Advertisement

Nisan ayına yönelik dış ticaret verileri biraz sürpriz oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre, nisan ayında ihracat yüzde 1'e yakın düşerken, ithalat yüzde 18'in üzerinde arttı. Dış ticaret açığındaki artış yüzde 50'yi aştı.
Ödemeler dengesi açısından geçen yıl dış açıklardaki azalışın neredeyse tümü ithalatın düşüşünden değil, ihracatın artışından kaynaklanmıştı. Bu yıl geçen yılın tersi bir eğilim görebiliriz. Dış açıklar artarken, ihracat durgun kalıp ithalat artışları hızlı olabilir. Nasıl ki, geçen yıl ekonomik büyüme yıllık bazda yüzde 2'ye kadar yavaşlarken ithalat artışı durmuştu, bu yıl da ekonomik büyümede çok fazla bir hızlanma yaşamadan dış açıklarda ciddi artışlar görebiliriz.

İÇ TALEP
Mart ayı dış ticaret verileri moral bozucuydu. Mart ayında hem ihracat hem de ithalat düşmüştü. Nisan ayında ise ihracatın düşüşü sürerken (altın ihracatı da düşük), ithalat hatırı sayılır bir biçimde arttı. Artışın önemli bir bölümü altın ithalatındaki fırlamadan kaynaklandı.
Mart ve nisan ayları toplamında, geçen yılın aynı dönemine göre, ithalat artışı yüzde 8.6 oldu. Ocak ve şubat aylarındaki eğilim de yaklaşık aynıydı. Dolayısıyla, bu aşamada ithalat fırladı gidiyor demek biraz zor.
İthalat verilerinin verdiği görüntü şu: Yatırım talebinde henüz hatırı sayılır bir kıpırdanma görünmüyor. Nisan ayında yatırım malları ithalatı yüzde 17'ye yakın artmış görünse de, mart ve nisan ayı toplamlarındaki artış, yüzde 0.8 kadar. Buna karşılık, tüketim talebinde küçümsenmeyecek bir kıpırdanma gözleniyor. Yalnızca dış ticaret verileriyle değil, bu yargı tüketim eğilimlerini ölçen diğer verilerle de destekleniyor. Tüketim malları ithalatı nisan ayında yüzde 22 arttı. Mart ve nisan ayları toplamında da tüketim malları ithalatındaki artış yüzde 20 oldu.

İç talepte sınırlı bir artış var. Artışın tümü tüketimden geliyor. Yatırım talebinde dikkat çekici bir kıpırdanma henüz gözlenmiyor. Yatırım talebinde iki parametre çok önemli: Döviz kurları ve faizler. Hem içerde hem de dışarda reel sektör yatırımcısı açısından faizler çekici düzeylere geldiği halde, döviz kurları nedeniyle yatırım talebi sınırlanıyor. Görünen o ki, önümüzdeki dönemde de, yatırım talebi sınırlanmaya devam edecek, ekonomik büyümenin çok büyük bir bölümü tüketim artışı yoluyla sağlanacak. Bu resim karşısında, tüketici kredileri artışından ne denli şikâyet edilebilir belli değil. Çünkü, tüketim de artmasa, dış talepteki göreli gerileme karşısında, ekonomik büyümenin eksiye dahi dönebileceği bir dönemden geçiyoruz.

KURTARICI TÜKETİM
Grafikte 12 aylık ithalat toplamlarının alt kalemlerindeki yıllık değişmeler aylık bazda veriliyor. Grafikten de görüldüğü gibi, son iki aylık toplam ara malları ve yatırım malları ithalatı bir önceki 12 aya göre azalmaya devam ediyor, ama azalmanın hızı belli bir istikrara kavuşmuş gibi görünüyor, hatta azalış hızı yavaşlama eğilimine girmiş durumda. Buna karşılık, aynı bazda, tüketim malları ithalatındaki azalış hızı yılbaşından bu yana hızla düştü ve nisan ayı itibarıyla son 12 ayda (Mart 2012-Nisan 2013) tüketim malları ithalatı bir önceki 12 aylık (Mart 2011 -Nisan 2012) düzeye geldi.
Nereden bakarsak bakalım, düşük ya da sınırlı da olsa, bu yıl ekonomik büyümeyi tüketim kurtaracak gibi görünüyor.