliyetlerini arttırıyor.

Bunu artık sektör dışındakiler dahi biliyor.

Tüketicinin alım gücündeki nispi azalma, piknik alanlarının kapatılması ve balık sezonunun bereketli olması gibi nedenlerle ortaya çıkan talep daralması da karkas et satış fiyatlarının yıl boyunca düşük seyretmesinde etkili.

Tüm bu faktörlere dikkat çeken Ahmet Hacıince, "2022 yılı sığır karkas maliyeti artışında, sadece kesif yem fiyatlarındaki artış değil, besi materyali fiyatlarındaki artışlar da önemli rol oynamıştır. Besilik sığır ithalatı konusunda konulan kısıt nedeniyle iç piyasada yerli besi materyali fiyatları aşırı yükselmiştir. Eylül ayında sınırlı ithalatın açılması fiyatların kontrol altına alınması noktasında yeterince etkili olamamıştır. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle dünya piyasalarında yem hammaddelerindeki artış ve döviz kurunun yüksekliği yem fiyatlarında aşırı artışa neden olmuştur. Yem sanayicileri tarafından ayda bir yapılan fiyat güncellemeleri artık günlük hale gelmiştir. Yıl içerisinde zaman zaman yaşanan döviz kurlarındaki düşüşlere rağmen bu durumun yem fiyatlarında tekrar indirim olarak yansıtılmamış olması da dikkat çeken hususlardan biri olmuştur" diyor.

Besi işletmelerinde önceden maliyetler içerisinde düşük bir orana sahip olan enerji ve işçilik gibi giderlerin, yaşanan akaryakıt, elektrik fiyatları ve asgari ücret artışları ile artık küçümsenmeyecek bir oranda artarak üretim maliyeti içerisinde önemli bir yer teşkil ettiğine dikkat çeken Hacıince, işçilik maliyetlerinin artışının yanında işçi temininde de çok ciddi boyutta sorun yaşanmaya başlandığını belirtiyor.

Hayvancılığın dışındaki sektörlerin de göçmen işçilere ihtiyacının artması sonucu hayvancılık sektöründe çalışan işçilerin diğer sektörleri tercih ettiğini, dolayısıyla hayvancılık sektöründe işçi açığına sebep olduğunu dile getiren Hacıince, sektördeki sorunlarla mücadelenin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini savunuyor.

Hacıince, içerideki dengeler kadar ithalat politikasında da dengelerin bozulduğunu kaydederek, "İthal besilik materyal tedarikinde ortaya çıkan maliyet artışları işletmelerin kapasite kullanımını düşürmüş ve gelecek yıllar için ciddi bir risk doğurmuştur" diyor.

Sorunların çözümü için 10 öneri

Ahmet Hacıince, mevcut sorunların giderilmesi yönünde UKON tarafından ortaya konan 10 öneriyi ise şöyle sıralıyor:

1. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ve besiciliği yapan işletmelere zararlarını karşılayacak nispette geriye dönük teşvik uygulaması yapılması.

2. Besicilikte karkas başına verilen desteğin ve buzağı desteğinin arttırılması.

3. Besi işletmelerinde kullanılan elektrik fiyatının indirimli tarife üzerinden belirlenmesi.

4. Piyasada karkas et fiyatlarının maliyetin altına indiği ve bu durumun süreklilik arz ettiği dönemlerde Et ve Süt Kurumu tarafından müdahale alımlarının yapılması.

5. Canlı sığır ve kuzu ile sığır ve koyun eti ihracatında kısıt ve kota uygulamalarının kaldırılması.

6. Besilik sığır ithalatının bir planlama dâhilinde yapılması ve bunun da önceden duyurulması.

7. Besi işletmelerine yem ham maddelerinin sübvansiyonlu olarak verilmesi ve sadece arpa değil mısırın da bu uygulamaya dahil edilmesi.

8. Göçmen statüsünde bulunan işçilerin hayvancılık sektöründe çalıştırılmasının imtiyazlı hale getirilmesi suretiyle istihdamın kolaylaştırılması.

9. Mera kullanım kapasitelerinin verimli kullanılması ve meralarımızın iyileştirilmesi ile entansif yetiştiriciliğe dönmeye başlayan koyunculuğumuzun tekrar meraya dayalı beslenmeye yönlendirilmesi.

10. Karkas sınıflandırması uygulamasına geçilmesi yönünde somut çalışmaların ortaya konularak bir an önce uygulamaya geçilmesi suretiyle kırmızı et üretiminde kalitenin yükseltilmesi ve değerinden satışının sağlanması.

Özetle, sorunlar büyük ve oldukça fazla ama çözümsüz değil.

Bakalım kamu otoriteleri hayvancılıkta yaşanan sıkıntıları çözme noktasında irade ortaya koyacak mı yoksa mevcut işleyişi sürdürmeyi mi tercih edecek?

İzleyip, hep birlikte göreceğiz.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com