Advertisement

Yılın üçüncü üç ayında (temmuz-eylül dönemi) Türkiye ekonomisi reel olarak yüzde 8.2 büyüdü. Son bir yılda ekonomik büyüme yüzde 9.5 oldu. 2011 yılının tümünde yüzde 8'e yakın bir büyüme yakalanması şaşırtıcı olmayacak. Yılın üçüncü üç ayında da ekonomik büyümenin çok önemli bir bölümü iç talep büyümesinden kaynaklanıyor. İlk kez, bu denli bir büyümenin kaydedildiği bir dönemde net dış talep büyümesi de toplam ekonomik büyümeye olumlu katkı yaptı. Bu verileri ihtiyatla karşılamak gerekse de, temmuz eylül döneminde yüzde 8.2'lik büyümenin yüzde 7.6'lık kısmı iç talep büyümesinden, yüzde 0.6'lık kısmı dış talep büyümesinden geldi.
Takvim ve mevsimsel etkilerden arındırılmış milli gelir 2009 yılının ikinci üç ayından bu yana her üç ay bir önceki üç aya göre artış gösteriyor.

KAMU TALEBİ ÖZELDEN HIZLI
İç talep artışı geçmiş dönemlere göre yavaşladı. Özel kesim talebi geçmişte reel olarak yüzde 14 civarında artarken bu yılın üçüncü üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre artış yüzde 6.8'de kaldı. Özel kesim tüketim talebi yüzde 7 gibi artmaya devam ederken, özel kesim yatırım talebindeki artış reel olarak yüzde 30'lardan yüzde 17'ye geriledi.
Bu dönemde kamu sektörünün tüketim talebinde geçmişe göre dikkat çekici bir artış yaşandı. Kamu sektörü tüketimi geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak 13.7 artarken, yatırım talebindeki artış yüzde 6 oldu. Milli gelire katkısı çok büyük olmasa da, kamu sektörünün toplam talebi son bir buçuk yıldır yüzde 6-7 civarında artarken, üçüncü üç aydaki artış yüzde 11.4 oldu.
Üretim açısından milli gelir büyümesinin lokomotifi, sanayi ve hizmetler sektörü. Bir önceki yılın aynı dönemine göre, yılın üçüncü üç ayında tarım sektöründeki büyüme yüzde 4.5'te kalırken, sanayi sektöründeki (imalat sanayi, enerji ve madencilik sektörü toplamları) büyüme yüzde 8.4, diğer sektörlerin toplam (hizmetler sektörü) büyümesi yüzde 9.1 oldu. Bir önceki bir yıla göre son bir yılda tarım sektörü yüzde 4.4 büyürken, sanayi sektörü yüzde 8.4, hizmetler sektörü yüzde 8.6 büyüdü.
Milli gelir verilerinde dikkati çeken konulardan biri, imalat sanayi sektöründe daha önceki üç aylarda katma değer artışı üretim artışının gerisinde kalmasına rağmen, yılın üçüncü üç ayında imalat sanayi sektöründeki katma değer artışının imalat sanayi üretimindeki artışın üzerine çıkması oldu. Yılın üçüncü üç ayında imalat sektörü üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8.3 arttığı halde, bu sektörde yaratılan katma değerdeki artış yüzde 8.9 olarak gerçekleşti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BÜYÜMENİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ
Ekonomik büyüme elbette çok güzel bir gelişme. Büyüme ne denli hızlı olursa, istihdam, toplumsal refah gibi konularda da o denli hızlı sonuçlar almak mümkün. Buna karşılık, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği de çeşitli alanlarda sağlanan ilerlemelerin kesintiye uğramaması ve geriye düşmemek için en az büyüme hızının yüksekliği kadar önemli. Türkiye ekonomisinin bu alandaki yumuşak karnı cari işlemler açığı. Büyüyebilmek için dış finansmana, yani dövize ihtiyacımız var.
Grafikten de görüldüğü gibi, 2002 yılından sonra yıllık cari işlemler açığının yıllık milli gelire oranı kararlı bir yükseliş gösterdikten sonra, 2006 yılında 2008 yılının son üç ayına kadar yüzde 6 civarında istikrara kavuşmuştu. Bu oran küresel krizin derinleştiği dönemde yüzde 2.3'e kadar düştü. Ekonomik büyümenin hızlanmasıyla yıllık bazda cari işlemler açığının milli gelire oranı yeniden yükselişe geçti. Bu yılın üçüncü üç ayı itibarıyla bu oran yüzde 10'u aştı. Bu eğilim büyümenin sürdürülebilirliğini sorgulatıyor.