Advertisement

1960’lı yıllarda Amerikan Başkanı Lyndon Johnson’ın ekonomik danışmanlarından Arthur Okun 1970’li yıllarda sefalet endeksi (misery index) adında halkın göreli ekonomik konumunu özetlemeye çalışan bir ölçüm icat etmişti. Endeks yıllık enflasyon ile işsizlik oranının toplamından oluşuyor.
Aslında, böyle bir endeksin hiçbir ekonomik mantığı yok. Enflasyon da kötü bir şey, işsizlik de. Dolayısıyla, bu iki kötünün toplamındaki değişme halkın göreli sefaletini ya da ekonomik durumundaki iyileşmeyi gösterir diye düşünülüyor. Ama, enflasyonun iki puan düşüp işsizliğin iki puan yükselmesinin halkın göreli ekonomik durumunun aynı kaldığı anlamına gelip gelmediği çok açık değil. Aksine, birçok ülkede enflasyonun, değil 1-2 puan, 5 puan artıp işsizliğin 5 puan düşmesi siyasi açıdan tercih edilen bir durum olabilir. Büyük bir olasılıkla ekonomik olarak da böyle bir durum tercih edilebilir.
İşsizlik oranının yükseldiği dönemlerde gelişmiş ülke ekonomilerine yönelik olarak sefalet endeksi sıkça gündeme gelir. Gelişmekte olan ülkelerde ise bu endeks fazla önemli değildir. Çünkü, oralarda enflasyon da, işsizlik de göreli olarak yüksektir.

ENDEKS TÜRKİYE’DE YÜKSEK
Türkiye ekonomisi uzun yıllar zaten çok yüksek enflasyon ile yaşadığından, sefalet endeksi daha çok enflasyondaki değişmelerle değişen bir göstergeydi. İşsizlikteki değişmenin katkısı neredeyse hiç yoktu. Zaten işsizlik oranı hakkında eskiden fazla bir bilgimiz de yoktu. 2004 yılından sonra durum değişti.
Grafikten de görüldüğü gibi, sefalet endeksi, enflasyonun tek haneye inmesiyle yüzde 70’lerden yüzde 20’lere indi. Gerçekten enflasyon ile işsizlik oranının toplamının halkın göreli refahı hakkında bir gösterge olduğuna inanıyorsanız, 2004 yılından sonra halkın göreli durumunun geçmişe göre çok düzeldiği sonucuna varabilirsiniz. 2004 yılından sonra ise yüzde 20’ye inen sefalet endeksi o düzeylerde salınmaya devam ediyor.
Gelişmelere daha yakından bakılınca, 2004 yılından sonra sefalet endeksinin yüzde 20 civarında artık küçümsenmemesi gereken dalgalanmalar gösterdiği görünüyor. Örneğin, ikinci grafikten de görüldüğü gibi, 2004 yılının ikinci üç ayında yüzde 16.7’ye kadar inen sefalet endeksi 2007 yılının üçüncü üç ayında yüzde 16.2’ye, 2011 yılının ikinci ve üçüncü üç aylarında yüzde 15.4’e kadar düştü. 2007 ve 2011 yıllarındaki sefalet endekslerindeki düşüşte enflasyondaki düşüş önemli bir rol oynamıştı. Ama, mutlak olarak bu rakamlar da çok yüksek.
Bu dönem içinde sefalet endeksinin aldığı en yüksek değerler 2009 yılının ilk üç ayı (yüzde 24.2) ile 2010 yılının ilk üç ayı (yüzde 23.5) oldu. İki dönemde de sefalet endeksini rekora taşıyan işsizlik oranındaki artışlardı.
2011 yılının son üç ayında işsizlik oranı belki yüzde 9 düzeylerinde kalmış olsa da, enflasyonun bu dönemde yüzde 6’dan yüzde 9’a tırmandığını biliyoruz. Büyük bir olasılıkla, sefalet endeksi yeniden çıkışa geçti.