Advertisement

Geçen yılın aynı dönemine göre, yılın ilk üç ayında Türkiye ekonomisi beklentilerin üzerinde reel olarak yüzde 3 büyüdü. Beklentilerdeki yanılgının büyük bir kısmı kamu sektörünün büyümedeki rolünü iyi ölçemediğimizden kaynaklandı. Büyümenin iç talep kaynaklı olduğu tahmin ediliyordu. Ama, kamu sektörü talebinin rekorlar kırdığı görülemedi. Belki, yalnızca ben göremedim.
İlk üç aylık büyümeye iç talep yüzde 3.05 ile olumlu katkı yaparken, dış talep eksi yüzde 0.5 ile olumsuz katkı yaptı. İç talepteki büyümenin önemli bir bölümü kamudan kaynaklandı. Beklendiği gibi, özel kesim tüketim harcamaları reel olarak yüzde 3 artarken, özel kesim yatırım harcamaları bu dönemde reel olarak yüzde 9 azaldı. Özel kesimin toplam iç talebindeki artış yüzde 0.17'de kaldı.
Kamu sektörü hem tüketimde hem de yatırımlarda yılın ilk üç ayında gaza basmış. Kamu tüketimindeki artış reel olarak yüzde 7.25 olurken, kamu kesimi yatırımlarındaki artış reel olarak yüzde 82 olmuş. Toplam kamu kesimi iç talebindeki artış reel olarak yüzde 23.3 olarak gerçekleşmiş.

SANAYİ GERİDE KALIYOR
Ekonomik büyümeye katkısı itibarıyla sanayi sektörü geride kalıyor. Geçen yılın ortasından bu yana sanayi sektöründeki üç aylık büyümeler ortalama milli gelir büyümesinin altında. Yılın ilk üç ayında da, tarım sektörü reel olarak yüzde 3.6 büyürken, imalat sanayi, enerji ve madencilik sektörleri toplamındaki reel büyüme yüzde 2.2 düzeyinde kaldı. Ekonominin geri kalan sektörlerindeki reel büyüme (hizmetler) yüzde 3.3 oldu. Yalnızca imalat sektöründeki reel büyüme yüzde 2.76 idi.
Kamu sektörü yatırımlarındaki artışa paralel olarak inşaat sektöründe de ortalamanın üzerinde bir büyüme gerçekleşti. İnşaat sektöründeki reel büyüme yılın ilk üç ayında yüzde 5.9'a ulaştı. Kamu kesiminin inşaata harcadığı para reel olarak yüzde 80 arttı.
Tarım sektöründe yılın ilk üç ayında yaratılan nominal katma değer geçen yılın aynı dönemine göre düşmüş. Ama, yatırım sektörüne uygulanan deflatör de düştüğünden (fiyatların düşmesi) tarım sektörünün yarattığı katma değerde reel bir artış görünüyor.
Talep yönünden ekonomik büyüme kamu sektöründen gelirken, üretim açısından da ekonomik büyüme hizmetler sektöründen kaynaklanıyor. Bu iki unsur birbirlerinden elbette bağımsız değil. Sanayi (imalat sanayi+madencilik+enerji) büyümeye katkı açısından geride kalıyor.

KAMU HÂLÂ KARANLIKTA
Yılın ilk üç ayı için yüzde 3 düzeyindeki bir büyüme oranı hiç de fena değil. Gelinen düzey itibarıyla de yılın tümü için hedeflenen yüzde 4 büyüme ile de uyumlu görünüyor. Sorun önümüzdeki dönemde kamu kesiminin katkısının yılın üç ayında gerçekleşen boyutta devam edip etmeyeceği. Özel kesimin tüketim talebinde bir canlanma görünse de, yatırım talebinde henüz bir kıpırdanma görünmüyor. Dolayısıyla, yılın ikinci üç ayında, kamu tüketim ve yatırımlarının göreli büyüme hızlarındaki düşüşle beraber milli gelir büyümesi yılın ilk üç ayının aşağısında dahi olabilir.
Yılın ilk üç ayına yönelik milli gelir rakamlarının gösterdiği bir başka ilginç nokta kamu kesiminin yatırım ve tüketim harcamaları bu denli artarken, gelişmeleri bütçeden takip etmenin o denli kolay olmadığı. Mahalli idareler hakkındaki bilgiler hâlâ yetersiz ve gecikmeli. Devletin bütçe dışından yapabildiği oldukça fazla yatırım ve tüketim harcamaları olabiliyor. Kamu kesiminin hesaplarına yönelik yapılan oldukça kapsamlı reformlara rağmen, kamu kesimi faaliyetleri hâlâ büyük ölçüde karanlıkta kalabiliyor.