Tüm günlük gazetelerde ekonomik olayları irdeleyen ve yorumlayan çeşitli yazarlar var. Birçok gazetede her gün bu çeşit birden fazla yorum bulunabiliyor. Gazetelerdeki ekonomi yazılarının birçoğunun kalitesi de çok yüksek. Bazı yazıların ekonomi biliminde biraz mürekkep yalamadan anlaşılması çok zor olabiliyor. Bazen, günlük gazetelerde akademik tartışma yapılıyor havası doğuyor. Topluma çeşitli bakış açılarını sunmak açısından bu çok güzel bir gelişme. Diğer yandan, ekonomik olayları irdeleyen ve yorumlayan bu denli çok çeşidin olmasının bir tehlikesi de var. Konuyu bilmeden okunan yorumlar ya da yorumları, eleştirisel bir gözle değil de, konuyu öğrenmek için okuyanlarda “bilmeden fikir sahibi olmak“ olgusunu yaratabiliyor. Bilmeden fikir sahibi olmak çok tehlikelidir.
PARASAL İKTİSAT: KURAM VE POLİTİKA
Bu tehlikeyi bir ölçüde önleyebilecek bir kitap çıktı. Çeşitli gazetelerde irdeleme ve yorum yazıları çıkan Fatih Özatay “Parasal İktisat: Kuram ve Politika“ başlıklı bir kitap yayınladı. Kitabın isminden korkup aldanmayın. Yazar, hem bir akademisyen hem de Merkez Bankası’nın eski Başkan Yardımcısı olması nedeniyle bir uygulamacı. Dolayısıyla, kitap, yalnızca bir akademik çalışma değil, aynı zamanda, uygulamadan gelen bilgi ve tecrübeleri de içeren bir bütünlük içinde kaleme alınmış. Dilinin basitliği, kitabın yazarın karşısındakilerle konuşuyormuş gibi yazılmış olması okumayı çok kolaylaştırıyor.
Kitaptaki konuları anlamak için ileri derecede ekonomi bilmenize gerek yok. Aksine, daha önce çeşitli yazılarda okuduğunuz kavramları öğrenme şansını buluyorsunuz. Sonra o kavramlardan yola çıkarak her gün gazetelerde okuduğunuz ya da televizyonlarda izlediğiniz ekonomik tartışmaların bir bölümünü daha iyi anlayabilecek kaynaklara ulaşıyorsunuz.
Paranın arzı olur, ama talebi sonsuzdur gibi genel inancın doğru olmadığını görüyorsunuz. “Birisi para verir de reddedilir mi?“ gibi sorular kafanıza takılıp başka hiçbir şey değişmeden “ne kadar para varsa hepsi talep edilir“ gibi bir inancı terk ediyorsunuz. Hatta, kendi parasal tercihlerinizin ekonomik biliminin içindeki yerini daha iyi görüp kendinizle övünebilecek nedenler bile bulabiliyorsunuz.
Merkez Bankası’nın neyi, neden ve nasıl yapmaya çalıştığını anlıyorsunuz. Faizlerin ya da kurların neden düşebileceğini ya da yükselebileceğini mantıksal bir bütünlük içinde görüyorsunuz. Bütün bunlar hafızalarımızdaki deneyimlerle örneklenince “ha, demek öyle olmuş” deyip hafızanızdaki ekonomik olayları daha iyi yorumlayabilme konumuna geliyorsunuz. Kitabın bazı bölümlerinde “şimdi kitapta okuduklarımı keşke on yıl önce bilseydim“ diyebilecek hale gelebiliyorsunuz.
ÖĞRENCİLERE MÜJDE
Bizim gibi ekonomi yazarlarının okuyucu kitlesi içinde ekonomi eğitimi gören öğrencilerin sayısı oldukça fazla. Yaz aylarından yazılarımıza öğrencilerden hiçbir tepki gelmez. Ama, okullar açılıp ödev yapma ve sınava hazırlanma dönemi başladığında, en çok ileti aldığımız okurların başında öğrenciler gelir. Birçoğu hazırlayacağı ödeve kaynak bulmak için yardım ister. Kimisi, kendisi meraktan soruyormuş gibi yapıp hocalarının sorduğu bir soruya yanıt arama peşindedir. Çoğu da doğrudan bizlere ödevlerini yaptırmaya çalışırlar.
Şimdiye kadar bu çeşit sorgulamalara, “acil yardım“ başlığı altında da gelse, yanıt vermiyordum. Fatih Özatay, en azından beni çok büyük bir yükten kurtardı. Bundan sonra hâlâ öğrenciler benden ödevlerini yapmamı talep ettiklerinde yanıt verip Efil Yayınevi’nden çıkan “Parasal İktisat: Kuram ve Politika“ isimli kitabı okumalarını tavsiye edeceğim. Ödevi parasal iktisat konularında olmayan öğrenciler için yapabileceğim fazla bir şey yok! Teşekkürler Fatih Özatay.