Advertisement

Reel faiz nominal faizden beklenen enflasyonun düşülmesiyle bulunur. Reel faizin negatif olması, faiz kazancının elde edildiği sürede mal ve hizmet fiyatlarındaki artış beklentisine göre, yatırımcının reel alım gücünün azaldığına işaret eder. Alım gücünün azalacağını bekleyen bir yatırımcı neden finansal varlığının bir bölümünü negatif reel faiz elde edeceği yere yatırır? Piyasa mekanizması yoluyla oluşan negatif reel faiz genellikle geçici bir olgu. Ekonomide bir şeylerin doğru gitmediğinin işaretidir. Örneğin, Amerika’da, İngiltere’de ve Avrupa’nın birçok ülkesinde reel faizler şu sıralarda negatif. Nedeni ya bu ülkelerde ekonomik büyüme sorunu var ya da finansal sistem kendinden beklenen aracılık faaliyetlerini yapamaz durumda. Türkiye’de bu sorunların olduğunu iddia edemeyiz. O halde, Türkiye’de reel faizler neden negatif oluyor?

YATIRIMCI PARAMETRELERİ

Bugünlerde Hazine bonolarında yıllık nominal getiri yüzde 5’in çok az üzerinde. Geçmiş enflasyon yaklaşık yüzde 7 civarında. Anketlere inananlar için, önümüzdeki bir yılda beklenen enflasyon yüzde 6’nın üzerinde. Nereden bakarsak bakalım, Hazine bonosu yatırımında beklenen getiri negatif. Hazine bonosuna yatırım yapanları ikiye ayıralım: Yabancılar ve yerliler. Yabancılar yatırımlarının sonunda ne kadar dolar faizi elde ettiğine bakar. Yerliler ise yatırımlarının sonunda alım güçlerinin ne kadar arttığına bakar. Dolayısıyla, yabancılar açısından Türkiye’deki enflasyonun hiçbir önemi yoktur. Önemli olan, yatırım süresi içinde TL/dolar kurunun ne yönde hareket edebileceği beklentisidir. Yerliler açısından ise hem enflasyon beklentisi hem de kur beklentisi önemlidir. Enflasyon beklentisi ilerideki alım gücünü tayin eder. Kur beklentisi ise dövize göre TL’de yatırım yapmanın göreli düzeyini belirler.

SONUNDA YERLİLERİN DEDİĞİ OLUR

Son dönemde Türkiye ekonomisi ciddi miktarlarda yurtdışından portföy yatırımı çekti. Yani, yabancılar küçümsenmeyecek miktarlarda Hazine bonosu aldılar. Onlar için faizin negatif olmasının hiçbir önemi yok. Kur beklentileri ise şöyle özetlenebilir: Kurların yükselme olasılığı sıfıra yakın, ama düşme olasılığı oldukça fazla. Kısacası, yabancı yatırımcılar Hazine bonosuna yatırım yaparak hem nominal yüzde 5 getiriyi elde edecekler artı kurların düşme yüzdesi kadar ek bir getiri elde etmeleri de mümkün. Bu açıdan bakıldığında, diğer piyasalarla karşılaştırıldığında, Hazine bonosu yatırımı yabancılar için çok çekici. Çekici olduğu için de yılın ilk iki ayında yabancılar net 4 milyar doların üzerinde Hazine bonosu ve banka bonosu satın aldılar. Mart ve nisan aylarında da almaya devam ettiler. Yerli yatırımcılar için durum aynı değil. Onlar negatif reel faizle alım güçlerini kaybediyorlar. Dolayısıyla, bono yatırımları, hatta mevduat dahi artık yerli yatırımcılar için çekici olmaktan çıktı. Bu durumda yerli yatırımcı başka yatırım alanlarına kayabilir. Başka yatırım alanlarında (örneğin hisse senedi piyasası) balonlar oluşabilir. Bir başka seçenek yerli yatırımcıların tüketimlerini artırmaları olabilir. Fiyat artışları hızlanabilir. Şimdi çoğunlukla yabancıların yarattığı bir dengede yerliler takipçi durumundalar. Ama, eninde sonunda yerlilerin kararları ekonomiye yön verecektir. Bu yön ya yabancılar çıktığında oluşur ya da yerlilerin portföy tercihleri değiştiğinde. O nedenle negatif reel faizle yaşamamız çok uzun sürmez: Ya enflasyon düşecek ya da faizler artacak. Enflasyonun artmasıyla daha hızlı artabilecek faizler para politikasının başarısızlığı olur.