Advertisement

Başbakan’ın otoyol ve köprülerin belli bir süreyle özel sektöre devri için yapılan ihalenin iptal edilebileceğine yönelik verdiği işaret “Otoyol ve köprüler ucuza mı gidiyor?“ tartışmasını yeniden başlattı. Neyin tartışıldığını açıklığa kavuşturmak için neyin ihale edildiğini, neyin fiyatlandığını, fiyatın nasıl hesaplandığını iyi anlamak gerekiyor. İhale, otoyol ve köprülerin özelleştirilmesi değil. Yani, otoyol ve köprüler özel sektöre satılmıyor. Yapılan ihale, otoyol ve köprülerden belli bir süre için (örneğin yirmi beş yıl) elde edilecek gelirlerin özel sektör tarafından toplanması ve buna karşılık özel sektörün devlete belli bir meblağı peşin olarak vermesi. Mülkiyet değişmiyor. Mülkiyet üzerinden elde edilecek gelirler bir süre için özel sektöre devrediliyor. Gelirlerin devredildiği dönem boyunca, otoyol ve köprülerin bakım ve onarımı özel sektör tarafından yapılacak. Bu dönemde devlet bazı yeni yatırımların da yapılmasını şart koşuyor. Sonuçta, gelir devrinin esası belli bir süre için elde edilen gelirle, aynı süre içinde üstlenilen masrafların bugünkü değerine dayanıyor.

PARAMETRELER
Otoyol ve köprülerden elde edilecek net geliri hesaplamak için birkaç parametreyi hesaba katmak gerekiyor. Basitleştirirsek, parametreler şunlar: 1. Dönem boyunca, hangi otoyol ve köprüden kaç araç hangi fiyat ile geçecek? 2. Otoyol ve köprülerin bakım ve onarım masrafları ne olacak? 3. Devletin istediği yatırımlar kaça mal olacak? 4. Otoyol ve köprülerden elde edilecek gelirler karşılığında devlete verilecek toplu para hangi maliyetle bulunabilecek? 5. Elde edilen gelirleri ve yapılacak masrafları bugünkü değere getirmek için kullanılacak iskonto oranı ne olacak? 6. Dönem sonunda bugünkü değer üzerinden ne kadar kâr bekleniyor? Bazı parametrelerdeki oynamalar elbette özel sektörün elde edeceği kârı değiştirecek. Örneğin, otoyol ve köprülerden geçiş ücretleri yükseldikçe gelir devrinin değeri artacak. Bakım ve onarım gereği ne kadar az ise, kâr artacak, gelir devrinin değeri artacak. Aynı şekilde yatırımlar çok ise gelir devrinin değeri düşecek. Kredi maliyeti artarsa, gelir devrinin değeri düşecek. İskonto oranı ne kadar küçükse, elde edilen gelirlerin bugünkü değeri o kadar yüksek çıkacak. Dolayısıyla, gelir devrinin değeri yükselecek.

GELİR DEVRİNİN DEĞERİ
Dikkat edilirse, parametreler içinde en önemlisi otoyol ve köprülerden geçiş ücretinin ne olacağı. Bu konuda devlet bazı kurallar koyuyor. Genelde geçiş ücretlerinin enflasyon kadar artırılması isteniyor. Reel olarak geçiş ücretlerinin dönem boyunca aynı kalması isteniyor. Hesaplamada kullanılan diğer parametrelerin değeri çeşitli riskler içeriyor. Örneğin, kredi maliyetleri ve kullanılacak iskonto değeri bugün düşük olabilir, ama on yıl sonra bu rakamların ne olacağını kestirmek zor. Yatırım maliyetleri yatırımlar gerçekleştiğinde bugünkünden çok farklı olabilir. Bakım onarım ihtiyacını önceden kestirmek de zor. Bu belirsizlikler yanında, belirsizliğin en az olduğu alan geçiş ücretleri. O halde, şu sonuca varmak mümkün: Geçiş ücretleri ne kadar yüksek olursa, gelir devri sonucunda devletin peşin olarak alacağı para o kadar yüksek olur. Devir süresini artırmak, örneğin 5 ya da 10 yıl, o denli çok fark yaratmaz. Kurulan yapı içinde diğer parametreler de zaten devletin elinde değil. Bugün gelir devri için devletin alacağı paranın düşük bulunması aslında geçiş ücretlerinin düşüklüğünden kaynaklanıyor. Otoyollar ucuza mı gidiyor?