Advertisement

Para politikası enflasyon yaratıyorsa da, enflasyon yaratamıyorsa da çok büyük bir sorundur. Enflasyon yarattığında, para politikası yanlış kullanılıyor demektir. Enflasyon yaratamıyorsa, para politikasından reel ekonomiye giden kanallar tıkanmıştır.

Para politikası etkinliğini yitirmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde ve özellikle Euro Bölgesi’nde para politikası enflasyon yaratamıyor. Politika faizleri neredeyse sıfıra indi. Yetmedi, sıfıra yakın faiz düzeyinde merkez bankaları daha fazla para basmak için başka yollar icat ettiler. Yine enflasyon yaratamıyorlar. Kanallar tıkalı. Tıkalı olduğu halde, çözüm çoğu yerde yine para politikasında aranıyor. Ama, bir türlü arzulanan sonuç elde edilemiyor.

BÜYÜKLER DE KÜÇÜLÜYOR
Avrupa ekonomilerinin topyekûn daha da kötüleşmesini engelleyen tek gelişme Avrupa Merkez Bankası’nın her şeyi yapacağına dair piyasalara açık çek vermesi. Bu yaklaşım finans piyasalarını büyük ölçüde sakinleştirdi. Ama, reel ekonomiler sürünmeye devam ediyor. Durgunluktan çıkılacağına yönelik bir işaret yok. Aksine, durgunluğun derinleşebileceğine yönelik işaretler var. Sorunlu Euro Bölgesi ekonomileri (Güney Kıbrıs hariç) göreli olarak daha iyi performans göstermeye başlamışken, Euro’nun büyük ülkeleri teklemeye başladı. Geçen yılın aynı dönemine göre, bu yılın ilk 3 ayında Euro Bölgesi ekonomileri reel olarak yüzde 1 küçüldü.

Son 12 ayın en derin küçülmesi yaşandı. Geçen yılın ortasına kadar en azından daralma bölgesine girmemiş olan Fransa ekonomisi bu yılın ilk 3 ayında yüzde 0.4 küçüldü. Euro krizinin ortasında dahi yüzde 1’in üzerinde büyüyen Almanya bu yılın ilk 3 ayında yüzde 0.4 küçüldü. Aynı dönemde ekonomik daralma İtalya’da yüzde 2.3, İspanya’da yüzde 2, Hollanda’da yüzde 1.3, Finlandiya’da yüzde 2 ve Belçika’da yüzde 0.5 oldu. Geçmişte mali destek alan sorunlu ülkelerin ekonomileri de küçülüyorlar, ama azalan oranlarda.

Örneğin, yıllık yüzde 7’ye kadar küçülen Yunanistan ilk 3 ayda yüzde 5.3 küçüldü. Daralma, Portekiz’de yüzde 3.9 oldu. Kısacası, sorunlu küçük ülkeler çıkış eğiliminde gibi görünürken, büyük ekonomiler aşağı yönde gidiyor. Onları kurtaracak kimse de yok! Direksiyondaki ECB bunca parasal genişlemeye rağmen enflasyon yaratamamanın, buna karşılık ekonomilerdeki küçülme sürecini de durduramamanın sıkıntısı içinde. Euro Bölgesi’nde yıllık ortalama enflasyon yüzde 1.2 kadar. Enflasyonu en yüksek ülke yüzde 3.4 ile Estonya. Yunanistan’da deflasyon (fiyatların düşmesi) söz konusu.

KÜÇÜKLER DÜZELME YOLUNDA
ECB Euro’yu kurtarma adına attığı adımlarla zordaki Akdeniz ülkelerini en azından şimdiye kadar yüzdürebildi. Yüzdürdüğü ülkelerden iyi haberler de geliyor. Örneğin, geçenlerde Yunanistan’ın kredi notu arttı. Portekiz ve İrlanda, sınırlı da olsa, yeniden piyasalara dönebilecek duruma geldiler. Kredi notunu artırdıktan sonra Fitch’in yaptığı açıklamaya göre, Yunanistan geçmişte kaybettiği rekabet avantajının yüzde 80’ini geri almış.

Hesap doğruysa, Yunanistan açısından çok büyük bir ilerleme. Büyük ülkelerdeki sorun daha büyük bir baş ağrısı. Bankacılık konusunda atılan adımlar yetersiz ve çok yavaş. Yapılan çalışmaların bir sonuç verme olasılığı da düşük görünüyor. Giderek derinleşen durgunluk, bankacılık sorunlarını yeniden öne çıkarabilecek nitelikte. Avrupa’nın düzelmesi büyükler büyümeye geçmeden gerçekleşmez. Bunun için de oldukça uzun zamana ihtiyaç var. Bu sürede, İrlanda’da olduğu gibi, ekonomik gelişmelerin siyasi sonuçları da olabilir. Zaman daha da uzayabilir. Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun