Advertisement

İki yıldır Amerika’da parasal genişlemenin ne zaman sonlandırılıp parasal sıkılaştırmanın ne zaman başlayabileceği tartışılıyor. Parasal genişleme yavaşlamaya başladı. Önümüzdeki ay büyük bir olasılıkla parasal genişleme duracak. Şimdi tartışma parasal sıkılaştırmanın ne zaman başlayacağına odaklandı. Parasal sıkılaştırmaya erken gidilirse, bol paranın desteklediği ekonomik büyümenin tekleyebileceği düşünülüyor. Parasal sıkılaştırmada geç kalınırsa, enflasyona davet çıkarılmış olacak. Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) ikili hedefi var: Fiyat istikrarını korumak ve azami istihdamı sağlamak. Küresel kriz doğal olarak istihdamı öne çıkarmıştı. Şimdi, FED fiyat istikrarını korumaya da tek gözle bakmak durumunda.

DOĞAL İŞSİZLİK ORANINA YAKLAŞILDI

FED’in bakması gereken parametreler şunlar: Amerikan ekonomisi tam istihdamdan ne kadar uzakta? Tam istihdamdan ne kadar uzakta olunduğu nasıl anlaşılacak? Dikkat edilirse, tam istihdam kavramı parasal sıkılaştırmada geç mi kalındığı yoksa erken mi hareket edildiği tartışmasının en önemli öğesi. Neden? Tam istihdama gelinene kadar ücret artışları fiyat istikrarını tehdit etmeden ekonomik büyüme gerçekleşebilir. Ama, tam istihdama gelindiğinde, ekonomik büyümenin devamı ücret artışlarını ateşleyip fiyat istikrarını tehdit edebilir. Bu öngörü doğruysa, tam istihdamın hangi düzeyde işsizlik oranına tekabül ettiğini bilmemiz gerekiyor. O düzeydeki işsizlik oranına “doğal işsizlik oranı” diyoruz. Doğal işsizlik oranı zamanla değişebiliyor. Örneğin, Amerika’da doğal işsizlik oranının 1990’lı yılların ikinci yarısında, hatta 2005 yılına kadar yüzde 5’in altında olduğu hesaplanıyordu. Son dönemde yapılan tahminler doğal işsizlik oranının yüzde 6, belki yüzde 6’nın biraz altında olabileceğine işaret ediyor. Kısacası, on yıl öncesine göre, doğal işsizlik oranı bir puan kadar artmış görünüyor. Bu tahminleri kabullenirsek, Amerikan ekonomisinin doğal işsizlik oranına oldukça yaklaştığını söyleyebiliriz. O halde, istihdamı azamiye çıkarma hedefinin ikinci plana atılma, fiyat istikrarı hedefinin ön plana çıkma zamanı gelmiş demektir.

DÜŞÜK İŞGÜCÜNE KATILIM

San Francisco Federal Reserve Bank tarafından yapılan bir çalışma, ekonominin daraldığı dönemlerde artan işsizliğin ücretleri aynı paralelde düşürmediğini, ekonominin büyüme dönemlerinde ise doğal işsizlik oranına gelene kadar ücretlerin fiyat istikrarını tehdit edecek boyutta artmadığına işaret ediyor. Fiyat istikrarını tehdit eden ücret artışları doğal işsizlik oranına gelindiğinde gerçekleşiyor. Amerika’da şu sıralarda ücret artışları yıllık ortalama yüzde 2 civarında. Dolayısıyla, Amerika’da fiyat istikrarını tehdit eden ücret artışları söz konusu değil; aynı zamanda henüz doğal işsizlik oranına da gelinmiş değil. Bir başka deyişle, bol para dönemine devam etmenin şimdilik bir sakıncası olmadığı düşünülüyor.

Doğal işsizlik oranı değişebilen bir büyüklük. En önemli parametrelerinden biri de işgücüne katılım eğilimi. Küresel krizden bu yana Amerika’da işgücüne katılım, tarihi düşük düzeylerde. Bu olgu kalıcı mı yoksa geçici mi? Kalıcı ise doğal işsizlik oranı göreli olarak yüksek bir düzeyde demektir. Geçici ise, işgücüne katılım arttıkça doğal işsizlik oranının düşmesi gerekir. Çünkü, daha yüksek ücret talep etmeden çalışmak isteyenler artıyor demektir. O takdirde, FED’in fiyat istikrarına tehdit yaratmadan bol para dönemine devam etmesinde bir sakınca olmaz. Beklentileri yönetmek burada devreye giriyor. İşgücüne katılımı tayin eden en önemli parametrelerden biri; potansiyel olarak çalışabilir durumdaki nüfus, aradığında iş bulabileceğine yönelik ne kadar iyimser? İyimserlik arttıkça, ücret artışlarından fiyat istikrarına bir tehdit yaratmadan bol para dönemine devam edilebilir. Kötümserlik ise FED’in işini zorlaştıran bir etken olur.