Advertisement

Dijital dönüşümün baş döndürücü bir hızla sürdüğü içinde son yıllarda, teknoloji odaklı girişimler de dünya ekonomisine adeta yön veriyor. Hal böyle olunca da, ülkeler bir yandan çıkardıkları unicornlar (Değeri 1 milyar doları aşan girişimler) ve decacornlarla (Değeri 10 milyar doları aşan girişimler) övünürken, diğer yandan da bu şirketlerin sayısının artması için vergi teşvikinden birçok farklı desteğe kadar yeni nesil girişimlerin önünü açacak politikaları bir bir sıralıyorlar. Hatta öyle ki, sadece kendi içlerinden yetişen girişimlerle yetinmeyip, bölgesel ya da küresel yeni nesil girişimlerin merkezi olma adına ciddi politikalar üretip bu anlamda adeta birbirleriyle yarışıyorlar. ABD, İngiltere, Hollanda, Almanya, Singapur, Birleşik Arap Emirlikleri bu yarışta ilk akla gelen ülkeler.

Son yıllarda oyun sektöründen e-ticarete, perakendeden fintechlere kadar farklı dikeylerde bir biri ardına çıkan başarılı örnekler Türkiye’de de gözlerin yeni nesil girişimlere çevrilmesine neden oldu. Hükümetin açıkladığı orta vadeli ekonomi programlarında yeni nesil girişimlerin önünü açmak ve teşvik etmek adına yapılacaklar listesi her geçen yıl uzamaya başlarken, başta girişim sermayesi yatırım fonlarındaki artış olmak üzere yerli ve yabancı bu alana odaklanan yatırımcı sayısı da hızla artmaya başladı. Hal böyleyken geçtiğimiz hafta yaşanan bir gelişme yeni nesil girişimleri kelimenin tam anlamıyla şoke etti.

Girişimlerin topuklarına sıkmak olur

Şöyle ki, 12 Mart 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a kamuoyunda deprem vergisi olarak anılan bir madde eklendi. Buna göre, kurumlar vergisi mükellefi olup 2022 yılında indirim ve istisnalardan faydalanan firmalar, depremden etkilenen bölgelerin yeniden inşası için 2022 yılında faydalandıkları indirim ve istisnaların yüzde 10’u oranında bir defaya mahsus ek vergi ödeyecek. Buraya kadar her şey normal gibi görünse de ek vergi öngörülen istisnalar arasında bulunan Emisyon Primi istisnası yeni nesil girişimleri ciddi anlamda sıkıntıya sokacak türden. Öyle ki, eğer bu uygulamadan geri adım atılmazsa, birçoğu henüz kâr bile etmeyen bu girişimcilerin, fikirlerini, teknolojilerini daha da geliştirme ve büyüme adına binbir güçlükle aldıkları bu yatırımların yüzde 10’unun vergi olarak alınması bu girişimlerin bir anlamda topuklarına sıkmak anlamına geliyor.

GİB’den tebliğ ile iptal bekleniyor

Bloomberg HT televizyonunda hazırlayıp sunduğum Finansal Teknoloji programında 20 Mart Pazartesi günkü konuğum Figopara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Bahar idi. Girişimcilik ekosisteminin hem girişimci, hem de yatırımcı kimliği ile yakından tanıdığı Bahar, aynı zamanda TOBB Finansal Teknolojiler Meclis Başkanı. Emisyon primine yüzde 10 vergi getiren düzenlemeyi ve bunun yeni nesil girişimleri nasıl etkileyeceğini sorduğum Koray Bahar’ın yanıtı şöyle oldu: “Haberlerde okuyorsunuz, yeni nesil girişimlerin her yatırım turunda değerlemeleri artıyor. Değeri artarken de kurucuların ve önceki yatırımcıların hisselerinin değeri erimemesi için özsermayeye yatırılan tutar ile emisyon primine yatırılan tutar birbirinden farklı oluyor. Örneğin, 1 milyon dolar yatırım almış bir girişim 100 bin dolarını sermayeye koyar, 900 bin dolarını emisyon primine koyar, bu düzenleme tam da bu emisyon primindeki rakamı etkiliyor ve bu da şu demek oluyor; yatırımcılar, siz Türkiye’deki girişimlere 2022 yılında yatırım yaptıysanız, yüzde 10’unu vergi olarak ödemeniz gerekiyor.”

Koray Bahar’ın ve tüm girişimcilerin buradaki beklentileri Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) çıkaracağı bir tebliğ ile yabancı yatırımcıların Türkiye’ye bakış açısını etkileyecek bu yanlış karardan dönülmesi.

Yeni nesil girişimleri ve onlara yapılacak yatırımları olumsuz etkileyecek bu karardan dönülmesi en çok da ülke ekonomisinin geleceği açısından önemli gibi duruyor.