Advertisement

Yılın ilk iki ayına yönelik ödemeler dengesi verileri ekonomik büyümedeki kıpırdanmayı büyük ölçüde teyit ederken, dış finansmanın da geçen yılki seyrinde gittiğini gösteriyor. İlk iki ayda toplam cari işlemler açığı geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyar dolar civarında artarak 11 milyar dolara dayandı. Cari işlemler açığındaki artışın tümü ihracat artışının fena olmamasına rağmen hızlanan ithalat artışıyla dış ticaret açığındaki artıştan kaynaklandı.
Dış finansmanda bir sıkıntı görünmüyor. Aksine bolluk var. İlk iki ayda 11 milyar dolar olan finansman ihtiyacına karşı elde edilen dış kaynak 17.4 milyar dolar oldu. Geçen yılın aynı döneminde elde edilen toplam dış kaynak 5.5 milyar dolar civarındaydı.

FİNANSMAN YAPISI DEĞİŞTİ
Dış finansman yapısında geçen yıl gözlenen eğilim bu yılın ilk iki ayında da devam etti. Doğrudan yabancı yatırımlarda bir azalma söz konusu. Geçen yılın tümünde elde edilen net doğrudan yabancı yatırım bir önceki yıla göre 5.4 milyar dolar azalarak 8.3 milyar dolar olmuştu. Yılın ilk iki ayında da
net doğrudan yabancı yatırımlar geçen yılın aynı dönemine göre neredeyse yarı yarıya azalarak 800 milyon dolarda kaldı.
Doğrudan yabancı yatırımlarda küresel krizden bu yana bir azalma söz konusu. Buna karşılık portföy yatırımları ile bankaların doğrudan dış borçlanmaları dış kaynak girişinin ana kanalları durumuna
geldi. 2011 yılında 22 milyar dolar olan net portföy girişleri geçen yıl 41 milyar dolara yaklaştı. İlk iki aydaki portföy yatırımlarından net girişler geçen yılki 2.1 milyar dolar düzeyinden bu yıl 4.9 milyar dolara geldi.
Doğrudan dış borçlanmalar da son dönemin önemli dış finansman kanalı durumunda. Geçen yıl banka dışı kesim doğrudan dış borçlanmayı bırakınca, bu kanalı kullanan tek birim bankalar oldu. 2011 yılında 31 milyar doları aşan doğrudan net dış borçlanma geçen yıl 19.3 milyar dolara indi.
Bunun 11 milyar doları bankaların doğrudan net dış borçlanmalarıydı. Yılın ilk iki ayında geçen yılın son üç ayında başlayan eğilim devam etti. Banka dışı kesimin doğrudan net dış borçlanması artmaya başladı. Geçen yılın ilk iki ayında banka dışı kesim 1.1 milyar dolar kadar net dış borç ödeyici durumundayken, bu yılın ilk iki ayında bu kesimin net dış borçlanması 4.4 milyar dolar oldu. Geçen yılın tümünde bu kesimin net dış borçlanması 5 milyar dolar civarında kalmıştı.

ÖZEL KESİM ENGELLERİ AŞIYOR
Son 4-5 aylık eğilim şunu gösteriyor: Bankalar yurtdışı borçlanmalarına devam ediyorlar. Borçlandıkları dövizleri bazı yükümlülüklerini karşılamak için Merkez Bankası'na yatırıyorlar. Reel kesim ise kendi dövizini kendi buluyor, ekonominin kıpırdanmasına paralel doğrudan dış borçlanmalarını artırıyor. Yani, herkes kendi dövizini kendi buluyor. Dövizde bankacılık kesiminin aracılık işlevi geçmiş yıllara göre daha az gerçekleşiyor.
Bu eğilimin önümüzdeki dönemde de devam etmesi şaşırtıcı olmayacak. Ekonomik büyümedeki kıpırdanmaya paralel olarak özel kesim doğrudan borçlandığı gibi, sermaye piyasası araçları yoluyla da dış borçlanmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu yolla Merkez Bankası'nın bankaların TL yükümlülükleri üzerinden döviz ile zorunlu karşılıklarının yatırılması opsiyonu uygulamasının, büyüme
üzerindeki olumsuz etkisi bir ölçüde hafiflemiş olacak.
Bir seyahatim nedeniyle yazılarıma bir süre ara veriyorum.