Advertisement

Yıllardır Çin ekonomisi dünyanın üretim merkezi görevini gördü. Yabancı sermaye üretimini Çin'e kaydırdı. Çin işçisi üretti. Ürettiği mallar dış dünyaya satıldı. Çin ekonomisi ihracatın verdiği ivmeyle hızla büyüdü. Çin ekonomisi büyüdükçe, hammadde ihtiyacı arttı. Hammadde fiyatlarını Çin belirler oldu. Çin'den büyümenin hızlandığı haberleri geldikçe emtia fiyatları fırladı. Çin ekonomisinde büyüme yavaşladıysa, emtia fiyatları inişe geçti. Çin küresel ekonomik dengeleri belirleyen önemli bir aktör konumuna geldi.
Bugün Çin, Amerika'dan sonra dünyanın ikinci büyük ekonomisi konumunda. Dünyadaki hammadde tüketimi sıralamasında Çin ya birinci ya da ikinci sırada. Çin ekonomisi çok büyük, ama Çin hâlâ fakir bir ülke. Kişi başına gelir 9000 dolar civarında. Kişi başına gelir sıralamasında dünyanın 123'üncü ülkesi. Gelir dağılımı bozuk. Ülkenin kıyı kesiminde servet ve gelir yüksek. İç kesimlerde kişi başına gelir 1000 doların altında. Çin ekonomisi merkezden yönetiliyor. Birçok mal ve hizmet fiyatları devlet denetiminde. Bölgeler arası göç izne tabi. Ücretler ülkenin doğu kesiminde göreli olarak yüksek ve yükselmeye devam ediyor. Batı kesimlerinde ise emek neredeyse bedava.

YAPISAL SORUNLAR

2008 yılında başlayan küresel krizle beraber küresel dengeler altüst oldu. Çin'in en büyük müşterileri olan gelişmiş ülkeler ekonomik büyüme sorunu yaşamaya başladı. Çin dış şartların olumsuzluklarını gidermeye yönelik olarak dünyanın en güçlü ekonomisini canlandırma programını devreye soktu. Programın büyüklüğünü göstermek için şu iki rakam yeterli: Amerika'daki canlandırma programının büyüklüğü milli gelirin yüzde 5.6'sı kadardı. Çin'deki yüzde 12'yi geçmişti. Çin ekonomisi böylesine güçlü bir canlandırma programına tepki verdi, ama eskisi kadar değil. Çin'de büyüme düştü, düşmeye de devam edecek gibi görünüyor. Bu yıl Çin ekonomisinin yüzde 7.8 büyüyeceği tahmin ediliyor. Geçmişte yıllık yüzde 10'un üzerinde büyüyebilen bir ekonomi için bu performans tatmin edici değil.
2020 yılından önce Çin'de nüfusun düşmeye başlayacağı tahmin ediliyor. 2050 yılında bakılmaya muhtaç nüfusun toplam nüfusa oranının yüzde 40'ı geçeceği düşünülüyor. Çin birçok hammaddede zaten kendine yeterli değildi. Giderek daha da yetersiz hale geliyor. Dünya nüfusunun neredeyse dörtte biri Çin'de yaşarken, Çin'deki tarım yapılabilen alan dünyadaki tarım yapılabilen alanların yalnızca yüzde 7'si. Çin ekonomisi birçok açıdan zor bir döneme giriyor. Yıllık ekonomik büyümenin yüzde 2'lere dahi düşebileceği tahminleri yapılıyor. Böyle bir ekonomik performans Çin'in siyasal bütünlüğünü tehdit edecek boyutta olabilir.

YENİ STRATEJİ

Çözüm olarak ekonomide devlet kontrollerinin azaltılması, mal ve hizmet piyasalarının dış rekabete açılması, tüketimin teşvik edilmesi ve tasarruf eğiliminin azaltılmasına yönelik önlemeler alınması tavsiye ediliyor. Bu yöndeki düşünceler Çin otoriteleri katında da giderek taraftar bulmaya başladı. O nedenle ekonomik büyüme düşüş eğiliminde olduğu halde, eskisi kadar güçlü ekonomiyi canlandırma programları devreye alınmıyor. Alınan önlemler, devlet yatırımlarını artırmak yerine, daha çok özel kesim yatırım ve tüketimini teşvik etme yönünde. Geçenlerde faiz oranlarındaki tabanın kaldırılması bu yönde değerlendirilmeli.
Çin ekonomisi bir gecede devlet güdümlü olmaktan çıkıp özel kesim önderliğinde büyüyen bir ekonomi elbette olmayacak. Bu yöndeki yol çok uzun ve zorlu. Çin'i sıkıntılı bir dönem bekliyor gibi görünüyor.