Advertisement

Mayıs ayı itibarıyla on iki aylık cari işlemler açığı 67 milyar dolara geriledi. Ekonomik büyümedeki yavaşlama yılın ilk üç ayında dip yapmıştı. Büyük bir olasılıkla yıllık cari işlemler açığı da yılın ilk yarısı sonunda dip yaptı. Önemli bir şok yaşanmadığı takdirde, yılı 66-70 milyar dolar civarında bir cari işlemler açığı ile kapatabileceğiz. Nisan ve mayıs aylarında ödemeler dengesinin finansmanı normale döndü. Burada “normal“ nitelemesi, aynı ay içinde cari işlemler açığından daha fazla net dış finansman sağlanması anlamında kullanılıyor. Son iki ayda sağlanan net dış finansman cari işlemler açığının üzerinde oldu.

DIŞ FİNANSMAN
Dış krediler rahatlamış görünüyor. Sağlanan net dış finansmanın çok büyük bir bölümü bankaların ve özel kesimin doğrudan borçlanmalarından kaynaklanıyor. Bu da Türkiye ekonomisi için bir başka normal durum. Nisan ve mayıs aylarında toplam 15 milyar net dış finansman elde edildi. Bunun 1.5 milyar doları net doğrudan yabancı yatırımlarıydı. Portföy yatırımlarından 1.6 milyar dolar net giriş oldu. Bankaların borçlanmaları 7.8 milyar dolar, özel kesimin doğrudan borçlanmaları 4.9 milyar dolar oldu. İki ayda 15 milyar dolar net dış finansman sağlandığı halde, bu dönemdeki cari işlemler açığı 10.8 milyar dolardı. Finansman fazlası 4.2 milyara ulaştı. Finansman fazlasının 1.8 milyar doları döviz rezervlerinin artışına giderken, aynı dönemde net hata noksan kaleminden 2.4 milyar dolar çıkış yaşandı. Bu durum da bir başka normal oluşturuyor. Çalkantılı dönemde, geçen yılın mayıs ayı ile bu yılın mart ayı arasındaki on bir aylık dönemde net hata noksan kaleminden 12.8 milyar dolar giriş yaşanmıştı. O dönemde giren paranın bir bölümü normalleşme döneminde geldiği yere geri gidiyor.

NORMALLEŞMENİN AYAKLARI
Merkez Bankası’nın munzam karşılık politikası bankaların yurtdışından borçlanıp TL üzerinden olan munzam karşılık yükümlülüklerinin bir bölümünü dövizle karşılamalarına izin veriyor. Bir anlamda bankaların döviz bulmaları teşvik edilmiş oluyor. Bankalar yurtdışından buldukları finansmanın bir bölümü ile müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılarken, bir bölümüyle de döviz rezervlerinin artmasına katkıda bulunuyor. Döviz rezervleri bu yılın şubat-mayıs döneminde yaklaşık 5.7 milyar dolar arttı. Artışın neredeyse tümü bankaların TL üzerinden olan munzam karşılık yükümlülüklerini döviz üzerinden karşılamalarıyla gerçekleştirildi. Ödemeler dengesi finansmanı normalleşirken, bir diğer normal durumun da yaşanması kaçınılmaz: Türk Lirası reel olarak değerlenme sürecine girecek. Son aylarda yurtdışı piyasalar Türkiye ekonomisine yönelik daha cömert olurken, aynı zamanda yurtdışı borçlanmalar da teşvik ediliyor. Normal durumun tüm ayakları tamamlanmış oluyor: artma eğilimindeki cari işlemler açığı, reel olarak değerlenen Türk Lirası ve ekonomik büyümenin hızlanması. Kısacası, iç ya da dış nedenlerle önümüzdeki dönemde normalden uzaklaşılmadığı takdirde, yeni bir ekonomik büyüme sürecinin başlarındayız. Bu süreci önümüzdeki dönemde dış şartlar olumsuz etkileyebilir. Ama, iç şartlar bu süreci şimdilik teşvik eder nitelikte görünüyor.