Advertisement

Nisan ayında aylık tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 1.34 oldu. Bunun yüzde 70’i giyim ve ayakkabı alt grubundaki fiyatların artışından kaynaklandı. Giyim ve ayakkabı grubundaki fiyatlar nisan ayında ortalama yüzde 13.1 arttı. Yıllık tüketici fiyatları enflasyonu (yüzde 9.4) çift haneye gelmeye çok az kaldı.
Tüketici fiyatları enflasyonundaki yükselişi giyim ve ayakkabı grubundaki fiyat artışlarına bağlayıp rahatlayamayız. Mevsimsel olarak bu gruptaki fiyatlar yeni sezon malların piyasaya girmesiyle mart, nisan ve mayıs aylarında artışa geçer. Bu yılki artışın bir bölümü döviz kurlarındaki artışı da yansıtıyor. Döviz kurlarındaki üç ay önceki artışlar doğal olarak bu gruptaki fiyatlandırma davranışlarını da olumsuz etkiledi.
Fiyatları mevsimsellik arz eden malları dışarıda bırakan tüketici fiyatları endeksindeki aylık artış nisan ayında yüzde 0.37 oldu. Bu rakam geçen yıl nisan ayındaki ortalama tüketici fiyatlarındaki artış paralelinde. Geçen yılın nisan ayında da giyim ve ayakkabı grubundaki fiyat artışları yüzde 12.8 olmuştu.

GÖRÜNÜM HOŞ DEĞİL
Aylık enflasyon rakamlarının asıl düşündürücü tarafı temel enflasyon diye tanımlanan “H” ve “I” endekslerindeki aylık yüzde 2 civarında olan artışlar. Bu endeksler de fiyatları mevsimsellik arz eden malları içeriyor. Ama, bu endeksler işlenmemiş gıda, enerji, alkollü içecekler ve tütün mamulleri fiyatlarını içermiyor. “H” endeksindeki artış nisan ayında yüzde 1.92, “I” endeksindeki artış yüzde 2.12 oldu. Yani, bu endekslerde hariç tutulan mal fiyatları aslında aylık enflasyonun daha düşük çıkmasına neden oldu. Temel fiyat endekslerindeki yıllık artışlar ortalama tüketici fiyatlarındaki yıllık artışları geçti. Bir başka ifadeyle, nisan ayı itibarıyla temel enflasyon çıplak enflasyondan daha yüksek.
Nisan ayında, geçen yıl sonundan, kümülatif enflasyon yüzde 4.96 oldu. Tüm yıl için hedeflenen yüzde 5’lik enflasyonu yılın ilk dört ayında gerçekleştirmiş olduk. Yaz ayları süresince gıda fiyatlarında olağanüstü düşüşler yaşamadığımız takdirde, yıl sonuna geldiğimizde Merkez Bankası’nın enflasyon tahmininin üst sınırının da aşılması çok büyük bir olasılık. Kısacası, nereden bakarsak bakalım, enflasyon görünümü hiç hoş değil.

HEDEFLENEN ENFLASYON OLAMAZ
Hal böyleyken, Merkez Bankası’nın “Kısa vadeli faizleri indirmek için yer var” yönündeki açıklaması gerçekten şaşırtıcı. Yıllık enflasyonun yükselmekte olduğu, temel enflasyon rakamlarının çift haneleri gördüğü, tüm yıl için hedeflenen enflasyonun yılın ilk dört ayında gerçekleştiği, Merkez Bankası’nın yılsonu için kendi tahminini yukarı çektiği bir dönemde, para otoritesi “Kısa vadeli faizlerin inmesi için yer var” diyorsa, para politikasında hedeflenen, enflasyon değil, bir başka ekonomik değişken olmalı.
Para politikasının bu yaklaşımı aslında enflasyon beklentilerini daha da bozucu nitelikte. Bu yöndeki söylevlerle geçekleşecek enflasyonu olabileceğinden daha da yukarı taşıyabilecek bir ortamın yaratılması söz konusu. Döviz kurlarının fırlamasından kaynaklanan enflasyon dinamiğindeki olumsuz yöndeki değişim beyan etkisi yoluyla para politikasının olası duruşu konusundaki beklentileri bozup enflasyon görünümünü daha da olumsuzlaştırıyor.
Enflasyon hedefi iyice yalama oldu. “Enflasyon hedefine odaklı para politikası” görüntüsünün verilmesi belki enflasyon beklentilerinde hâlâ bir çapa görevi görüyor olabilir. Ama, aradan on yıl geçtikten sonra bunun da etkisi giderek azalıyor.