Advertisement

Geçen yılın aynı dönemine göre bu yılın ilk iki ayında cari işlemler açığı 2.8 milyar dolar azaldı. Cari işlemler açığındaki azalmanın 1.3 milyar doları altın ticareti hariç mal dengesindeki açığın (ithalat ile ihracat arasındaki fark) düşmesinden kaynaklandı. Altın ithalatının düşmesiyle, 1.1 milyar dolar kadar tasarruf yapılmış oldu. Cari işlemler açığındaki düşüşün geri kalan kısmı görünmeyen kalemlerdeki fazlanın artmasıyla gerçekleşti.
Cari işlemler dengesini etkileyen en önemli kalem dış ticaret dengesi. Bu dönemde altın hariç ihracat (FOB) yüzde 7.2 artarken, ithalat (FOB) yüzde 1.2 arttı. İthalat ekonomik büyümeyle yakından ilgili. Ocak ayındaki çıkıştan sonra altın hariç ithalat da düşüyor. Altın hariç ithalat ocak ayında yüzde 4.1 arttıktan sonra şubat ayında yüzde 1.8 düştü. Büyümedeki yavaşlama artık ithalata yansıyor. İthalatın miktar endeksi de (altın dahil) şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.2 düşüş gösterdi.
Dış ticaret verileri ekonomik büyümede iç talep katkısının azalıp net dış talep katkısının arttığına işaret ediyor. Yavaşlayan bir büyüme sürecinde bu eğilim çok övünülecek bir olgu değil. Net dış talep yoluyla ekonomik büyüme hedefleniyorsa, büyümenin hızlandığı dönemlerde büyüme üzerindeki net dış talep katkısının artması övünülecek bir durum olur. Ancak bu yolla ekonomik büyümeye rağmen dış açıkları risk yaratmayacak (ya da daha az risk yaratacak) düzeylerde tutabiliriz.

OCAK BAŞKA ŞUBAT BAŞKA
Ocak ayında sağlanan net dış finansman 3.1 milyar dolar kadar negatif idi. Yani, Türkiye ekonomisine döviz girmemiş, döviz çıkışı olmuştu. Döviz çıkışının tek nedeni bankaların 4.1 milyar dolar kadar dış borçlarını yenilemeyip ödemek durumunda kalmalarından kaynaklanmıştı. Ocak ayında portföy yatırımlarından 72 milyon dolar net giriş söz konusuydu.
Şubat ayında bunun tam tersi bir resimle karşılaştık. Şubat ayında sağlanan net dış finansman 2.6 milyar dolar oldu. Bankalarımız yeniden net bazda borçlanmaya başladılar. Şubat ayında net banka borçlanmaları 3.2 milyar dolar oldu. Bu dönemde portföy yatırımlarından 1.5 milyar dolar net çıkış yaşandı.
Kaynağı bilinmeyen döviz girişleri (net hata ve noksan) ocak ve şubat aylarında döviz piyasasında yaşanan karmaşayı yatıştırma yönünde gerçekleşti. Her ay 2 milyar doların üzerinde kaynağı bilinmeyen döviz girişleri söz konusu oldu. İlk iki ayda bu kalemden giren dış kaynak cari işlemler açığının yarısından fazla, 4.5 milyar dolara ulaştı. Ocak ayında Merkez Bankası 5.8 milyar dolar rezerv kaybı yaşarken, şubat ayında döviz rezervlerini 1.6 milyar dolar artırdı.

FİNANSMAN RAHAT DEĞİL
Yılın ilk iki ayında toplam 8.1 milyar dolar cari işlemler açığı oluştuğu halde, sağlanan net dış kaynak negatif 500 milyon dolar oldu. Şubat ayında dahi, sağlanan dış kaynak cari işlemler açığının altında kaldı. Yani, kaynağı bilinmeyen döviz girişleri olmasa, cari işlemler açığının finansmanı için şubat ayında da cepten yemeğe devam edecektik.
Yılın ilk iki ayındaki ödemeler dengesi gelişmeleri döviz piyasasında yaşanan çalkantılarla tutarlı görünüyor. Bu dönemde sepet kurun (yarım dolar kuru ile yarım Euro kurunun toplamı) aylık ortalaması 2.61 civarında gerçekleşti (ocak 2.6191, şubat 2.6161). Mart ayında sepet kurun aylık ortalaması 2.6418 oldu. Mart ayında da cari işlemler açığı düşmeye devam etse de, finansmanın çok rahat olmadığını söyleyebiliriz. Gelişmeler, düşen cari işlemler açığının finansmanının, nisan ayında daha rahat olabileceği izlenimini veriyor.