Advertisement

Küresel kriz çıktığından bu yana “finansal istikrar” kavramı çok kullanılır oldu. Özellikle merkez bankaları “finansal istikrar” terimini çok kullanmaya başladılar. O kadar ki, gelişmiş ülkelerde yaşanan çok düşük enflasyon ortamında, finansal istikrar fiyat istikrarının önüne geçmiş görünüyor. Finansal istikrar elbette çok önemli.
Finansal istikrar olmadan fiyat istikrarının sağlanması ve korunması olanaksız. Dolayısıyla, finansal istikrar, fiyat istikrarının bekçisi merkez bankaları için de hayati önemde. İşin bu yanına itiraz eden yok da, sorun, finansal istikrarın bekçisinin kim olacağı. Finansal istikrarın bekçisi galiba “finansal istikrar” kavramından ne anlaşıldığı ile yakından ilgili.

FARKLI KAYGILAR
“Finansal istikrar” kavramından herkes farklı şeyler anlıyor. Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde varlık fiyatlarının önce şişip sonra patlaması finansal istikrarsızlık olarak algılandığından, finansal istikrar onlar için varlık fiyatlarında ileride patlayabilecek bir balon oluşmaması olarak görülüyor. Avrupa için finansal istikrar bankaların borçlanıp borçlandıkları paraları belli bir düzen içinde krediye dönüştürmeleri olarak tanımlanabilir. Teknik deyimiyle, Avrupa’da finansal istikrar parasal aktarım mekanizmasının sorunsuz çalışması anlamına geliyor.
Bir süre önce bizim Merkez Bankası da finansal istikrar terimini telaffuz etmeye başladı. Açıkça “finansal istikrar” kavramının tanımı yapılmadı. Ama, çeşitli açıklamalardan finansal istikrarın, cari işlemler açığının milli gelire oranını kabul edilebilir makul bir düzeyde (risk yaratmayacak bir düzeyde) tutmak olduğu anlaşılıyor. Cari işlemler açığının milli gelire oranı ile kredi büyümesi arasında nereden geldiği çok açık olmayan istatistiksel bir ilişkiye dayanarak, finansal istikrar, daha açık bir dille, kredi büyümesinin yıllık yüzde 15 olması olarak tanımlanıyor. Buradan yola çıkarak finansal istikrarı sağlamanın ve korumanın bekçisi olarak Merkez Bankası kendini görüyor.
Finansal istikrarı finans kesiminin kendinden beklenen işlevi kesintisiz ve sorunsuz görmesi olarak tanımlarsak, varlık fiyatlarının şişmesi ya da cari işlemler açığının yarattığı riskleri finansal istikrara birer tehdit olarak görebiliriz. Ama, finansal istikrar bu unsurlar olmadan da bozulabilir ya da tehdit altında olabilir. Örneğin, Avrupa’da ne cari işlemler açığı riski söz konusu ne de varlık fiyatlarının şişmesi. Ama, Avrupa’da çok ciddi bir finansal istikrarsızlık yaşanıyor. Para politikasının etkin olmamasının en önemli nedeni de finansal istikrarsızlık.

SAPLA SAMAN KARIŞTIRILMAMALI
“Finansal istikrar olmadan fiyat istikrarı sağlanamaz ve korunamaz” cümlesinden yola çıkarak finansal istikrarın bekçiliğine merkez bankalarının soyunması doğru bir yaklaşım olarak görünmüyor. Bu yaklaşım çok büyük bir risk taşıyor. Finansal istikrar adına fiyat istikrarından ödün verme olasılığını artırıyor. Daha doğru bir yaklaşım finansal istikrarı tehdit eden unsurlarla finansal sistemin gözetim ve denetiminden sorumlu kuruluşların uğraşması. Bu sorumluluğun merkez bankalarına verilmesi de bu açıdan yanlış.
Geçenlerde Amerika Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen de aynı konuya vurgu yaptı. Finansal istikrarı korumaya yönelik makro ihtiyati önlemler gözetim kuruluşlarının görevi. Bu kuruluşlar bu görevi makro dengeleri değiştirmek için değil, finansal istikrarı korumaya yönelik yaparlar. Makro dengeleri oluşturmaya yönelik politikalar para ve maliye politikalarıdır, makro ihtiyati önlemler değil. Aksi takdirde sapla samanı karıştırmış oluruz.