Mayıs ayında aylık enflasyon yüzde 0.15 oldu. Kendi başına çok düşük bir rakam. Yüzde 0.4 olan piyasa beklentilerinin de altında. Ayrıntılara bakıldığında ise bu rakam dahi mayıs ayı için yüksek sayılır.
Mayıs ayında iki önemli mevsimsellik söz konusu. Gıda fiyatları mayıs ayında bir önceki aya göre düşer. Buna karşılık, mevsim değişmesiyle piyasaya çıkan ürünler nedeniyle giyim kuşam fiyatları nisan ve mayıs aylarında artar. Diğer fiyatlar çoğunlukla makro ekonomik dengelere, döviz kurlarındaki gidişata ve vergi oranlarındaki değişmeye duyarlıdır. Mayıs ayında gıda fiyatlarındaki düşüşler tüketim sepetindeki diğer malların fiyatlarındaki artışları geçmişteki kadar dengeleyemedi.
TÜKETİM TALEBİ ARTINCA
Vergi oranlarında artış yaşanmadığı ve/veya döviz kurlarının fırlamadığı dönemlerde tüketici fiyat endeksindeki aylık değişme mayıs aylarında genellikle negatif olur. Bu eğilim haziran ve temmuz aylarında da devam eder. Örneğin geçen yılın mayıs ayında aylık enflasyon eksi yüzde 0.21 olmuştu.
Gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki malların ortalama fiyatı mayıs ayında yüzde 2.18 düştü. Gıda ve alkolsüz içecekler grubu dışındaki mal fiyatları ise ortalama yüzde 0.95 arttı. Geçen yıl ise gıda ve alkolsüz içeceklerde fiyat düşüşü yüzde 2.4 olurken, diğer mallardaki ortalama fiyat artışı yüzde 0.62 olmuştu.
İşlenmemiş gıda, enerji, alkol ile tütün mamulleri ve vergileri dışarıda bırakan ortalama tüketici fiyatları endeksindeki (G endeksi) artış, mayıs ayında yüzde 2.11 olarak gerçekleşti. 2006 ve 2008 yılı mayıs aylarını dışarıda bırakırsak, 2003 yılından bu yana G endeksindeki en yüksek artış bu yıl gerçekleşti. Bu eğilim nisan ayları için de geçerli. Aynı boyutlarda olmasa da, H ve I endekslerindeki aylık artışlar da geçen yıla göre daha yüksek. Tüketim talebindeki artışın fiyatlar üzerinde eskiye göre daha fazla baskı yarattığı söylenebilir. Son dönemde döviz kurlarındaki artışların da fiyatlamalar üzerinde etki yapmaya başladığı söz konusu olabilir. Döviz kurlarından enflasyona geçişi haziran ayına yönelik rakamlarda daha iyi görebileceğiz.
BÜYÜME İÇİN
Yıllık enflasyon mayıs ayı itibarıyla yüzde 6.5 oldu. Geçen aya göre çok hafif yükseldi. Buna rağmen, yıl sonunda yıllık enflasyonun yüzde 5 civarına gelmesi belli şartlarda hâlâ ulaşılabilir bir hedef. Hedefe ulaşılıp ulaşılamayacağı eylül ve ekim ayındaki aylık enflasyonun bilinmesiyle belli olacak. Tüketim talebindeki artışın daha da hızlanması durumunda eylül ve ekim aylarına gelindiğinde, yüzde 5 civarında enflasyon ulaşılabilir olmaktan çıkabilir. Ekonomik büyüme ve cari işlemler açığı arasında sıkışan Türkiye ekonomisi için en azından bu yıl için bir de enflasyon boyutu önem kazandı. Tüketim talebinin artmasıyla yalnızca dış açıklar üzerinde değil, enflasyon üzerinde de yukarı yönlü bir baskı söz konusu oluyor. Hem enflasyonu hedeflenen yönde yönlendirmek hem de cari işlemler açığının daha fazla büyümesini engellemek için ekonomik büyümeden bu yıl belki daha büyük fedakârlık gerekebilecek. En azından bu yıl için bu strateji çok gerçekçi görünmüyor. Dolayısıyla, ekonomik büyüme adına bu yıl enflasyon ve dış açıkları fazla dert etmeyebiliriz.