Advertisement

Küresel kriz tüm dünyayı tek hedefe odaklamıştı: Sürdürülebilir ve dengeli bir ekonomik büyümeye geçmek. Hedef tek olunca, küresel düzeyde ekonomi politikalarında işbirliği ve eşgüdüm işin başlarında doğal olarak kolay oldu.
Küresel krizin ilk yıkıcı etkisi geçtikten sonra ekonomik sorunlar ve hedefler ülkeden ülkeye değişmeye başladı. Ekonomik öncelikler değişti. Doğal olarak küresel düzeyde ekonomi politikalarında işbirliği ve eşgüdüm zorlaştı, hatta olanaksız hale geldi. Bir ülkenin kendi sorunlarını çözmeye yönelik aldığı önlemler diğerlerini hedeflerinden uzaklaştırabilecek nitelik kazandı. Bu aşamada, artık küresel işbirliği alanları bulabilmek güçleşti.

KONULAR
Nedir sorunlar ya da kaygılar?
1. Bazı ülkelerde işsizlik çok yüksek (Amerika, Türkiye, İspanya gibi), bazı ülkelerde ekonomik büyüme çok küçük (Almanya dışındaki Avrupa ülkeleri gibi).
2. Bazı gelişmekte olan ülkelerde ekonomiler ısındıkça enflasyon giderek daha büyük bir tehdit olmaya başladı (Çin, Hindistan gibi).
3. Bazı ülkelerde ekonomik büyüme tatmin edici düzeyde, ama hızla artan dış açıklar tehdit eden boyutlara geliyor (Brezilya, Türkiye gibi)
4. Emtia fiyatlarındaki artışlar birçok yerde ekonomik büyümeyi tehdit eder hale geldi, enflasyon baskısını artırdı.
5. Euro Bölgesi’ndeki “borç krizi“ küresel ekonomik istikrarı tehdit edebilir.
6. Bazı gelişmiş ülkelerde borç dinamiği giderek bozuluyor (Amerika gibi).
7. Bir daha benzer bir krizi yaşamamak için küresel düzeyde finans sektörünün yeniden yapılandırılması gerekiyor. Yapılandırmanın sonuçları maliyetli olabilir.
8. Özellikle bazı gelişmiş ülkelerdeki gevşek para politikası (Amerika gibi) sonucunda oluşan küresel düzeydeki likidite bolluğu çeşitli ülkelerde ekonomi politika seçeneklerini daraltıyor. Enflasyon beklentilerini kötüleştiriyor.
9. Hükümetlerin sorun çıkmadan değil de, çıktıktan sonra hareket etmeleri piyasadaki oynaklıkları artırıyor.
10. Küresel düzeyde dengeli büyüme krizden önce de söz konusu değildi, şimdi de değil. Asya’nın harcaması, Amerika’nın tasarruf etmesi arzulanıyor. Kur rejimleri serbestleşmeden böyle bir dengenin kurulması zor görünüyor.
11. Son dönemde bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki siyasi gelişmeler ekonomik istikrarı tehdit edebilecek düzeye gelebilir.

SORUNLAR FARKLILAŞTI
Sorun ya da kaygı listesinde ekonomi politikalarının yapabilecekleri var, yapamayacakları var. Yapabileceklerine odaklanırsak, bazı ülkeler için doğru olan politikalar diğerleri için doğru olmuyor. Örneğin, enflasyonla mücadeleye yönelik olarak gelişmekte olan ülkelerin alacağı önlemler küresel büyümeyi sekteye uğratacak nitelikte olabilir. Gelişmekte olan ülkeler küresel ekonominin üçte biri, ama geçen yılki dünya büyümesinin üçte ikisi bu ülkelerden geldi.
Aynı şekilde, Amerika işsizliği azaltmak ve ekonomik büyümeyi hızlandırmak için gevşek maliye ve para politikaları uyguluyor, ama artan küresel likidite ile beraber emtia fiyatları artıyor. Küresel düzeyde enflasyon tehdidi oluşuyor.
Benzer sorunlar ve çelişkiler küresel krizden önce de vardı. Ama, bu kez, sorunların sayısı, niteliği ve çözümlerin zorluğu küresel ekonomik dengelerin kısa zamanda yerine oturmayacağı izlenimini veriyor. Çözümde işbirliği ve eşgüdüm aramak ise bu aşamada hayalcilik.