2004 yılının ortasından bu yana Türkiye'de enflasyon ortalama yıllık yüzde 8 civarında dolaşıyor. Enflasyonun yıllık yüzde 5'in altına geldiği dönemler de oldu, çift haneye fırladığı dönemler de... Ne oluyor da, enflasyon uzun dönemdir hedeflenen yıllık yüzde 5 civarında kalamıyor? Ya da, ne oluyor da, yıllık enflasyon çift hanelere tırmanıyor?
Türkiye'de yıllık enflasyonu yönlendiren kabaca 3 önemli etken sayabiliriz:
1) Döviz kurlarındaki hareketlenmeler, 2) Dolaylı vergi oranlarındaki ayarlamalar, 3) Gıda fiyatlarındaki oynamalar.
ENFLASYONDAKİ OYNAKLIK
Ne dersek diyelim, Türkiye ekonomisi dövize endeksli bir ekonomi. Dövize endeksli olması, hem ithal malların fiyatları yoluyla ortalama fiyat düzeyini etkilemesiyle oluyor hem de "para ikamesi" yoluyla ithal malları fiyatlarından diğer mal fiyatlarına geçişin güçlü olmasından kaynaklanıyor. Döviz kurlarındaki arzulanmayan oynaklıklar hem iç hem de dış piyasalardaki dinamiklerden kaynaklanabiliyor.
2006 yılı ortasında dış piyasalarda oluşan belirsizliklerle döviz kurlarında yaşanan yükselmeye geç müdahale edilmesi, enflasyonun yüzde 7'lerden çift haneye fırlamasına neden olmuştu. Buna karşılık, 2011 yılının sonlarında iç dinamikler sonucunda döviz kurlarının fırlamasıyla enflasyon yüzde 5'in dahi altına gelmişken çift hanelere fırlamıştı.
Bazen döviz kuru ile hükümetin dolaylı vergi oranlarındaki ayarlamaları üst üste de geldi. 2011 yılı sonunda enflasyonun yeniden çift hanelere gelmesinin arkasında yükseltilen dolaylı vergi oranları da vardı.
Gıda fiyatları 2008 yılındaki küresel krizden önce enflasyonu olumsuz etkileyen önemli etkenlerden biriydi. Buna karşılık, küresel kriz sonrasında gıda fiyatlarındaki gelişmeler enflasyona büyük ölçüde olumlu katkı yaptı. Örneğin, geçen yılki enflasyonun göreli olarak düşük gerçekleşmesinin ardında gıda fiyatlarındaki artışın oldukça düşük kalması vardı.
Bütün bu gelişmelerde para politikasının hiç mi rolü yok? Elbette var. Para politikası, dışsal etkenlerle düşen enflasyonu memnuniyetle karşılayıp farklı amaçlara yönelik olarak gevşeme için bir fırsat olarak görürken, yükselen enflasyona "geçici" teşhisiyle tepki vermekten çoğu zaman çekindi. Sonuçta, Türkiye'de enflasyon oldukça oynak bir seyir izledi.
Enflasyondaki oynaklık, enflasyon bekElentilerinin önemli ölçüde katılaşmasının bir nedeni oldu.
OCAK AYI ENFLASYONU
Bu yılın ilk ayında aylık enflasyon beklentilerin üzerinde, yüzde 1.65 oldu. Nedeni tütün mamullerinde
dolaylı vergi oranlarının artmasıydı. Beklentilerin üzerindeki gerçekleşmenin nedeni işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gelişmelerdi. Alkollü içecekler ve tütün mamulleri grubunda fiyatlar bir ayda yüzde 14.3 artarken, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda fiyatlar bir ayda yüzde 4 arttı. Tütün mamullerini içerip işlenmemiş gıdayı dışarıda bırakan tüketici endeksindeki bir aylık artış yüzde 0.85'te kaldı.
Türkiye'deki enflasyonun kısa tarihinde gözlenen ve enflasyonun yükselmesine neden olan 3 önemli etkenin 2'si bu yılın ocak ayında gerçekleşti. Sonuçta, yıllık enflasyon yüzde 6.2'ye kadar gerilemişken, orta dönemli ortalamasına çok yaklaşarak yüzde 7.3'e geldi.
Varlık satışlarından elde edilecek gelirlerde beklenmedik bir azalma yaşanmadığı takdirde, bu yıl dolaylı vergi oranlarında bir artışa gitme ihtiyacı olmayabilir. Ama, geçen yıl enflasyona olumlu katkı yapan gıda fiyatları bu yıl enflasyonun yüksek kalmasının bir nedeni olabilir. Döviz kurlarından olumsuz bir etki gelmesi en azından şimdilik ufukta görünmüyor.