Advertisement

Avrupa’nın “çok borçlu” ülkelerinin Euro için bir tehdit olmaktan çıkarılmasına yönelik uzlaşma arayışları devam ediyor. Birçok öneri var. Ama, son dönemde ortaya atılan iki öneri diğerlerine göre daha çok konuşulmaya başlandı.
Krize ilk girip ilk kurtarılmaya çalışılan Yunanistan için bir borç yapılandırması gündemde. Yunan yetkililer “borçların yeniden yapılandırılmasına gerek yok” deseler de, bu haliyle Yunanistan’ın borç sarmalından çıkamayacağı giderek daha fazla taraftar toplamaya başladı. Kamuoyu önünde “gerek yok” deniyor, ama kapalı kapılar arkasında Avrupa’da buna hiç kimse inanmıyor.

ELLER CEBE
Önerilerden birincisi, Avrupa’nın AAA kredi notuna sahip ülkelerin garanti vermesiyle “çok borçlu” ülkelerin bono satabilmelerini mümkün kılmak olarak özetlenebilir. Borçlanan Yunanistan dahi olsa, bono AAA kredi notuna sahip olacağından, maliyet ucuzlayacak. Her şeyden önemlisi, Yunanistan gibi “çok borçlu” ülkeler yeniden piyasalardan borçlanabilme durumuna gelecekler.
İkinci öneri Yunanistan’ın piyasada dolaşan tahvillerini Avrupa Birliği’nden alacağı ek bir mali destekle piyasa fiyatından satın alması. Bu yolla Yunanistan’ın tüm borçları Avrupa Birliği’ne olan borçlar haline gelecek. Avrupa Birliği de bu borçları 30 yıl gibi uzun bir zamana yayarak Yunanistan’dan tahsil etmeye çalışacak. Piyasada dolaşan bonolar piyasa fiyatından alınacağından, hesaba göre, bugünkü fiyatlarla yüzde 25 civarında bir iskonto söz konusu olacak. Yunanistan’ın borç stoku da düşürülmüş olacak.
İki öneri de Avrupa’nın büyük ve AAA kredi notuna sahip ülkelerinin ellerini ceplerine götürmelerini gerektiriyor. Bir yıl öncesine göre, bu ülkeler ellerini ceplerine götürmeye daha fazla razı gibiler. Ama, bazı olmazsa olmaz şartları var. Şartların başında da, bu ülkelerin bütçelerinin Avrupa Birliği’nin denetimine girmesi geliyor. Bütçeler üzerine Avrupa Birliği’nin nasıl bir mekanizma ile denetim yapabileceği üzerine tartışmalar devam ediyor. Büyük bir olasılıkla da, mart ya da nisan ayından önce bu konuda bir ilerleme sağlanması beklenmiyor.
Piyasalar ortada dolaşan önerilerden birinin ya da birkaçının beraberce uygulanabileceğini düşünüyorlar. O nedenle de, Yunanistan, İspanya, Portekiz, İtalya ve İrlanda’nın bono faizleri ve risk primleri düşmeye başladı. Avrupa Birliği bir biçimde “çok borçlu” ülkelerin borçlanmasının kalitesini artırdığında, beklenen iskonto bugünkünden çok daha az olabilir. Örneğin, dün yapılan borçlanma ihalesinde Portekiz’in faizi ciddi bir biçimde düştü.

ESNEK PARA POLİTİKASI İÇİN
Avrupa’da artan enflasyon kaygı yaratıyor. Enflasyonun daha büyük bir tehdit haline gelmeden Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) enflasyonla mücadele edebilecek esnekliğe kavuşması önceliklerin başında geliyor. Bugüne kadar “çok borçlu” ülkelerin borçlarını çevirebilmesinin arkasında AMB vardı. Bu yükten kurtulması AMB’yi enflasyonla mücadelede daha esnek hale getirecek.
Esneklik, yalnızca para politikasının “çok borçlu” ülkelere endekslenmesini ortadan kaldırmayacak. Aynı zamanda, AMB para politikasını sıkılaştırmaya yönelik olarak kısa vadeli faizleri artırdığında, “çok borçlu” ülkelerin durumu daha da zorlaşmayacak. Bu amaca yönelik olarak kurtarma fonunun kapsamı ”çok borçlu” ülkelerin bonolarını da satın alabilecek bir biçimde genişletilecek.
Euro’yu yaşatmaya yönelik olarak Avrupa’nın büyük ülkeleri ileride çok maliyetli olabilecek bir yola girmek üzereler. Maliyetlerin neler olabileceği bir başka yazının konusu.