Advertisement

Dünya ekonomisinin neredeyse dörtte birini oluşturan Amerikan ekonomisi tüm ülkeler için önemli. Amerika büyürse, tüm dünya da büyüyor. Amerika krize girince tüm dünya ekonomileri karışıyor.
Küresel krizin nedeni Amerika oldu. Ama, krizden en çabuk çıkan gelişmiş ülke de yine Amerika'ydı. Kriz diğer gelişmiş ülkelerde daha kalıcı zararlara neden oldu. Amerika'da çıkıp küreselleşen kriz Avrupa'yı yatağa serdi, Avrupa yataktan kalkma mücadelesi veriyor.
Tüm dünya için Amerikan ekonomisinin kalıcı bir büyüme sürecine girmesi şart görünüyor. Büyümenin kalıcı olup olmadığı bilinmiyor, ama şimdilik gidişat fena sayılamaz. Geçen yılki büyüme yüzde 2'nin üzerinde oldu. Kötümserlik biraz artmış da olsa, bu yılki büyümenin yüzde 4'ü dahi geçebileceği yönünde tahminler var.

FED BİLANÇOSU
Eğer başarı hikâyesiyse, Amerika'nın krizden çıkıp büyümeye geçmesinin arkasında uygulamaya koydukları
olabildiğince gevşek maliye ve para politikaları var. Bütçe açıklarının bu yıl Amerikan milli gelirinin yüzde 10'unu aşması bekleniyor. Sorunların üzerine para atmaktan kaçınmadılar. Amerikan Merkez Bankası (FED) olabildiğince hızlı para bastı, faizleri olabildiğince düşük tutmaya çalıştı. Bütün bunlara rağmen, işsizlikteki azalma arzulananın çok altında. İşsizlik oranı hâlâ yüzde 9 civarında.
Enflasyon tehdidi olmadığı için FED para politikasını olabildiğince gevşetti. Kriz öncesinde 700 milyar dolar olan FED bilançosu 2.5 trilyon dolara (milli gelirin yüzde 15'i) geldi. Açıklanan program çerçevesinde yıl ortasında FED bilançosunun 3 trilyon dolara dayanması şaşırtıcı olmayacak.
Normal dönemlerde standart bir FED bilançosunun varlıklar bölümünün yüzde 95'i Hazine bonolarından ve repo işlemlerinden oluşur. Diğer varlıkların para politikasıyla pek alakası yoktur. Bilançonun yükümlülük kısmının yüzde 90'ı emisyondur. Gerisi de sermaye ve banka mevduatlarıdır.
Üzerinden çok ciddi bir kriz geçtikten sonra FED bilançosu neredeyse dörde katlandı, ama varlıkların üçte biri Hazine bonosu ve repolar olurken,
yarısından fazlası özel sektörden alınan finansman bonoları ve konut finansmanına dayanan menkul kıymetler oldu. Yükümlülüklerin üçte biri emisyon olurken, sermaye dışındaki yükümlülüklerin hemen hepsi bankaların mevduatlarından oluştu.

BİLANÇONUN KATILIĞI
Son dönemde FED, diğer varlıklarını düşürmeksizin Hazine bonosu yatırımlarını artırma kararı aldı. Grafikte de görüldüğü gibi, son dönemde FED bilançosu Hazine bonosu yatırımları nedeniyle yeniden artıyor.
FED bilançosunun geldiği düzey FED'in artık istihdamı azamiye çıkarma hedefini arka plana itip küresel düzeyde artan enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlarla beraber bilanço büyüklüğünün neden olabileceği enflasyon baskılarını hafifletmeye ağırlık vermesini gerektirecek. Yani, FED elindeki Hazine bonosu ve diğer varlıkları satmak (çıkış stratejisi) zorunda kalabilecek.
Bu stratejinin neden olabileceği faiz artışları ise Amerikan ekonomisinin büyümesine çok ciddi bir tehdit oluşturabilir. Kısacası, zaten istihdam yaratmakta zorlanan Amerikan ekonomisinde FED'in fazla bir esnekliği yok. Daha fazla enflasyona müsamaha etmekten başka bir seçenek yok gibi görünüyor. Dolayısıyla,
FED'in faiz artırmaya başlaması ve bilançosunu küçültmesi çok uzun zaman alacak.