Advertisement

Eylül döneminde (ağustos, eylül, ekim ayları ortalaması) işsizlik oranı yüzde 9.9'a çıktı. Mevsimsel olarak işsizlik oranının yükseldiği bir dönemdeyiz. Ama işsizlik oranının yükselmesinin tek nedeni mevsimsel etkenler değil. Bu dönemde ekonomik büyüme hızlandığı halde, ekonominin istihdam yaratma gücü azaldı.
2012 yılında yıllık reel ekonomik büyüme yüzde 2.2 olmuştu. Aynı yıl yaratılan ek istihdam 700 bin kişi civarındaydı. Bu yılın ikinci ve üçüncü çeyreklerinde, geçen yılın aynı dönemlerine göre, ekonomi reel olarak ortalama yüzde 4.5 civarında büyüdü. Ama aynı dönemde yaratılan istihdam ortalama yine 700 bin kişi civarında kaldı. Ekonomik büyüme ikiye katlandı. İstihdam artışı mutlak olarak
değişmedi.

 

İŞGÜCÜNE KATILIM DAHA HIZLI
İşgücüne katılım artarak devam ediyor. Geçen yılın eylül ayında kentlerde işgücüne katılım oranı (işgücündeki nüfusun çalışabilir nüfusa oranı) yüzde 49 idi, bu yıl yüzde 50'ye çıktı. İşgücüne katılım oranının 1 puan artması küçümsenmemeli. Bu dönemde kentlerde işgücüne katılan nüfus 600 bin kişiye yaklaştı. Buna karşılık, aynı dönemde yaratılan ek istihdam 400 bin kişide kaldı. İşsizler ordusuna 200 bin kişi daha eklenmiş oldu.
Kentlerde işgücündeki kadın nüfus, erkek nüfusun üçte birinden daha az. Ama işgücüne katılım kadınlarda çok daha hızlı. Örneğin, geçen yılın eylül döneminden bu yılın eylül dönemine erkeklerde 225 bin kişi işgücüne katılırken, kadınlarda 360 bin kişinin üzerinde işgücüne katılım oldu. Bu dönemde erkek istihdamı 130 bin kişi kadar artarken, kadın istihdamı 260 bin kişiden fazla arttı. İşsiz sayısındaki artış mutlak olarak kadınlarda daha fazla oldu. Kadınlarda işgücüne katılımın erkeklere göre düşüklüğü ile beraber, kentlerde erkek nüfustaki işsizlik oranı yüzde 9'dan yüzde 9.6'ya yükselirken, kadınlardaki işsizlik oranı yüzde 17.2'den yüzde 18'e dayandı.

KOPUKLUK BAŞLADI
İstihdamdaki katılığı son on iki yıldır daha iyi gözlemliyoruz. Dönemsel olarak istihdam artışı ile ekonomik büyüme arasında kopukluklar yaşanıyor. Örneğin, 2001 krizi, krizin boyutları göz önüne alındığında, işsizlik oranı artmıştı, ama mutlak istihdamda çok büyük bir sorun yaratmamıştı. Ama ardından gelen 20022008 büyüme dönemi istihdamda çok büyük bir artış yaratmayan bir büyüme dönemiydi. O döneme "İstihdam dostu olmayan büyüme" diyorduk. 2001 krizinde istihdamı o denli azaltmayan ekonomi, fazla istihdamı 2002-2007 büyümesinde kullanmıştı.
2008-2009 krizi de işsizlik oranının yükselmesine neden oldu. Mutlak olarak istihdam edilen kişi sayısı düşmedi. Kriz 2001 'e göre çok daha hafifti. Ardından gelen 2010-2011 büyüme dönemi
"İstihdam yaratan bir büyüme dönemi" olmuştu. Şimdi, ekonomik büyüme yine hızlanmış görünüyor. Ama hızlanan büyüme, istihdama aynı oranda yansımıyor.
Grafikte üç aylar bazında milli gelir büyümesi ile ortalama yıllık istihdamın yüzde değişmesi veriliyor. 2013 yılının başında başlayan kopukluk açıkça görünüyor.