Başlıktaki sorunun yanıtı: Her ikisi de. Altın her iki amaç için de kullanılabilir. Kıymetli maden olarak mücevherat sektöründe ya da özellikleri dolayısıyla sanayide kullanılabileceği gibi altın, para yerine de geçebilir. Nasıl kullanıldığına göre altının, dış ticaret verilerini oluştururken yapılan sınıflandırmada farklı ele alınması gerekir. Üretimde kullanılan altının diğer madenlerden hiçbir farkı yoktur.

Bir başka malın üretimi için ithal edilen ya da ihraç edilen altın diğer tüm mallar gibi ihracat ve ithalat verilerinin konusudur. Altın para olarak kullanıldığında ise iş değişir. Bir mal ya da hizmeti satın alma karşılığında ödenen ya da bir mal ve hizmeti satma karşılığında kabul edilen altın paradır. Bu amaçlar için kullanılan altına “parasal altın” (monetary gold) denir.

ALTIN YA DA DOLAR İHRAÇ ETMEK

Bir örnekle parasal altın ve para arasındaki benzerliği vurgulayalım. Irak’tan aldığımız petrol karşılığında dolar ödüyoruz. Ülkemize gelen Irak petrolü ithalat rakamlarına giriyor. Irak petrolü için ödenen dolarlar dolar ihracına girmiyor. Dolar bir mal değil, bir değişim aracı. Dolar Irak’ın hesaplarına transfer edildiğinde bankacılık kesiminin dolar varlıkları ithal edilen petrolün değeri kadar azalıyor. İran’dan ithal edilen petrol, altın karşılığında gerçekleştiriliyor. Yani, dolar yerine altın kullanılıyor. Petrol ithali karşılığında Irak’a ödenen dolarlar nasıl dolar ihracatına girmez ise, petrol karşılığında İran’a ödenen altınlar da “altın ihracı” olarak sınıflandırılamaz.

Çünkü, bu altın parasal altındır. Denebilir ki, Türkiye İran’dan aldığı petrolü Türk Lirası karşılığında alıyor. Türk Liralarını da Türkiye’deki bir bankaya yatırıyor. İran, hesaplarındaki Türk Liraları karşılığında piyasadan altın alıp memleketine ya da başka ülkelere götürüyor. Dolayısıyla, İran’dan petrol alımı ile altının ihraç edilmesi birbiriyle ilişkili değil. İlişki, petrol ithalatı ile Türk Lirası arasında. O halde, İran’ın aldığı altınları yurtdışına götürmesi altın ihracatıdır. İran’dan her zaman Türk Lirası karşılığında petrol alabiliriz. İran hesabına yatan Türk Liralarını piyasada dolara çevirip götürse, dolar ihracatı mı yapmış olacağız? Hayır. Doları satan bankaların döviz varlıkları satılan dolar kadar azalmış olacak.

DIŞ AÇIKLAR DAHA BÜYÜK

Altın, parasal altın ise, bankaların portföyündeki altın stoku döviz varlıklarının bir parçasıdır. Merkez Bankası’ndaki altın stoku da resmi rezervlerin bir parçasıdır. Altın bir ödeme aracı olarak kullanıldığında, yurtdışına giden altın yurtiçindeki bankaların döviz varlıklarını azaltır, yurtdışından gelen altın döviz varlıklarını artırır. Altını bu şekilde sınıflandırdığımızda, aslında 2012 yılında 13 milyar doların üzerinde olan altın ihracatının “ihracat” olarak sınıflandırılmaması gerekiyor. O takdirde, 2012 yılında toplam ihracatımız yüzde 13 yerine yüzde 3 artmış oluyor.

Net altın ihracatını baz alırsak, cari işlemler açığımız 2012 yılında 46.9 milyar dolar değil, 53 milyar dolar civarında oluyor. Cari işlemler açığının milli gelire oranı 2012 yılında yüzde 6 değil, yüzde 6.7 oluyor. Bu ayarlama yapıldığında, 2012 yılındaki ekonomik performansın sonuçları çok daha çarpıcı oluyor. 2010 ve 2011 yıllarında yılda ortalama yüzde 9 büyüyerek cari işlemler açığının milli gelire oranını yüzde 10’a kadar çıkardık. 2012 yılında ekonomik büyüme yüzde 2.2 oldu, cari işlemler açığının milli gelire oranı ancak yüzde 7’nin biraz altına gelebildi.

Advertisement