Advertisement

Yılın ilk iki ayında bütçe gerçekleşmelerinde geçen yıl yaşananlara benzer bir gelişme gözleniyor. Ekonomik büyüme ile vergi gelirleri ortalama enflasyonun çok üzerinde artıyor. Geçen yılın son ayında muhasebeleştirilen harcamaların da katkısıyla, 2011 yılının ilk iki ayındaki bütçe harcamaları çok makul düzeylerde seyrediyor. Sonuçta, yılın ilk iki ayında bütçe açık değil, fazla veriyor.
Geçen yıl ekonominin beklenenin çok üzerinde büyümesiyle bütçe gelirleri de öngörülenin üzerinde artmıştı. Öngörülenin üzerinde artan gelirlerin bir kısmı geçen yıl ek harcamalarla yendi. Bütçe açığı bir önceki yıla göre düştü, ama ek gelirler harcanmasaydı bütçe açığı geçen yıl daha da düşük olabilirdi.

ARTAN GELİRLER HARCAN MAMALI
Yılın ilk iki ayında bütçe gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.5 arttı. Bu dönemde vergi gelirlerindeki artış yüzde 22.2 oldu. Ekonomi büyüdükçe dahilde alınan katma değer vergisi ile ithalattan alınan katma değer vergi hasılatı da hızla büyüyor. Yılın ilk iki ayında dahilde alınan katma değer vergisi tahsilatındaki artış yüzde 43 oldu. Aynı şekilde, ithalattan alınan katma değer vergisi tahsilatı yüzde 20 arttı.
İthalatta alınan katma değer vergisinde kaynağını tam olarak bilemediğimiz sorunlar var. Ocak ayında bu kalemde gerçekleşen tahsilat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5 azalmıştı. Halbuki, ithalat dolar bazında yüzde 44 artmıştı. Bu artış TL bazında yaklaşık yüzde 50'nin üzerindeydi. İthalde alınan katma değer vergisi şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 49 artmış görünüyor.
Şubat ayı dış ticaret verilerini henüz bilmesek de, büyük bir olasılıkla TL bazında ithalat artışı da bu düzeylerde oldu. Ocak ayında ithalatta alınması gereken katma değer vergisinde bir kayıp var. Bu kayıp bazı kamu kurumlarının ithalatı yapıp vergilerini ödemedikleri şüphesini doğuruyor.
Yılın ilk iki ayında bütçe harcamaları çok makul düzeylerde seyrediyor. Ocak-şubat döneminde faiz dışı bütçe harcamalarındaki artış geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.3 oldu. Bütçe yılın ilk iki ayında 2 milyar liraya yakın fazla verdi. Bütçenin faiz dışı dengesi de 12 milyar liraya yakın fazla verdi. Geçen yılın bütçesinde muhasebeleştirilip bu yıl yapılan harcamalara rağmen (Hazine'nin nakit açığı bu nedenle büyük), bu haliyle bütçe gelişmeleri çok sevindirici. Tahminlerin üzerinde gerçekleşen ekonomik büyümeden gelen artan bütçe gelirleri tasarruf edilebildiği takdirde, bu yıl bütçe açığının öngörülenin oldukça altında kalması söz konusu olabilir. Bu da finansal istikrarın korunmasına yönelik maliye politikalarından gelen ciddi bir katkı olur.

BÜTÇEDE KANAYAN YARA
Bugünlerde çok lafı edilmese de, bütçe üzerindeki en büyük riskin sosyal güvenlik kurumlarına verilmek zorunda olan mali destek olduğu gerçeği devam ediyor. Bütçe gelirleri, özellikle vergi gelirleri hızla arttığı halde, yılın ilk iki ayında sosyal güvenlik kurumlarına verilen mali yardımların vergi gelirlerine oranı yüzde 23.4 oldu. Bu oran 2007 yılında yüzde 21 civarındaydı.
Bütçe harcamalarındaki esnekliği azaltan, hatta yok eden en önemli unsur sosyal güvenlik kurumlarının nakit açıkları. Faiz dışı harcamaların dörtte birinden fazlası bu alanda yapılıyor. 1990'lı yıllarda faiz harcamaları bütçenin kanayan yarasıydı. Şimdi faiz harcamalarının yerini sosyal güvenlik kurumları aldı. 2000'li yıllarda faizlerin inmesiyle kanayan yara tedavi olmuştu. Şimdi, esnek ve sağlam bir maliye politikası için sosyal güvenlik kurumlarının mali yapılarının iyileştirilmesi gündemde olmalı.