Advertisement

Reel sektör ekonomi politikalarına pek cevap vermiyor gibi görünüyor. Bir yıldır cari işlemler açığını kontrol etmeye yönelik bazı politikalar devreye sokuldu. Ama, cari işlemler açığının ana kaynağı olan imalat sanayi üretimi bu politikalara arzulanan tepkiyi, arzulanan dozda vermedi. İmalat sanayi üretimi kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7.7 büyüdü.
2010 yılında ortalama 14.4 büyüyen imalat sanayi üretiminin 2011 yılının kasım ayı itibarıyla ortalama yüzde 1 0.5 büyümesi yumuşak iniş olarak adlandırılabilir. Ama, bu denli yavaş bir iniş için yüklenilen maliyetin, kaybedilen irtifa ile karşılaştırıldığında, değer olup olmadığı tartışmalı. Tartışmalı olan bir diğer konu da ekonomiyi soğutmaya yönelik seçilen politika araçlarının gerçekten uygun olup olmadığı ve bu politikaların etkinliği.

ÜRETİMDE EĞİLİM YUKARI YÖNDE
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış imalat sanayi endeksine göre, üretim ekim ve kasım aylarında aylık ortalama olarak bir önceki üç aya (temmuz-ağustos-eylül) göre aylık ortalama olarak yüzde 2.7 artmış. Yılın üçüncü üç ayında da imalat sanayi üretimi aynı bazda bir önceki üç aya göre yüzde 0.7 artmıştı. Yılın ikinci yarısında imalat sanayi üretiminde bir hızlanma gözleniyor.
Ara malları üretiminde de bir hızlanma söz konusu. Yılın ikinci üç ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5.8 artan ara malları üretimi yılın üçüncü üç ayında yüzde 8.1, kasım itibarıyla son üç ayda ise, geçen yılın aynı aylarına göre yüzde 9.4 arttı. Bu artışlar mutlak olarak 2010 yılında gözlenen artışların altında. Ama, yıl içindeki eğilim yine yukarı yönde gelişiyor.
Dayanıklı tüketim malları üretiminde de benzer bir eğilim gözleniyor. Dayanıklı tüketim malları üretimi 2011 yılının ilk üç ayında yüzde 14.3 arttıktan sonra, artış ikinci üç ayda yüzde 1 2.4'e gerilemiş, üçüncü üç ayda yüzde 11.6 olmuştu. Kasım ayı itibarıyla son üç ayda dayanıklı tüketim malları üretimindeki artış yeniden yüzde 14'e dayandı. Yalnızca kasım ayındaki artış bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19.5 oldu.
Kasım ayında enerji ve elektrik üretimlerinde de benzer sıçramalar gözleniyor.

YUMUŞAK İNİŞ Mİ?
Gerçekten büyümeyi düşürmek isteyip istemediğimiz bu verilerden anlaşılamıyor. Birtakım önlemler beklentileri yönetmeye yönelik mi alınıyor, yoksa gerçekten cari işlemler açığını bir tehdit olmaktan çıkarabilecek ekonomik büyümeden feragat etmeye mi yönelik alınıyor, belli değil. Para politikasının faiz konusunda duyarlı olması (faiz politikasının etkili bir biçimde kullanılmaması) büyümeden fedakârlık etmek istenmediği izlenimini veriyor. Bu izlenim eldeki diğer politika araçlarının da çok konuşulan riskleri azaltmaya yönelik işe yaramadığı izlenimini güçlendiriyor.
Cari işlemler açığı bir tehdit diye yola çıkıldığında (2010 yılının son üç ayı), ekonomik büyüme 2010 yılında ortalama yüzde 9 idi. Verilerde aşağı yönlü radikal bir güncellemeye gidilmediği takdirde, 2011 yılında ekonomik büyüme yüzde 8 civarında gerçekleşti. Büyümede 1-2 puanlık düşüşü cari işlemler açığının bir istikrarsızlık kaynağı olmaktan çıkarmak için uygulamaya konulan politikaların marifeti olarak görüyorsak, buna yumuşak iniş diyorsak, ekonomiyi bambaşka risklerle karşı karşıya bırakıyoruz demektir.
Büyüme düşme eğiliminde olabilir, ama şimdilik istikrarsızlık olasılığını azaltabilecek hızda değil.