Küresel kriz sonrasında Amerikan ekonomisinin göreli olarak çabuk toparlanmasının arkasında finansal sektörün yeniden yapılandırılması (yeni sermaye konması), finansal disiplini getirecek düzenlemelerin hemen gündeme getirilip uygulamaya geçilmesi ve Amerikan Merkez Bankası (FED) tarafından bolca para basılması vardı.

Finansal sektörün yeniden yapılandırılması ve düzenlemelerin hemen hayata geçirilmesi sisteme olan güvensizliği azalttı. FED’in bolca para basması, mal ve hizmet fiyatlarının değil, ama varlık fiyatlarının artmasına neden oldu. Bol ve ucuz para konut piyasasının yeniden hareketlenmesine neden oldu. Varlık fiyatlarıyla birlikte artan servet etkisiyle hanehalkı tüketimi toparlandı.

ALTI YIL GERİDEN GELİYORLAR

Avrupa yalnızca küresel krizle değil, kendine özgü “borç krizi”yle de boğuşmak zorunda kaldı. Bir ara, küresel krizden çok borç krizine daha fazla yoğunlaşmak zorunda kaldı. Euro’nun geleceğinin sorgulandığı bir dönemde ekonomik büyüme neredeyse unutuldu. Finansal sistemin yeniden yapılandırılması tartışmaları ertelenmek zorunda kaldı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) bilançosunu büyüttü, ama FED kadar olamadı. FED devlet tahvilleri ve konut kredilerine dayalı menkul kıymetleri aldı (miktarsal genişleme), ECB bankalara istedikleri kadar ucuz maliyetli borç vermeyi yeğledi.

İkisi arasında çok büyük fark vardı. Bankaların talebine göre para basmak ECB’nin parasal genişlemeye gitme kabiliyetini sınırladı. Birçok banka bu kalemden aldığı borçların önemli bir bölümünü de erken geri ödemeyi istedi. Bankaların paraya ihtiyacı yoktu, ihtiyaç, parasal genişleme yoluyla mal ve hizmet fiyatlarını artırmak, olmuyorsa FED’in yaptığı gibi varlık fiyatlarını artırmaktı.

UZUN SÜRELİ DURGUNLUK

Aslında ECB’nin de yapması gereken FED türü miktarsal genişleme. Yani, ECB’nin de piyasada dolaşan devlet tahvilleri ile özel kesimin çıkardığı menkul kıymetleri alması gerekiyor. Büyük bir olasılıkla bu yola gidilecek, ama kriz çıktığından bu yana altı yıl geçtikten sonra. Finansal sistemin yeniden yapılandırılması büyük bir olasılıkla bu yıl sonuna doğru başlayacak, ama kriz çıktıktan altı yıl sonra.

Avrupa’da karar almak zor. Karar aldıktan sonra, alınan kararı uygulamaya koymak zor. Karar verme ve uygulama mekanizmalarında sorun var. Birbirlerinden çok farklı ekonomilerin ortak bir düzen içinde çalışmalarının çok zor olduğu artık daha açık bir biçimde görülüyor. Kurulmuş olan yapı, krize girmenin göreli olarak kolay, krizden çıkışın ise göreli olarak zor olduğu bir ortamı oluşturdu. Doğal olarak, İngiltere gibi ülkeler bir noktada Birlik’ten çıkma tehdidini daha yapma ihtiyacı içine girdi. Bu çeşit çıkışların yarısı siyasi ise de, diğer yarısı ekonomilerin birbirlerine benzememesinden kaynaklanıyor. Birlik içinde sorun yalnızca Euro kullanan ülkeler arasında değil, tüm Birlik üyeleri arasında.

Bütün bu gelişmeler Avrupa’nın Birleşik Devletler olma yolunda daha çok zaman harcaması gerektiğini gösteriyor. Uzun zaman içinde Birleşik Devletler’in en önemli unsurlarından biri olan parasal birlik olgusunu yaşatıp yaşatamayacakları; yaşatabilirlerse, çıkabilecek sorunları ne denli hızlı çözebilecekleri ise büyük bir bilmece. Bugüne kadarki deneyimler Avrupa’nın bu alanda notunun düşük olduğunu gösteriyor. Bütün bunların maliyeti, çok uzun süren ekonomik durgunluk olabilir

Advertisement