Advertisement

Otoyol ve köprüler yoluyla devlet bir şekilde toplu para almak istiyor. Önce otoyol ve köprülerin gelirlerinin belli şartlarla ve belli bir süre için özel sektöre devri gündeme geldi. İhale yapıldı. En yüksek teklif 5.7 milyar dolardı. Bu rakam beğenilmedi. İhale iptal edildi. Şimdi, varlığı otoyol ve köprüler olan bir şirketin kurulması planlanıyor. Şirketin bilançosunun yükümlülükler tarafında ne olacağını henüz bilmiyoruz. Otoyol ve köprüler için biçilen değer kadar devlet sermaye de koyabilir. Biraz sermaye, kalanı devlete borç olarak da gösterilebilir. Nasıl olacağı elbette şirketin değerini değiştirebilir. Bu şirketin halka açılması yoluyla devlet para toplamak istiyor.

TÜM YOLLAR AYNI YERE ÇIKAR
Şirketin değerinin ne olacağı yükümlülükler kısmında şirket sermayesinin ne olacağıyla yakından ilgili. Son açıklamalara bakacak olursak, şirketin değeri konusunda devletin kafasındaki rakam 7-12 milyar dolar arasında bir yerde. İster halka açılma yoluyla olsun, ister otoyol ve köprülerin gelirlerinin belli bir süre için devri olsun, sonuç değişmez. Şirketin fiyatlandırılması otoyol ve köprülerden belli bir süre elde edilecek net gelirlerin şimdiki değerini bulma yoluyla olacaktır. Şirket sınıflandırılmasında bu çeşit şirketlere “servis şirketi” (utility company) deniyor. Elektrik, su ve doğalgaz şirketleri de aynı sınıfta. Bu çeşit şirketlerin değeri elde edecekleri nakit akışının şimdiki değeriyle çok yakından ilgili. Şimdiki değere getiren ıskonto oranı çok önemli. Gelişmiş piyasalarda servis şirketlerinin hisse senedi fiyatları bu nedenle faizlerdeki oynamalara çok hassastır. Faizler düştüğünde herhangi bir nakit akışının şimdiki değeri artacağından, bu hisse senetlerinin de fiyatı artar. Faizler yükseldiğinde doğal olarak tersi olur. Madem ki hisse satışı ya da gelirlerin belli bir süre devri şirketin nakit akışının şimdiki değeriyle ilgili, devlet gelir transferi yerine hisse transferiyle daha fazla para toplayabilir mi? Pratikte toplayabilir. Ama, teknik olarak bu farklı gibi görünen iki strateji arasında parasal değer olarak çok fazla fark olmaması gerekir.

PRATİK VE TEKNİK
Pratik tekniğe uymayabilir. Uymamasının en büyük nedeni yatırımcı kitlesinin farklı olması. Gelir transferi modelinde devletin muhatap olduğu özel kesimden bir şirket (arkasında belki birden fazla şirket olabilir). Gerekli hesabı yapmışlar; Projenin getirisini, götürüsünü hesaplamışlar; Bir bedel bulmuşlar; Yapılan ihalede de en yüksek parayı vermişler. Yani, yatırımcı bilgili. Hisse satışında ise devletin karşısında belki on binlerce müşteri olacak. Yatırımcıların kimisi bilgili, kimisi bilgisiz. Bilgisizlerin bilgilendirilmesi Sermaye Piyasası Kurulu yoluyla olacak. Bazıları bilgisiz kalmayı tercih edebilecek. Çünkü, yatırımcının hedefi otoyol ve köprülerin sahibi olan şirketin sahibi olmak değil. Onlar şirketin hisse senedi değerindeki oynamalar yoluyla para kazanmak istiyorlar. Bildikleri o. O halde, önemli olan halka açılma fiyatının ne olacağı. Eğer bu şirket, yatırımcısına hisse senedi değerindeki artışlar yoluyla para kazandıracaksa, gelir transferinde 5.7 milyar dolar eden bir şirketin halka açılma değeri 10-12 milyar dolar olamaz. Olursa, yatırımcı kaybeder. Tıpkı, son dönemde birçok halka açılmalarda yatırımcıların kaybettiği gibi. Halka açılma, halkı çarpma mekanizması olarak kullanılmamalı. Devlet kullanmamalı, özel sektör kullandırılmamalı.